İkinci Bet-Amikdaş Döneminde: Mişna’nın Arakhin (2.3-3) faslına göre; İkinci Bet Amikdaş’taki koro en az 12 Levi’den oluşuyordu. Orkestra ise 2-6 “Nevalim”, Kinnorot”, 2-12 “Halilim” (borazanlar) ve bir çembalodan oluşmaktaydı. Kâhin, en az iki borazan öttürür ve sabah korban takdimesini ilan eden ve “Magrefa” adındaki mahiyeti belirlenememiş bir müzik aletini çalardı. Düğün ve cenazelerde kullanılan ve en fazla adı geçen müzik aleti ise “Halil”di. M.Ö. I. yüzyıldan itibaren Diaspora’da faal hale gelen sinagoglarda Kutsal Kitap’tan bölümler ve dualar makamla okunurdu fakat müzik aletleri kullanılmazdı. Müzik, üç cins dinsel ilahiyi içerirdi: Kutsal Kitap’tan alınmış ve makamlı hale getirilmiş bölümler, Mezmur müziği ve makamla söylenen dua müziği. Dua melodilerindeki çeşitlemeler, duaların kapsamını vurgular; mezmurlarda gene çok sesli korolar yer alırdı. 70 yılından sonra; İkinci Bet Amikdaş’tan sonra Alaha ile ilgili metinler, bazı şartlar altında şarkı söylemeyi ve müzik çalmayı yasaklamıştır. Yahudi ibadetinde çok sesli kadın ve erkek koroları yasaklanmıştır (Sota, 48a). Bet Amikdaş ve daha sonra da sinagoglarda kadınlar erkeklerden ayrılmıştı ve yalnız erkekler şarkı söylerdi. İkinci Bet-Amikdaş’ın yıkılmasından sonra bu konuda tutulan yas ve daha sonraki felaketler, Rabiler’in tüm din dışı müziği yasaklamasıyla sonuçlandı. Daha sonra (enstrümantal müziği dahil olmak üzere) müziğin, örneğin bir gelin ve damadı düğünlerinde neşelendirmek misali bir “mitsva” için icra edilebileceğine izin verildi. Sinagoglarda müzik aletleri kullanılmazdı. Sadece Roş Aşana’da ve bazı belirli vesilelerde ?ofar çalınabilirdi. M.S. 4. yüzyıldan itibaren, dualara yeni şiirsel dualar eklenmesi ihtiyacı hissedildi. Bunlar “paytanim” adı verilen şair şarkıcılar tarafından söylenirdi. Bu şiirlerin bir kısmı cemaat tarafından, bazıları da küçük bir koro tarafından söylenen nakarat bölümlerine sahipti. Müslüman ülkelerde:Arap kültürünün Yahudi şiiri ve müziğinde derin bir etkisi olmuştur. Bu, ilk kez müzik üzerinde Saadia Gaon’un kuramsal çalışmalarında belirtilmiştir. İspanya’dan 1492’de kovulan Yahudiler, Andalusya müziği ve şiirinin bazı çizgilerine sadık kaldılar. Ancak 16. yüzyılın sonlarına doğru Safed’deki Lurianik Kabala ekolünün etkisindeki Menahem Lonzano ve İsrael Najara, İbrani şiirini Ortaçağ İspanyası’nın kavramlarına göre canlandırma teşebbüsü içine girince; yeni üretilen kutsal şiirler, popüler Arap ve Türk makamları ile bestelenmeye başlandı. Birçok Arap ülkesinde Yahudiler de Arap sanat müziğinde uzmanlaştılar ve Arap “makamları”, İslâm dünyasındaki Yahudiler’in tüm musiki etkinliklerine hakim oldular. devam edecek... |
Kaynakça: “Yahudilik Ansiklopedisi”, Cilt I, II, III Yusuf Besalel