“Göz alabilince uzanan bir yeşillik ve üzerinde küçücük bir top...” Bu hafta, birçokları için sadece bu tanımlamadan ibaret olan golf sporunu, bu sporu yıllardır yapanların aracılığı ile aktarmak istedik. İsak Eskenazi ve Max Maçoro deneyimlerini bizlerle paylaştı
İsak Eskenazi
Bu spora nerede, ne zaman başladınız?
Golfa başlayalı 12,13 sene oluyor. Daha öncesinde 20 yıl kadar tenis oynadım. Tenis gerçekten beni büyüleyen bir spordu. Bir gün golf camiasının duayeni René Somek’in damadı David Elhadef, golf hakkında bir fikir edinmem için beni Maslak’taki golf kulübüne davet etti. Golfla ilgili hiçbir fikrim yoktu ancak arkadaşımı kırmamak için gittim.
Etrafı, driving range’de (antrenman sahası) topa vuranları seyrettim. Bana topa vurmak çok kolay gibi göründü. Oradaki oyunculardan bir club (golf sopası) rica ettim ve topa vurmayı denedim. Üç ıskadan sonra topu ancak 3 metre ileriye atabildim.
Düşünün, karşınızda kımıldamayan, sabit bir top var ve siz vuramıyorsunuz (Golf dünyada topun hareket etmediği ve oyuncu tarafından sabit haldeyken vuruş yapılan tek spor dalıdır). Bu beni son derece hırslandırdı ve ders almaya başladım ve birkaç dersten sonra anladım ki bu iş dışarıdan göründüğü kadar basit bir olay değil.
Daha sonra polo dâhil birçok sporu iyi derecede yapmış Fransız bir doktor, bana golfun dünyanın en zor sporu olduğunu söylemişti. Bugün ona hak vermemek elde değil. Zor ama büyüleyici. Bir tutku, bağımlılık yapan bir fenomen, vazgeçemiyorsunuz.
Levent Aydan diye bir tanıdığım var, kendisi Türk Milli Takımı’nda Davis Cup oynamış üst seviyede bir tenisçi. Bana, golfu tanıdıktan sonra eline raket almak istemediğini ve tenisi hiç aramadığını söyledi. Bu seviyede bir oyuncunun ağzından böyle bir şey çıkması golfun büyüsü hakkında az çok bir fikir veriyor sanırım.
Golf, bireysel mi takım halinde oynanan bir spor mu?
Golf genelde bireysel bir spor olarak addedilebilir ama çiftler ve takım müsabakaları da yapılıyor.
Fiziksel ve zihinsel olarak golf oynamanın ne gibi faydalarını görüyorsunuz?
Fiziksel ve zihinsel olarak faydaları tartışılmaz. Düşünün, bir golf parkuru 18 çukurdan oluşur, bu da uzunluk itibariyle 7-8 km’yi bulur. Parkuru bitirmek ortalama 4-5 saat gibi bir zaman alır. Müsabaka olmadığı sürece ve saha uygun olduğunda (pek kalabalık olmadığında) arzunuza göre siz bunu 9 veya 12 çukura indirebilirsiniz. Bu da size doğada, temiz havada, gürültüden uzak, kuş sesleri içinde iki üç saat yürümenizi, arkadaşlarınızla oynayarak sohbet etme imkânı sağlar. Sosyal tarafı da cabası. Bugün ABD’de, Japonya’da ve benzeri gelişmiş ülkelerin üst düzey şirket yöneticilerinin çoğu golf oynuyor ve saha içinde yakınlaşmalar sağlanıyor ve birçok iş sonuca bağlanıyor. Duyduğum kadarıyla Japonya’da bazı golf kulüpleri, üye olmak için 5 Milyon $ gibi bir ücret istiyor. Bu rakama rağmen bekleme listesinde olanlar epey kalabalık…
Yapılan istatistiklere göre kalp krizine yakalanma oranı en az golf oynayanlardaymış.
Zihinsel faydası tartışılmayacak kadar büyük. Öncelikle size kendi kendinizi terbiye etmesini öğretiyor, bu terbiye kurallarının dışına çıktığınızda hemen sizi cezalandırıyor. Lee Trevino adlı efsane bir golfçu, golfla ilgili bir yazdığı bir kitapta şunları söylüyor; “Don’t look for perfection in golf. Diğer bir deyişle, basitle yetin demek istiyor. Fanteziye kaçma, çok zoru deneme, zira bu gibi denemeler sana çok pahalıya mala olabilir, 1 puan kazanacağım diye sana 3-4 puana mal olabilir. Kısaca çok büyük hırs yapmamayı, kanaatkâr olmayı öğütlüyor. Hayat ta öyle değil mi? Basamakları teker teker çıkmak daha sağlam değil midir, üçer üçer çıkmaya kıyasla? İş hayatı da buna benzemiyor mu?
