Geçtiğimiz hafta oldukça hareketli bir hafta olarak göze çarptı. Yurt içinde Merkez Bankası’nın faiz indirimi ve yükselen işsizlik oranı verisi, yurt dışında ise açıklanan şirket bilançoları yatırımcıların dikkatli takip ettiği gelişmeler oldu. Yurt dışındaki yükseliş trendinin devam etmesi için somut gelişmelere ihtiyacımız olduğunu daha evvel yazılarımda belirtmiştim. Dolayısıyla yatırımcıların şu an beklemede olduğunu ancak beklemenin uzun sürmesi durumunda yükselişi yakalayan piyasa oyuncularının kâr realizasyonu yapacaklarını tahmin ediyorum. Yurt içinde ise borsanın önemli direnç noktalarına yaklaştığını ve Dolar/TL’nin geçen hafta yazımda belirttiğim gibi önemli destek seviyeleri olan 1.5600’yı kıramadığını söylemekte yarar görüyorum.
Geçtiğimiz hafta yurt dışı piyasalar Goldman Sachs’in beklentiden yüksek açıkladığı kârıyla oldukça olumlu başladı. Daha sonra sırasıyla Wells Fargo, JP Morgan, Citibank ve Bank of America gibi önemli finansal şirketlerin beklenenden yüksek kâr açıklamaları piyasalardaki olumlu havanın devam etmesinde önemli rol oynadı.
Yatırımcılar ABD’de yapılan ve bankaların zor duruma dayanıklılığını ölçmek için kullanılacak stres testinin sonuçlarını bekliyor. En geç Mayıs başında bu konuda bazı bilgiler ele geçmiş olacaktır. Bana göre finansal sektör şirketlerinin son 1.5 ayda ortalama yüzde 80, Citibank’ın yüzde 300’ün üzerinde yükseldiğini anımsadığımızda stres testinin sonuçlarının yükselişin devamı için oldukça önemli olduğunu vurgulamakta yarar görüyorum. Ayrıca geçen hafta General Electric konut şirketleri ve finansal bölümü hariç diğer bölümleri oldukça iyi bir kar açıkladı ve yükselişin önemli sebeplerinden biri olarak göze çarptı. Yatırımcılar bu haftanın son günlerinde global anlamda reel sektörün durumu hakkında daha detaylı bilgi sahibi olabilmek için Coca-Cola ve McDonald’s gibi şirketlerin bilançoları takip edecektir. Piyasa oyuncuları olumluluğun devam etmesi için ekonomide yaşanan düzelmeyi gözlemlemek istiyorlar dolayısıyla haftanın en önemi verileri Perşembe günü açıklanacak olan mevcut ev satışları ve Cuma deklare edilecek dayanıklı tüketim malları siparişleri olacaktır.
Yurt içi piyasalar geçtiğimiz hafta oldukça olumluydu. Dolar/TL 1.5800 seviyesine kadar gevşedi. Sene başında 23,000 seviyesinin altına gerileyen IMKB-100 endeksi ise 30,000 seviyesine kadar yükseldi. Ancak işsizliğin yüzde 13.5 seviyesine yükseldiğinin açıklanması reel sektördeki kötü gidişatın henüz bitmediğinin bir göstergesi. Buna rağmen bence haftanın en önemli gelişmesi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB)’nin faizlerini beklenenin üzerinde 75 baz puan düşürmesi oldu. Faizlerin beklentilerin üzerinde yüzde 9.75 seviyesine gevşetilmesi ekonomiyi hızlandırmak için yapılan bir çaba olarak göze çarptı. Ancak bir ülkenin risk primi olarak nitelendirilen faizlerin diğer gelişmekte olan ülkelerin faizlerini iyice yakınlaşması olumsuz bir hava yaşanması durumunda dolar kurlarının tekrar yükselmesi anlamına gelecektir. Euro/Usd paritesinin yukarı yönlü hareketinin kısa vadede sonlanabileceğini son yazdığım yazılarda belirtmiştim. Euro/Usd’nin düşüşünün devamı durumu da Dolar/TL’nin yükselmesine sebep olabilir. Bu hafta açıklanacak bilançolar ve veriler ışığında dalgalı bir seyir izlememiz oldukça muhtemel. Dolayısıyla yurt içi/dışı gelişmelerin yakından takip edilmesi faydalı olacaktır.
Piyasaların olumsuz seyretmesi durumunda üst üste 6 haftadır borsaların yükseldiğini ve bu yükselişin önemli bir kısmının geleceğe dair beklentiler olduğunu unutmamalıyız.
Sonuç olarak bazı beklentilerin karşılanmaması durumunda düşüşler sert olabilir. İyi haftalar.