2009-2010 eğitim yılı için hazırlıklara başlayan ve tanıtım günleri düzenleyen UÖMO’nun eğitime bakış açısı, geliştirdiği akademik ve sosyal programlar, misyonu ve vizyonu hakkında genel bir bilgi almak üzere yuva, ilköğretim ve lise müdürleriyle görüştük. Bu hafta yuva bölümünün sene boyunca uyguladığı eğitimi, gerçekleştirdiği faaliyetleri ve ileriye yönelik çalışmaları, Müdür Ceni Kanditan’dan aldığımız bilgiler doğrultusunda sizlerle paylaşıyoruz
Ceni Kanditan İstanbul Üniversitesi’nde pedagoji eğitimi aldıktan sonra 1994 senesinde UÖMO’da Yuva Müdürü olarak çalışmaya başladı.
Yuvanın işleyişine değinir misiniz?
İki, üç, dört ve beş yaş olmak üzere dört farklı sınıfımız var. Ayrıca geçtiğimiz sene 1,5 yaş çocukları için haftanın iki günü anneli eğitime başladık. Onlar da el ve dil becerilerini geliştirici çalışmalar yapıyorlar.
İki yaştan itibaren her sınıfta en az iki öğretmen bulunuyor. Biri İngilizce diğeri ise Türkçe eğitim veriyor. Birkaç senedir sürdürdüğümüz ve son iki yıldır da tamamıyla yapılanmaya başlayan bir programımız var. İngilizce koordinatörümüz Deborah Bilgil ile öğretmen kadromuz yaz ayları süresince fikir üretmek üzere çeşitli çalışmalar yaparlar ve sene boyunca işlenebilecek konulara karar verirler. Oluşturulan kavram haritası neticesinde yaş gruplarına göre bir program oluşturulur ve her hafta o konular işlenir.
Bizler öğrenmenin devamlılık gerektiren bir süreç olduğuna inanıyoruz. Bilgiler üst üste eklenerek yararlı hale gelebiliyor. Bu nedenle her sene uygulanan program bir sonra ki seneye ışık tutuyor.
Kaç öğrenciye eğitim vermektesiniz? Kapasiteniz nedir?
Şu anda 93 öğrencimiz mevcut. Ayrıca 1,5 yaş grubunda dokuz çocuğumuz var. Kapasitemiz 102-103 kişidir. Yani arzuladığımız sayıda öğrencimiz var.
Sınıfların mevcutları yaş gruplarına göre değişkenlik gösteriyor. Küçük yaş sınıflarında temel bakım gereksinimlerine daha fazla destek vermek gerektiği için 10-12 çocuk varken, yaşlar büyüdükçe bu sayı 15-16’ya çıkabiliyor.
Biraz da branş derslerinden ve ilkokul hazırlık çalışmalarından bahsedelim…
Resim, müzik, beden eğitimi, bilgisayar, bale, satranç ve seramik gibi branş derslerine okulumuzun ilköğretim ve lise bölümlerinde görev alan öğretmenler giriyor. Tabii ki, bunlar da yaş gruplarına göre farklılaşıyor.
Ayrıca değerler ve düşünme becerisi eğitimine de çok önem veriyoruz. Saygı, sevgi, işbirliği ve paylaşma gibi değerler üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Çocuklarımızın bu kavramları içselleştirmelerine özen gösteriyoruz. Problem çözme, yaratıcı düşünme, analiz ve sentez yapma, sözel beceri ve kelime hazinelerini geliştirme gibi alanlarda onlara beceri kazandırmaya çalışıyoruz. Çünkü ileriki yıllarda karşılarına çıkacak olan seviye sınavlarında yorum yapabilen çocuğun başarıya ulaştığını gözlemlemekteyiz.
İlkokula hazırlık sınıfı olan 5 yaş grubu için elbette farklı çalışmalarımız var. Birinci sınıf öğretmenleriyle iletişim halindeyiz. Bizlerden beklentilerini öğreniyor ve yönlendirmeleri doğrultusunda eğitim vermeye ve çocuklarımızı hazırlamaya özen gösteriyoruz.
Nisan ayında rehberlik servisimiz bir okul olgunluğu çalışması uyguluyor. İhtiyacı olduğunu düşündüğümüz bazı öğrencilere birtakım testler yaparak daha fazla veri elde etme şansını yakalıyoruz. Mayıs ayında da velilere birebir geri bildirimlerini veriyoruz.
Ayrıca okul dışından gelen bir psikolog arkadaşımız haftanın bir günü sınıflarda gözlem yapıyor. Bir gün ise ihtiyacı olan velilerle randevu sistemiyle görüşmeler yapıyor ve onları yönlendiriyor.
Velilerin eğitimine de çok önem vermektesiniz. Bu konuda ne gibi çalışmalar yürütmektesiniz?
Eğitim sürecinin çocukların yanı sıra velilere de yönelik olduğunu düşünüyoruz. Bu bağlamda veli seminerleri düzenliyoruz. Bu sene üç değişik konuda üç değerli uzmanı konuk ettik. Bunun haricinde Psikolog Nergis Güleç ile her yaş grubu annelerine yönelik, ihtiyaçları doğrultusunda sabah toplantıları yaptık. Bu faaliyetlerin çok güzel ve faydalı geri dönüşümlerini de gördük.
Bu yuvayı benzerlerinden farklı kılan en önemli özellikler nelerdir?
Kimlik bilinci ile ilgili yaptığımız çalışmalar belki de bizim en büyük farklılığımız. Cuma günleri velilerimizin de katıldığı şabat kutlamaları artık bir gelenek halini aldı. Rav Alaluf ve Karin Maya’nın bayramlar veya genel dünya değerleri ilgili anlattığı hikayeler ve yapılan sunumlar sayesinde çocuklarımız yaşayarak öğrenmenin keyfini yaşıyorlar.
Bunların yanı sıra öğretmenlerimiz Orff Derneğine üyeler. Müzik ve drama yoluyla çocuğun kendini ifade edebilmesi için Carl Orff’un geliştirdiği programı öğrenmek ve uygulamak üzere eğitim almaktalar.
Büyük bir eğitim kurumunun bir parçası olmak, oldukça profesyonel bir rehberlik servisi ile çalışmak ve ayda en az iki kere düzenlediğimiz eğitici gezilerin de yuvamızın ayrıcalıklarından olduğu kanaatindeyim.