Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın en canlı evresinde faaliyetlerini evrensel kılan 500.Yıl Vakfı, Anadolu genelinde yenilikçi padişah Sultan III. Selim Han’ın sanat ve dünya görüşü rehberi ve de müzik hocası Tamburi Büyük İzak adına açılan müzik yarışmasında jüri başkanlığı yaptığım dönemde, aynı zamanda akademik kariyer çalışmalarımdan birisini bitirmek üzereydim. Huzuruna çıktığım jüri başkanı, o zamanki Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yüksel Bozer beyefendinin teşvikiyle geçici bir süre Amerikan Huron Üniversitesi’nin taşra kampus profesörlüğüne ve Türkiye-Ankara temsilciliğine de o dönemde başlamıştım. Biraz fazlaca yoğunlaşan uluslararası etkinliklerim içerisinde müzik sanatı ve tolerans mevzuu bende başlı başına bir insani misyon haline dönüşmüştü ki, Körfez ülkelerinin ricasıyla Gulf Trio şefliğini de o zaman üstlendim.
Daha sonra bu konuyu, Sanat ve Tolerans biçiminde somut bir projenin ön basamağına dönüştürebileceğimi kavradım; ulaştığım düşünsel basamağı da Şalom Gazetesi’nde okuyucularla paylaştım. Bir konunun dünya insanlığı olarak önümüze açtığı incelikler şunlar olacaktı:
1- Dünya dinsel ezgilerinin, insanları birleştiren, iyi-güzel ve doğruda buluşturan en güzel örmekleri Anadolu topraklarından derlenebilir, TRT Doğu Anadolu Bölge radyosu duayenlerinden Raci Alkır bu çalışmaların temel kaynak kişisi olabilirdi. Raci Alkır, Hazar Müzikleri albümü şu anda Naim Güleryüz tarafından kurulan müzemizdedir.
Nitekim daha sonra Atatürk tarafından çok sevilmiş, insan sevgisi yoğunluklu Ortadoğu ezgilerini, yönetimimdeki topluluk, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel beyefendinin saygın sponsorluğunda “Merhaba Mustafa Kemal Paşa!” adlı bir albümle yayınladı.
2- Raci Alkır tarafından eserleri derlenmiş başta Alvarlı Mehmet, İbrahim Hakkı, Sümmani, Kuddusi Baba gibi büyük dini folklor üstatlarının, insanı insan olarak kucaklayan ezgileri, yurdumuzun kültürel mozaiğini temsil eden kabiliyetlerinden oluşmuş değerli sesler tarafından seslendirilip, insanlığın takdir ve teşvikine arz edilebilirdi. Nitekim bu alanda ses getirebilecek albümlerimiz 500. Yıl Vakfı Başkanımız Naim Güleryüz’e sunulmakla iktifa edilmedi, İstanbul devlet Opera sanatçısı Asteris beye ve Vatikan’ın Ankara Büyükelçisi Monsenyör Lucibello’ya da takdim edildi. Giderek Türkiye’nin kültür mozaiğine ait renklerin insanlığa takdim edilmesi adeta güncel bir proje temeli haline geldi.
3- Bu arada, AB’nin idealleri çerçevesinde şekillenen, hatta İspanya’nın ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlarının aktive ettiği Medeniyetler İttifakı faaliyetleri yoğunlaştı.
4- Söz konusu olanaklar çerçevesinde, gerek İstanbul 2010 ve gerekse yurdun dışındaki tüm kültürel faaliyete teşvik mahiyetinde sayılacak konserlere Raci Alkır derleme külliyatının çok verimli bir kaynak olacağı fikri daha önce Anadolu kültür mozaiğini temsil eden ve kümemizle işbirliği yapan kültür ve sanat insanlarınca onaylandı.
Özetle, yurdumuzdaki barış ve işbirliği tutkusunun ve uluslararası konjonktürün yeniden hız kazandırdığı diyalog ve tolerans için müzik dâhil her türlü kültürel faaliyet konusu projemiz ile de masadadır.
Prof. Dr. Mustafa Erdoğan Sürat
Müzikolog, Yazar, Araştırmacı