Açık Radyonun ilgi ile izlediğim bana göre en keyifli programlarından biridir “Cuma Adlı Adamlar“ Sponsorluğunu İzel Rozentalin yaptığı ve Cross Kalemlerinin katkılarının bulunduğu bu söyleşi ,yıllardır Ömer Madra ve Halil Turhanlı arasında Felsefe sohbetleri şeklinde sürer gider.Bu haftaki sohbetleri “Entelektüel “ kavramı üzerineydi.
Tarihin geçmiş sayfalarında ve yaşadığımız yüz yılda entelektüelin kim olduğu, neyi ifade ettiği, sorumlulukları ve toplum dinamiklerindeki yeri tartışıldı. Soluksuz izledim. Etimolojik açıdan bu sözcüğün Latince “Intelectus”dan (zihin) türediğini söyleyebiliriz. Geçen yüzyılda Rusya’da kullanılan “Entelijansiya” kavramını da gözden kaçırmamak gerek. Bir yandan Çarlığın despotizmine öbür yandan Ortodoks Kilisesine karşı çıkan hukukçular, doktorlar, öğretmenler, mühendisler gibi okumuşlar kümesini imlemek için kullanılmış ve tek tek bireylere değil de, bir gruba verilen ortaklaşa isim olarak kullanılmıştır. Bunu tekil şahısa indirgediğimizde daha çok, her konuya ilgi duyan, araştıran, eleştiren, sorgulayan, tartışan hesap soran ve muhalif bir kimlik çıkar karşımıza. Fakat bu kimliğini akıl ve bilinçle destekleyerek dünyalar yaratmayı da hedefleyen bir kimliktir bu. Tüm insanların barış ve mutluluk içinde yaşama ilkelerini sonuna dek savunan bir kimlik. Buna göre entelektüel sayılmak için, bir insanın edinmiş olduğu bilgileri tam özümsemiş, yanı sıra bildiği bütün bireysel denetleme kurallarına da uygun bulmuş olması gerekir. Bununla birlikte entelektüelin dolaysız veya dolaylı olarak insanla, insani şeylerle ilgili bir şeyler söyleyen ve eyleme geçebilecek bir insan olduğu, olması gerektiği de açıktır. Bir dünya insanı: Barenboim . Dünyanın en saygın müzisyenlerinden Daniel Barenboim, bana göre entelektüel tanımını yaşamı kurgusunda en çok hak etmiş dünya insanlarından biridir.Köklü bir Rus Yahudi ailesinin ilk oğlu olarak 1942’de Buenos Aires’te doğan Daniel Barenboim, 1952’de Viyana'da ilk kez piyanist olarak sahneye çıktı. Orkestra şefliği kariyerini 10 yıldan fazla süreyle birlikte çalıştığı İngiliz Oda Orkestrasıyla geliştirdi.. 1975-89 arasında tam on dört sene Orchestre de Paris’in Müzik Direktörlüğünü yaptı. 1991’de Sir Georg Solti’nin yerine Chicago Senfoni Orkestrası Müzik Direktörlüğü görevini 15 yıl sürdürdü. Barenboim’un yaşamındaki bence en önemli yanı, İsrail - Filistin sorununun çözümü için, verdiği çaba ve insanlık başarısıdır. Edward Said’le birlikte her iki toplumu bir görerek çalışmaları, birlikte kurdukları Arap ve İsrailli gençlerden oluşan orkestraları Doğu-Batı Divanı ile tüm dünyada konserler vermesi insanlık barışına atılan örnek adımlardır. İsrail’de ilk kez Wagner çalarak elli yıllık tabuyu yıkması, bir İsrailli olarak Berlin Filarmoni Orkestralarıyla sürdürdüğü çalışmalar, onun hem eylemci - müzisyen, hem muhalif, kısacası gerçek bir Entelektüel unvanını fazlasıyla hak ettiğini gösteriyor. Bugün entelektüel olduklarını betimlenen aydınların sorunu, sahip oldukları ahlaki otoriteyi; kitle dalkavukluğu, milliyetçi çığırtkanlık, sınıf çıkarları gibi “kolektif ihtirasların örgütlenmesi” adını verdiği şeye devretmiş olmalarıdır. Benda’nın tanımına göre; gerçek entelektüeller, her türlü zorluğa göğüs germe, sürgüne gönderilme, yersiz yurtsuz kalma pahasına kimliklerini koruma riskine girmek durumundadırlar. Temel özellikleri, dünyevi kaygılarla aralarındaki gevşemez bir ilişki olan simgesel şahsiyetlerdir onlar. Bu yüzden de sayıları çok olamaz. Her şeyden önce de statüko karşısında, neredeyse daimi bir muhalefet durumunda olmaları gerekir. Benda‘nın tasarladığı biçimiyle, gerçek entelektüel imgesinin hala çekici ve güçlü bir imge olduğunu düşünüyorum. Entelektüel biyolojik, psikolojik ve toplumsal olarak kendisiyle değil, mantıksal olarak kendi aklı ve benliği ile tutarlı olan adamdır. O halde yine bir çoklarının sandığı gibi, entelektüelde değişmek daha doğrusu evrim geçirmek bir kusur değildir. Tersine eğer aklı, ulaştığı yeni bilgilerle bireysel değerleri değişmişse, kendi kendisiyle tutarlı kalıp, toplum nezdinde itibarını kaybetmemek gibi bencilce; çıkardan kaynaklanan bir kaygıyla değiştiğini, yanılmış olduğunu, şimdi artık farklı düşündüğünü, en azından kendisine bile itiraf edememesi bir kusurdur diye düşünülmelidir. Kısacası Entelektüel: insanoğlunun yeryüzündeki varoluş serüvenini anlamaya çalışan, bilgi ve deneyimleriyle içselleştirmeye yönelendir. Ve Barenboim bana bu imgeyi tüm çıplaklığı ile hissettiriyor. Bu etkileyici görüntüyle bana duyumsattığı, yıllar önce başlayan bir projede orkestra şefi ve piyanist İsrailli Daniel Barenboim, ile eski arkadaşı, Filistinli düşünür entelektüel Edward Said' in elele çıktıkları müzik maratonunun Said'in ölümüne rağmen barışa yönelik örnek çabalarının halen sürmesidir. Böylesi evrensel bir düşünceyi hayata geçirmek için el ele vermeleri, entelektüel insan olmanın sorumluluğuyla varmak istedikleri ütopyayı gerçekleştirme çabalarının kanıtıdır. Bugüne kadar gerçekleştirdiği olağanüstü başarılı projeler ve dünya barışına katkılarıyla tanınan Daniel Barenboim ortaya koyduğu her etkinlikte, sanatın, barış mutluluk ve insanlar arası uzlaşma konusundaki önemini vurgulayan ender sanatçılardan biridir. Bu sene otuz yedincisi gerçekleştirilecek olan İstanbul Müzik Festivalinde kapanış gecesi Daniel Barenboim'in hem şef hem solist olarak yer alacağı konserde İtalya'nın en ünlü orkestrası |