Mayıs 2008’de başlayan kapalı alanlarda sigara içme yasağına rağmen, pasif içiciler zehirlenmekten kurtulamadı. Bazı restoranların dumansız bölgesi yok, taksiler hala sigara kokabiliyor. Acaba, herkes sigarayla ilgili gerçekleri tam olarak biliyor mu?
En kutsal hediyemiz olan yaşamı korumak ve iyileştirmek adına dünyada binlerce laboratuarda araştırmalar yapılıyor. Bilim adamları keşifleriyle ciddi hastalıklara çare bulmayı umuyor. Dünya, yıllardır insan yaşamını daha kaliteli hale getirmenin yollarını arıyor.
Aslında her insan yaptığı iş, ürettiği ürün veya sağladığı hizmetle toplumun hayatını bir şekilde güzelleştirmeyi hedefliyor. İster yaratıcılığını toplumla paylaşan bir sanatçı, ister girişimciliğiyle insanlara iş imkanı sağlayan bir iş adamı, ister yaptığı araştırmalarla hastalıkları iyileştirmenin yolunu bulan bir bilim adamı olsun, amaç hep insanın daha mutlu yaşaması. Benim anlayamadığım, ezelden beri dünya biz insanlar “iyi” yaşasın diye çırpınırken, tüm bu çabaları mehter yürüyüşüne çeviren bir şey var, o da sigara…
İki ileri, bir geri… İki mucizevî ilaç keşfi, bir paket sigara… İki kurtulan hayat, bir ölüm… Bu yazım sigara içenlere, içmeyip dumana maruz kalan pasif içicilere ve hâlâ dumansız bölgesi olmayan iş yeri sahiplerine…
Öncelikle, sigaranın somut etkilerinden bahsetmek istiyorum. Kanında nikotin dolaşanların “yine mi” deyip gazeteyi şu anda kapatmaya yeltendiklerini görebilir gibiyim. Buna yeltenmenizin nedeni, kabul etmeseniz de, sizi sigaranın kontrol ediyor olması. Onunla ilgili kötü bir şey duymaya tahammül edemiyorsunuz, çünkü bağımlısınız. Lütfen, en azından bu yazı bitene kadar siz kontrolde olmayı deneyin ve sadece bedeninize yaptıklarınızı bilmek için okuyun, sonrasında seçim sizin.
Sigaranın içinde yaklaşık 3.885 zehirli madde var. Kanserojen polonyum-210, radyasyon içeren radon, füze yakıtı olarak kullanılan metanol, tinerde bulunan toluen, akü ve pillerde kullanılan kadmiyum, çakmak gazında kullanılan bütan, böcek öldürücülerde bulunan DDT ve nikotin bunlardan bazıları. Gaz odalarında zehir olarak kullanılan hidrojen siyanür, oje çıkarıcı aseton, güve kovucu naftalin, fare zehrinde bulunan arsenik, tuvalet temizleyicisi olarak kullanılan amonyak, eksoz dumanında bulunan karbon monoksit ve asfalt yapımında kullanılan tar...
Sigara içenler, sohbetlerimde bana çoğunlukla “sigara içmeyenler de hastalanıyor,” diyorlar. Doğru, farklı faktörler de sağlık sorunlarına yol açabilir. Ancak sigaranın birçok hastalığa yakalanma olasılığını kat kat artırdığı bilinen bir gerçek. Gelin biraz da istatistiklere bakalım ve hayatınızla Rus ruleti oynamak isteyip istemediğinize siz karar verin:
Kayıtlara göre dünyada on üç saniyede bir kişi sigaranın yol açtığı hastalıklardan hayatını kaybediyor. Her yıl dünyada dört milyon, ülkemizde 100.000 kişi sigara nedeniyle hayata veda ediyor. Bunların ilk sebebi akciğer kanseri, ikinci sırada ise kalp hastalıkları ve diğer kanser türleri bulunuyor.
Bir nefesle kana karışan 4000’e yakın zehirli madde 30 civarında hastalık için risk oluşturuyor. Nikotin, kan basıncını yükselterek kanın daha çabuk pıhtılaşmasına sebep oluyor. Karbon monoksit, hücrelerin kandaki oksijeni kullanmasını engelliyor ve organlar sağlıklı bir şekilde çalışamıyor. Beyne giden oksijen azaldığından, beyin damarları daralıyor ve bu da felç riskini arttırıyor. Akciğer kanserlerinin %90’ı sigara nedeniyle ortaya çıkıyor. Sigara, ağız, yemek borusu ve mide kanserleri için önemli bir risk faktörü oluşturuyor. İdrar kesesi ve pankreas kanseri sigara içenlerde içmeyenlere göre iki, böbrek kanserleri beş kat daha fazla görülüyor. Sigara içen ve doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda kalp ve damar hastalıklarının görülme oranı içmeyenlere göre iki kat daha yüksek. Kronik akciğer hastalıklarının %80-90’ının nedeni sigara. Prostat kanseri sigara içenlerde iki kat daha fazla görülüyor. Kadınlarda sigara düşüklere, erken ve düşük kilolu bebek doğumlarına neden olabiliyor. Damar sertliğinde ve kalp kasını besleyen atardamarların tıkanmasında sigara, önemli bir risk faktörü. Sigara içen kadınlarda rahim ağzı kanseri 20 kat daha fazla görülüyor. Bütün bunlara rağmen, sigarayı bıraktıktan hemen sonra vücut kendini yenilemeye başlıyor ve on yıl içinde hiç sigara içmemiş bir insanınki gibi oluyor.
Sigara içenlerden bazılarınız belki de bunları okuduktan sonra bırakmayı düşünmeye başlamıştır bile. Kendi iradesiyle bedenine bunları yapmaya devam etmek isteyenler, bu sizin tercihiniz. Ancak, yanınızda, kendi iradeleri dışında ve “mecburen” pasif içici olanların sağlığına neler oluyor, biliyor musunuz? Tütün dumanına sadece 30 dakika maruz kalmak uzun süre sigara içenlerle aynı fiziksel etkileri ortaya çıkarıyor. Kalp hastalığı, kanser ve solunum yetmezliği riski dumana maruz kalma süresi uzadıkça artıyor. Akciğerleri henüz gelişmekte olan ve sigaranın etkilerine karşı çok daha hassas olan çocuklarda ise pasif içicilik kulak burun boğaz enfeksiyonları, bronşit ve zatürreeye yol açıyor. Başkalarının sağlığında böyle etkiler yaratma sorumluluğunu kabul ediyor musunuz?
Ülkemizde kapalı alanlarda sigara içme yasağı 19 Mayıs 2008 tarihinde yürürlüğe girdi. Ancak maalesef, hala bu yasa aktif olarak uygulanmıyor, cezalar kesilmiyor. Taksiler hala sigara kokuyor, bazı kafe ve restoranların sigara içilmeyen bölümleri yok. Herkes müşteri kaybetmekten korkuyor ve sigara içenlerin çoğu, birisi rahatsız olduğunda umursamıyor. İşte bu yüzden, tüm bu acımasız gerçekleri belki de herkes bilmiyordur diye düşündüm.
Buraya kadar okumaya devam ettiyseniz sizi tebrik ediyorum. Sigara içiyorsanız umarım sigarayı bırakıp bu değerli yaşamınıza dört elle sarılırsınız, ya da en azından o zamana kadar içmeyenleri zehirlememeyi seçersiniz. İşyeri sahipleri, hizmetinizin keyfini sağlıkla sürebilmek için sizlerden dumansız bir alan istiyoruz!
Sağlıklı günlerde yaşamın tadını doya doya çıkarmak dileğiyle!