Golfun bir de etik tarafı var, yani etik kuralları. Bunların hepsi karşınızdakine saygı amaçlı. Örneğin rakibiniz oynarken onu rahatsız etmemeyi,gürültü yapmamayı,topa vururken önünde veya arkasında durulması gerektiği, putting green’de oyuncu pata atarken yürünmemesi ,onun çizgisinde durulmaması çizgisine basılmamasına dikkat edilmesi oyunun hep etik tarafı. Aynı normal hayattaki görgü kuralları gibi.
Özet olarak bu sporu tanıdığım ve oynayabildiğim için çok mutluyum.
Max Maçoro
Golfla ilgili olarak nasıl / nereden eğitim aldınız mı?
Tabii ki golf dersi aldım. Golfu ders almadan öğrenmek mümkün değildir. 2000 yılında bir arkadaşımın teşviki ile golfa başlamaya karar verdikten sonra Kemer Golf & Country Club’da on derslik bir paket aldım. On derste sadece golf sopası ile topa ıskalamadan vurmayı öğreniyorsunuz. Topun nereye gittiği ise meçhul …. Sonradan Maslak’ta şu anda 110 yıllık bir geçmişe sahip olan İstanbul Golf Kulübü’ne üye oldum ve düzenli olarak, “handicap” ımı alıncaya kadar bir sene kadar ders aldım.
Handicap nedir?
Handicap golfta bir seviye göstergesidir. 18 çukurluk bir parkurun profesyonel bir oyuncu için yapılabilirliği 72 vuruştur (bu sayı sahasına göre 1-2 vuruş değişebilir). Benim başladığım dönemde sahada oynamaya çıkabilmek için handicap’ın en çok 28 olması gerekmekteydi. Yani handicap’ın 28 olması demek, profesyonel bir oyuncunun 72 vuruşta tamamladığı 18 çukuru, 72+28 vuruşta tamamlama hakkıdır. Bir yerde bu handicap’lı oyuncuya verilen avans anlamına gelir. Bunun sayesinde her seviyede oyuncu birlikte oynayabilir. Handicap’ın düşürülmesi ise, turnuvalara katılım ile yapılacak düşük skorlara bağlıdır.
Nerede, hangi tesislerde golf oynuyorsunuz?
İstanbul Golf Kulübü (İ.G.K.) ve Kemer Golf & Country Club üyesiyim. Yakın ve şehrin göbeğinde olduğundan çoğunlukla İ.G.K. da oynuyorum. Senede bir kaç kere de Belek’teki muhtelif sahalarda oynuyorum. Zannedersem şu anda Belek’te on beş saha mevcut. Hepsi de mükemmel durumda ve yılın dokuz ayı dolu.
Fiziksel ve zihinsel olarak ne gibi faydalarını görüyorsunuz?
Fiziksel olarak ağırlıklı yürüyüş bazlı bir spor. 18 çukur, en az dört saatlik bir parkur. Bir de işin “range” çalışması var. “Range” dediğimiz, kulüplerin atış poligonu gibi düşünebileceğiniz önü açık, metrajların işaretlerle belirtildiği alan; iki kova yani 80 adet top vurduğunuzda ter içinde kalabiliyorsunuz.
Zihinsel olarak ise meditasyondan çok farklı değil. Çok ciddi konsantrasyon ve sinir hakimiyeti gerektiren bir oyun. Hele sahada, zemin, topun pozisyonu, rüzgârın yönü ve saymakla bitmeyecek faktörler, her vuruşu diğerinden farklı kılıyor. Bu da oyuna büyük bir ivme ve heyecan katıyor.
Golf oyununun bir özelliği de hep kendi skorunuzu iyileştirmeye çalışmak, yani sahayı bir öncekine göre daha az vuruşta bitirmek. Kendi kendinizle rekabet ediyorsunuz yani.
Bu spor dalı ile ilgilenenlere ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz?
Herhangi bir golf kulübüne gitsinler ve benim de yapmış olduğum gibi paket ders programlarına yazılsınlar. Bunun için üye olmaya gerek yoktur. Golfu sevdiklerine kanaat getirirlerse o zaman devam etmelerini tavsiye ederim.