Henüz bunu söylemek için çok erken gözükebilir fakat kesin olan bir durum var ki Jenson Button ve Formula1´in en yeni takımı Brawn GP, durdurulamayan bir biçimde şampiyonluğa doğru ilerliyorlar
İzzet ANCEL
Formula 1’de bütçe kısıtlaması kararlarının ciddi biçimde tartışıldığı bir dönemde, Monaco’da yarışı geri planda bırakan olay Ferrari takımının FIA’ya çektiği açık restti. FIA’nın harcamaları azaltmak adına takımların bütçelerini yıllık 40 milyon sterlin ile sınırlandıracak olan tasarısının onaylanması durumunda, Ferrari takımı yarışlardan çekilmekten çekinmeyeceğini belirtti. Bunun açıklamanın ardından Toyota, Renault ve Red Bull takımları da yarışlardan çekilebileceklerini belirttiler. Her ne kadar FIA bu kararın, küçük takımların şanslarını arttıracağını ve yeni takımların katılımına olanak sağlayacağını düşünse de, özellikle büyük bütçelere sahip takımlar, bu durumun belli takımlara ciddi dezavantajlar getirmesinin yanı sıra, spor olarak da Formula 1’in kalitesine önemli miktarda azaltacağını düşünüyorlar.
Bütçe ve FIA’nın yeni başkanının kim olacağı tartışmalarının gölgesinde geçen yarış ise öncekilere benzer bir görüntüye sahipti. Henüz sıralama turlarının ardından Brawn GP takımı, bu hafta sonunda ne kadar hızlı olacaklarını müjdeler bir şekilde birinci ve üçüncü sıradaki yerlerine yerleşmişlerdi. Takvimin belki en prestijli ve tanınan yarışı olan Monaco Grand Prixi’nde, geçmişe bakıldığında yarışa önde başlayan pilotların yarışı genelde lider bitirdikleri de bilinen bir gerçektir zaten. Fakat bence Button açısından bu yarışı kazanmak; kendisi hakkında, başarısının, aracının hızından kaynaklandığına dair söylentileri susturmak açısından önemliydi. Zira yapı olarak Monaco pisti, takvimin en yavaş pisti olma özelliğine sahip olmakla beraber, kısa vites aralıkları ve dar virajları ile pilotların maksimum düzeyde konsantrasyonlarına ihtiyaç duydukları bir karaktere sahip. Geçişin neredeyse imkânsız olduğu pistte en küçük bir hata, kazalara ve dolayısıyla da güvenlik aracının girmesine neden olabilir. Bu yarışta Button kusursuz bir sürüş sergileyerek kendi adına şampiyonluğu ne kadar hak eden bir pilot olduğunu da göstermiş oldu. Takım arkadaşı Barichello ise henüz startın ardından Kimi Raikkonen’i geçerek ikinciliğe yerleşti ve yarışın sonunda da podyumda takım arkadaşının hemen yanında yer aldı. Henüz yarışın ilk turlarında farkı açmaya başlayan ikili, süper yumuşak lastiklerle yarışa başlamanın da doğru bir strateji olduğunu kanıtlarcasına Brawn GP takımına yeni bir double ile 18 puanı getirmiş oldular.
Sezonun başından beri bir türlü istediği hızı yakalayamayan Ferrari takımı ise geçen sezonun sonundan beri en başarılı sonucu bu yarışta elde etti. Yarışa ikinci sırada başlayan Kimi, Barichello’ya geçildi fakat yine de takımına sezonun ilk podyumunu getirmiş oldu. Yarışa beşinci sırada başlayan Massa ise dördüncü olarak takımının toplamda on bir puan almasını sağladı. Sezonun Brawn GP’den sonra en başarılı takımı olarak görülen Red Bull’da ise yarışa dördünci sırada başlayan Vettel, kaza yaptıktan sonra yarış dışı kalırken, takım arkadaşı Mark Webber beşinci sırayı aldı. Williams’tan Nico Rosberg altıncı olurken, pistin şampiyonlarından Alonso yarışı yedinci sırada bitirdi. Toro Rosso takımı pilotu Sebastien Bourdais ise yarışı sekizinci sırada bitirerek takımına bir puanı getirdi. Geçtiğimiz senenin şampiyonu Hamilton ise, sıralama turlarındaki hatasının ardından sonuncu başladığı yarışı 12. sırada bitirebildi. Takım arkadaşı Kovalainen ise puan almaya doğru ilerlerken, 52. turda yaptığı kazayla yarış dışı kaldı.
Sezonun altıncı yarışının ardından Button beş birincilikle, kendinden emin bir şekilde şampiyonluğa doğru ilerliyor. Ferrari henüz yeni yeni kendine gelirken, McLaren ortada olmaması, Red Bull ve Renault’un ise kesin bir istikrar sağlayamamış olması Button’un işini daha da kolaylaştırır nitelikte. Bir sonraki durak ise artık İstanbul. Gözler elbette ki Button’un üzerinde olacak…