35 yıl geriye gidiyorum, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde ilk yılım. Bu yıl formel ve düzenli lise öğreniminden çok farklı, Beyazıt’da İstanbul Üniversitesi’nde amfi havasında üniversiteli olmayı yeni yeni hissediyorum. Tıp benim için tamamıyla soyut bir olay ve öğretilen konular henüz hastalıklardan ve hastalardan bahsetmiyor.
Ve böyle ne olduğumuzu, ne öğreneceğimizi bilemediğimiz bir ruh haliyle derslerimin birinde, o zamanlar Doçent Doktor Türkan Saylan kürsüde beliriyor ve bizlere bir yazı yarışması hakkında izahat veriyor. Konu ‘Cüzam hastalığı ve hastaları’, amaç yeni tıp öğrencilerini bu konuya aşina kılmak. Dr. Saylan, alımlı ve güzel bir kadın; etkileyici konuşmasıyla istenen nitelikleri anlatıyor yarışma için, yarışmaya paralel cüzam hastalarıyla bir karşılaşma da yer buluyor.
İki arkadaşımla, şimdilerde Profesör olan Hasan Tüzün ve ABD’de yaşayan Dr. Skon Muratoğlu ile birlikte bir yazı yazıyoruz ve öngörüldüğü gibi Bakırköy Akıl Hastanesi’nin büyük kampüsünde cüzam hastalarının tedavi edildiği bölüme gidiyoruz.
Benim için ve tahmin ederim ki diğer bütün genç öğrenciler için, bir şok etkisi oluyor. İlk kez, hastalık yüzünden vücutlarında değişiklikler oluşmuş hastalar görüyoruz. Bizim tepkimiz korku ile çekingenlik ancak Dr. Saylan, doğallığıyla, şefkatle ve ilgiyle onlar hakkında izahat veriyor. Eve dönüyorum, banyoda sıcak suyla uzun uzun sabunlanıyorum, bu hastalık hakkında cahilliğimin yarattığı korkuyla.
Yarışmada biz dördüncü oluyoruz ama elbette bundan öte, bana bütün yaşamımda, doktor ve insan olarak, eşlik edecek bir olay yaşamış oluyordum. Dr. Saylan’dan ve bu hastalardan sonra aynı öğrenci değildim sanki.
Kaybından büyük üzüntü duyduğum bu özel kadın çok kişinin yaşamını etkilerken, beni doktor kılan ilk tecrübeyi yaşatmıştı.
Uzun yıllardır Türkiye dışında yaşıyorum ve bu son aylarda Prof. Saylan’ın hastalığını ve karşılaştığı güçlükleri duyunca kendisine yazdım. İsteğim, bir öğrencisinin ona sevgisini, saygısını ve vefa borcunu iletmekti. Umarım ona ulaşmıştır.
Prof. Saylan, öğrencilerinin, doktorların, hastalarının ve birçok insanin düşüncelerinde ve kalbinde yasayacak, eminim.
Dr. Avram MİZRAHİ / Tel Aviv, İsrail
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, 1980 mezunu