Bir tutkudur Depeche Mode

80’li ve 90’lı yılların efsanevi gruplarından olan Depeche Mode, Tour of the Universe turnesi kapsamında İstanbul’a geliyor. Grup, 14 Mayıs’ta Santralistanbul’da hayranlarının karşısına çıkacak

- Yaşam
29 Nisan 2009 Çarşamba

Depeche Mode deyince aklımıza ilk gelenler muhtemelen “Enjoy The Silence”, 80-90’lar ve 14 Mayıs’ta gerçekleşecek konser olacaktır. Dünya çapında yaklaşık 75 milyon albüm satan ve on ikinci albümleri olan ‘Sounds of the Universe’ü yayınlayacak olan grup, ‘’Tour of the Universe’’(21 ülke, 28 şehir ve ilk stadyum turları) turnesi kapsamında tekrar İstanbul’da olacak.

1980 yılında Composition Of Sound ismiyle Martin L. Gore, Andy Fletcher ve Vince Clarke (başlangıçta Clarke vokalistliği üstlendi) tarafından kurulan grup, daha sonra hepimizin sahne şovunu ve dinamizmini sevdiğimiz David ‘Dave’ Gahan’ın katılmasının ardından, aynı anda Fransız moda dergisi olan Depeche Mode ismini aldı. Tamamen synthesizer’lar kullanılarak yapılan müziğin ilk örneklerini sergileyen topluluk, kıpır kıpır, yerinde duramayan bir dans grubu olarak doğsa da zaman geçtikçe, kendilerinin dönemlerinin öncüleri arasında sayılmasını beraberinde getirecek olan daha ciddi, oturaklı, dramatik ve biraz da karamsar tarzlarına kavuştu.

Londra kulüplerinde biraz oyalandıktan sonra 1980’de Depeche Mode ilk parçaları “Photographic”i çıkardı. Mute Records ile anlaştıktan sonra 1981’in başlarında “Dreaming Of Me” geldi. Ne bu 45’lik ne de kardeşi “New Life” fazla bir ilgi çekebildi, ancak üçüncü denemeleri “Just Can’t Get Enough” İngiltere’de listelere sekiz numaradan girerek grubu ilk kez ilk ona girme başarısını gösterdi. 1981’deki ilk uzunçalarları “Speak and Spell” de oldukça başarılıydı. Tam yapımcılarca bir para kaynağı gözüyle bakılmaya başlanmışken ilkeli sanatçı Clarke aniden Depeche Mode’un geleceğini bulanıklaştıran kararını; gruptan ayrıldığını açıkladı ve şarkıcı Alison Moyet ile “Yazoo”yu kurdu. Clarke, “Bir şeyler yapmak için hiçbir zaman vaktimiz yoktu,” şeklinde rahatsızlığını bildirip gruptan ayrılacağını herkese açıkladı.

Ekibin şarkı sözlerini Gore yazmaya başlarken, diğerleri Clarke’ın ayrılışından sonra ortaya çıkan boşluğu doldurması için katılan klavyeci Alan Wilder ile birlikte çalmaya başladılar. Grubu Wilder’ın gidişinden beri Gahan, Gore ve Fletcher üçlüsü devam ettiriyordu. Ocak 1982’deki Clarke’sız ilk single’ları “See You” beklentilerin aksine Clarke imzalı üç single’ı da geçerek Britanya listelerine altı numaradan giriş yaptı. Ayrıca grup aynı ayda ilk dünya turuna; “See You” turuna çıktı. 1982’deki “A Broken Frame” albümü ile eski Depeche Mode’un kolay toparlanacağını düşünenleri haklı çıkardı. Grup ikinci turları olan “Broken Frame Tour”a çıktı. 1983’te piyasaya sürdükleri “Construction Time Again” ile Gore’un uğursuz şarkılarındaki kendine güven ve karmaşıklık zirveye çıkmıştı. Mute ile çalıştıkları ve ertesi sene çıkardıkları “Some Great Reward” sanatsal ve ticari açıdan sıyrılışları oldu. Gore’un karanlık, birbirine girmiş, şüpheci sözleri “Blasphemous Rumours” ve “Master and Servant”da iyice ön plana çıktı. Eşitliği konu alan 45’lik “People Are People” okyanusun iki yanında da büyük bir hit olurken, müziğin de daha endüstriyel bir görünüş alacağını ilan ediyordu. Şarkı listelere İrlanda’da iki numaradan, Britanya ve İsviçre’de dört numaradan giriş yaptı.

