Obama ile Netanyahu farklı yöndeler

Dünyanın meraklı gözleri altında ilk Netanyahu – Obama görüşmesi gerçekleşti. Obama iki devlet çözümünü vurgularken, Netanyahu Filistin Özerk Yönetimi üzerinde durdu. İran konusunda İsrail endişeli, ABD ise bu ülke ile diplomatik ilişki kurulabileceğinden umutlu

Dünya
20 Mayıs 2009 Çarşamba

ABD Başkanı Barack Obama, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmede çok yakında Arap dünyası ve Filistin Yönetimi ile İsrail arasında gerçekleşecek bir barış planını açıklayacaklarını belirtti.  İkilinin pazartesi günü Beyaz Saray’da baş başa yaptığı görüşme bir saat 45 dakika sürdü.

Obama, Ortadoğu’da iki devletli çözüm için ısrar ederken, Netanyahu’dan bu görüş ile ilgili kamuoyu desteği alma konusunda söz alamadı.

İlk Beyaz Saray görüşmelerinde, Obama Netanyahu’ya yeni yerleşim birimleri inşaatını dondurması konusunda uyarıda bulundu; diğer taraftan İsraillilerin ABD’nin İran’a yaptığı teklifler ile ilgili endişelerini gidermek zorunda kaldı. Obama, Tahran’ın nükleer hedeflerini sınırlaması için diplomatik çözümleri sonsuza dek beklemeyeceğini belirtti.

Yeni barış planının bir parçası olarak ABD yönetimi, Arap devletlerini sürecin başından itibaren İsrail ile ilişkilerini normalleştirmeleri yönünde cesaretlendirecek.

Obama Ortadoğu barış sürecine ilişkin olarak iki devletli çözümün sadece Filistinliler için değil İsrailliler için de faydalı olduğunu, uluslararası kamuoyu ve ABD’nin bu çözüm için çalışacağını belirtti. Netanyahu ise Filistin Özerk Hükümeti fikrini desteklediğini yinelerken devlet konusunda bir yorumda bulunmadı; “Biz Filistinlileri yönetmek istemiyoruz. Onların kendilerini yönetmesini istiyoruz” diyerek daha önceki sözlerini yinelemiş oldu.

Obama, Filistin-İsrail konusuna Bush Yönetimi’ne kıyasla, uzaktan müdahale etmeyi tercih ediyor. Bu yaklaşımın ABD’nin Müslüman dünyadaki imajı için önemli olduğuna ve Arap devletlerinin İran’a karşı durmasında etkili olacağına inanıyor.

ABD Başkanı Obama, İsrail ve Filistin’in 2003 ABD kaynaklı Ortadoğu yol haritasında birleşmesi gerektiğini vurguladı. İki tarafın da uygulamadığı plan, İsrail’in yerleşimleri durdurması, Filistinlilerin militanları teslim etmesini öngörüyor.

Farklılaşan görüşlere rağmen Obama ve Netanyahu’nun herhangi bir sürtüşmeye yer vermediği gözlemlendi.

Görüşmenin gündemi İran

İsrail Obama’nın İran ile diplomatik ilişki kurma çabasına şüphe ile yaklaşırken, İsrail Başbakanı Tahran’ın nükleer programından duydukları endişenin önemle altını çizdi.

Amerikan Başkanı, İran ile diplomatik temas konusunda oldukça zorlu bir ajanda belirlemiş durumda. “Önemli olanın net bir zaman planına sahip olunması” diye belirtirken, Obama bu yılın sonuna kadar çabaların faydalı olup olmayacağının gözlemlenebileceğini düşünüyor.

Obama aynı zamanda İran’a karşı yaptırım uygulamadan da vazgeçmeyeceklerini, özellikle nükleer programlarına devam etmeleri durumunda yasakların da gündemde olduğunu belirtti. Washington, İran nükleer programının atom silahları yapmayı hedeflediğine inanırken, Tahran programının barış amaçlı olduğunu söylüyor. Barack Obama, İran’a karşı gerekirse daha sert yaptırımların da uygulanabileceğini, İran’ın ABD’nin ciddiyetini anlamasını sağlamanın önemli olduğunu da belirtti.

Obama, Bush Yönetimi’nin İran’ı izole etme çabasının sonuç vermediğini, kendilerinin farklı bir yöntem deneyeceklerini sözlerine ekledi. ABD Başkanı, gelecek ay yapılacak İran seçimlerinin ardından Tahran ile müzakerelere başlayabileceklerini düşünüyor.

Görüşmenin ardından Netanyahu İsrailli gazetecilere verdiği demeçte durum değerlendirmesi yaptı. Görüşmenin iyi geçtiğini, İsrail ile ABD arasındaki özel ilişkinin daha da derinleştirilmesine yönelik adımlar atıldığını belirtti. Görüşmenin büyük bölümünün İran konusuna odaklandığını belirten Netanyahu, “Obama’nın problemin boyutunu ve endişelerimizi anladığı çok açık. Kendisi İran’ın nükleer yapılanmasına karşı durmaya söz verdi” şeklinde ifade etti. Netanyahu, yerleşimin durdurulmasının iki taraflı yaklaşım gerektiğini, İsrail’in yerleşim bölgelerinden çekildiğini, fakat bu gölgelerin terör altyapısı ile dolduğunu belirtti.