Tire’deki Yahudi mevcudiyetini 21. yüzyıla taşıyan, bölgenin son Yahudi’si, Eczacı Sami olarak bilinen Sami Beja, 87 yaşında hayatını kaybetti.
Tire’deki son Yahudi Sami Beja (Günel) 2009 yılının Şubat ayında, 87 yaşında hayata gözlerini yumdu. Tire’deki Yahudi mevcudiyetini 21. yüzyıla taşıyan son temsilcimiz, yaşamının son yıllarını Alzheimer hastalığından muzdarip ve yarı yatalak olarak geçirdi. Kendisinin vefatından bir ay sonra hayat arkadaşı Füruzan Hanım da hayatını kaybetti.
Tire kökenli bir aileden, 1922 yılında dünyaya gelen Sami Bey Yahudi doktor ya da Eczacı Sami olarak bilinirdi. Tire’nin karakteristik simalarından biriydi. Çevresinde iz bırakmış bir insandı. Adı geçtiğinde hemen her Tire’li onunla ilgili bir anısını anlatıyor.
1935 yılındaki soyadı kanunu ile Milas, Tire gibi bazı yerleşimlerde Yahudilerin soyadları Türkçeleştirildiğinde Sami Beja’nın soyadı Günel oldu.
Mandracılık ve eczacılık işleri yaptı. Mandracılık yaparken tartıya ve para alışverişine azami özen gösterdi. Tartısında gramlara dikkat ederdi. Para üstü verirken birçok satıcının umursamadığı kuruşları önemser ve müşteriye geri verirdi. O ve onun gibi dürüst insanlar sayesinde, dürüst Yahudi esnafı ve tüccarı imajı güçlendi ve gelecek kuşaklara aktarılması mümkün oldu.
Tire’nin en eski iki eczanesinden biri olan Şifa Eczanesi’ne küçük yaşlarda girdi. Yaşlanıncaya kadar eczacı kalfası olarak çalıştı. Ustasından yapma ilaçları (galenik preparatları) öğrendi. Özellikle köyden gelen yoksul ve doktora ulaşamayan hastalara bir nevi doktorluk yaptı. Tire’deki bu eczanenin sahipleri günümüzde değişse de özellikle çevre köylüleri tarafından hala Yahudi’nin eczanesi olarak adlandırılmaktadır.
Yoksulluk gören herkes gibi mal kıymeti bilirdi. Motosikletinin güzelliği ve bakımı yaşlı Tire’liler arasında hala konuşma mevzudur. Eczanenin yanına park ettiği motosikletinin bakımına gösterdiği özen akıllarda kalmıştır.
1960’lı yıllarda Tire’deki organize Yahudi yaşamı yok olunca yalnız kaldı. Ailesi İsrail’e göç etti. Kendisinin Tire’de kalma kararı sanıldığından çok daha acı verici olsa gerektir.
2008 yılının sonlarında kendisine yaptığım son ziyarette yürüyerek salona geldi ve birlikte oturduk. Görece iyi halinden memnun olduk. O gün bize aklında kalan İbranice bir duayı okudu. O duaların beynine kazınmasını sağlayan sinagog çoktan kapanmış ve çeyiz dükkânı olmuştu.
Sami Beja (Günel) Tire Yahudi mezarlığına değil İzmir Altındağ’daki Yahudi mezarlığına gömüldü. Bedeni Tire Devlet Hastanesi’nde bir süre bekledikten sonra akrabalarının isteğiyle İzmir’e nakledildi.
Tire’deki birlikte yaşama kültürü ve dinler arası hoşgörünün yaşayan bir simgesiydi. Ne kendisini “öteki” gibi hisseden ne de başkasını “öteki” gibi hissettiren sıcacık, farklı ve uzakta kalan bir yaşam tarzından kök almıştı…
Tire’ye yakın olan Torbalı kasabasından yaşlı bir hastamla sohbet ediyordum. Tire’li esnaf ve tüccarın dürüstlüğünün kaynağını arkadaşlarıyla tartıştıklarını ve bunun Yahudi esnaf ve tüccardan intikal ettiğine karar verdiklerini bana söylemişti. İşte o esnaftan biri Sami Bey idi.
Yoğun geçen bir poliklinik gününde bir doktor arkadaşım deri hastalığı olan bir çocuğu yanıma getirdi. Tire-Selçuk arasındaki Akçaşehir köyünden olan çocuğun ve annesinin el sırtlarında yaygın siğiller vardı. Hangi ilaçları kullandıklarını sorduğumda bana Yahudi’nin eczanesinde yapılan merhemi sürdüklerini söylediler ve sadece bu merhemden bir miktar yarar gördüklerini eklediler. Sami Bey’in kendisi artık hayatta yoktu ama adı eczanede vardı. Aktardığı bilgiler hastaları tedavi etmeye devam ediyordu.
Hayatının son yıllarına dek Şabat akşamları İzmir’deki akrabasıyla ve fırsat buldukça İsrail’deki abisiyle telefonla görüşürdü. Yaşlılık yıllarında kısmen İzmir’de kısmen Tire’de oturdu. Ancak hayatının son 1-2 yılını yalnızca Tire’de geçirdi, Tire’de öldü. Son zamanlarında komşularının yardımıyla yaşadı.
Modernleşen, bireyselleşen dünyada dayanışmanın azaldığı ve yaşlıların daha çok ihmal ve suiistimal edildiği günümüzde, bu durumdan, Sami Beja da kendi payına düşeni aldı. Tire’deki Yahudi varlığının her türlü unsuruna karşı ilgisizliğimiz sadece bu vefatla ilgili değildir. Tire Yahudi mezarlığı yükselen otlar ve bakımsızlık nedeniyle yürünemeyecek durumdadır. Eski sinagog binası içindeki kiracıların duvarları kısmen yıkıp yeni bir düzenleme yapmasıyla orijinal görünümünden tamamıyla uzaklaşmıştır.
Sami Beja’ya yakılan ağıt Tire’deki Yahudi varlığına yakılan bir ağıttır aynı zamanda. Varolan umursamazlığımızın Türk Yahudi varlığına yakılan bir ağıta dönüşmemesi içten dileğimizdir.