1986’daki “Black Celebration”de yine hâkim duygu sert, acımasız hüzündü. Bu albümle ticari açıdan da çok güçlü olduklarını göstermiş oldular. Harika 45’likleri “Strangelove”dan sonra 1987’de “Music For The Masses” geldi; daha sonraki bir turne de 1989’da canlı kayıtların toplandığı “101”in yanı sıra efsanevi yönetmen D.A. Pennebaker’ın çektiği bir dizi konser filmlerini beraberinde getirdi. Çok geniş hayran kitlesine rağmen Depeche Mode’a hâlâ acemi gözüyle bakılıyordu. Ta ki ‘90’daki “Violator”a kadar... İlk On’u dağıtan bu albümde Britanya’da altı numaradan giriş yapan “Enjoy The Silence”, “Policy of Truth” ve “Personal Jesus” çok beğenildi. “Enjoy The Silence” 1991’de Brit Ödülleri’nde En İyi İngilizce Şarkı ödülünü aldı.

1990’ların başlarındaki alternatif müzik patlamasıyla birlikte, Depeche Mode dünyanın en başarılı topluluklarından biri oluverdi. ‘93 yılında çıkardıkları uzunçalar “Songs of Faith and Devotion” listelere bir numaradan girdi. Ancak başarılarının zirvesindeyken, sayısız ünlü gruba olduğu gibi işler ters gitmeye başladı. İlk olarak Wilder 1995’te ayrıldı, daha sonra Gahan başarısız bir intihar girişiminde bulundu. David Gahan ilerki yıllarda bir süreliğine eroin bağımlılığından kurtulabilmek için rehabilitasyon kliniğinde tedavi gördü. Dört yıllık bir zorunlu moladan sonra üç kişiden oluşan Depeche Mode 1997’de hit parçalar “Barrel of a Gun” ve “It’s No Good”un da bulunduğu “Ultra”yı çıkardı. Bu albüm Britanya’da bir, ABD’de beş numaraya yükseldi. 31 Mayıs 1997’de çıkardıkları ‘’It’s No Good’’ single’ı da favorilerim arasında yerini aldı. Şarkının çok değişik remixleri de ne kadar başarılı ve göze çarpmış olduğunun bir göstergesi. Depeche Mode ayrıca “Singles ‘86-’98” albümü için bir de turneye çıktı. 1997 ve 1998’de çok sık single albüm çıkaran topluluk 1999’da sergilediği durgun tutum ile dağılma iddialarına hedef oldu.

2001’deki ‘’Exciter’’ albümü ile eski satış rakamlarına ulaşamadı. 17 Ekim 2005’te 11. albümleri ‘’Playing the Angel’’ piyasaya çıktı. 17 ülkede birinci olan bu albüm, Britanya listelerinde dördüncü sıraya konan ‘’Precious’’ single’ını içermekteydi. Kasım 2005’te grup ‘’Touring the Angel’’ dünya turnesine çıktı. ‘’John The Revelator’’ fikrimce mutlaka dinlenmesi gereken, George W. Bush’u eleştiren bir şarkı. Bush’un dini kullanıp hareketlerine sebep göstermesine karşı şiddetli bir çıkış göze çarpıyor. Videosunu izlerseniz çeşitli bakanlarla birlikte Irak Savaşı’nın başlangıç bildirgesine eleştiri okları yöneltilmiş olduğunu fark edebilirsiniz.

2 Kasım 2006’da grup, En İyi Grup kategorisinde MTV Müzik Ödülü’nü kazandı. Aralık 2006’da ‘’Suffer Well’’ parçası sayesinde En İyi Dans Çekimi dalında Grammy Ödülü’ne layık görüldü. İlki 1995’te ‘’Devotional’’ sayesinde En İyi Uzun Müzik Videosu ve ikinci olarak ‘’I Feel Loved’’ sayesinde En İyi Dans Çekimi ödülünden sonra bu ikinci Grammy Ödülü grubun oldu.

14 Mayıs’ta İstanbul’daki konser Santralistanbul’da gerçekleşecek. Saat 16’da programın başlamasıyla birlikte kapılar açılacak ve iki ön grubun arkasından saat 21.00’da Depeche Mode sahneye çıkacak. “Depeche Mode Bir Tutkudur…” sloganıyla Türkiye’deki Depeche Mode sevenleri bir araya getirmeyi amaçlayan ve İnternetteki serüvenini 10 senedir sürdüren “Depeche Mode Türkiye Fan Kulüp’ün www.depechemodetr.com sitesinden konserle ilgili, bilet satışı ve konser öncesi aktiviteler hakkında ayrıntılı bilgiye ulaşabilirsiniz.