İtalya’daki Yahudi varlığının 2.000 yıl kesintisiz bir tarihi vardır. Modern zamanlarda, Yahudiler İtalya’daki yaşamın bütün yönleriyle etkin olmuşlardır. En tanınmış İtalyan yazarlarının bir kısmı Yahudi kökenlidir
Yahudilerin Roma’dan ve Kuzey İtalya’dan savaş sırasında çıkartılması kısmen yenildiği ve 1943 sonbaharındaki Alman işgali sarsıntısı sonucu oluştu. Sayılar, Naziler tarafından işgal edilen diğer ülkelere kıyasla çok büyük olmamakla birlikte etkileri çok kesindi. Altı hafta içinde yaklaşık 10.000 Yahudi, Auschwitz’e gönderildi. Bunların pek azı sağ kalabildi. Roma’da 1963 Ekimi’nde Yahudilerin sınır dışı edilmelerinin yirminci yıldönümünü anmak için yapılan törene Roma’nın bütün şehir meclisi üyeleri katıldı. Ortak anma töreni Octavia Kapısı’ndaki bir zamanların gettosunun ana giriş kapısında yapıldı. Her ne kadar Nazi baskısı ile Faşist hükümet ırkçı yasalar çıkarmış ve savaş sırasında pek çok Yahudi sınır dışı edilmişse de, İtalya’da antisemitizm çok belirgin değildir. Yahudi nüfusunun büyük bir kısmı orada yaşamını sürdürmektedir. Savaş sonrasında İtalya, yersiz yurtsuz binlerce insana geçici bir yuva sağladı. Bir dönem bu göçmenlerin sayıları yerli Yahudileri geçti. Pek çoğu zamanla İsrail’e gittiler. Daha yakın zamanlarda, Libya’dan birçok Yahudi akımı oldu ve pek çok Sovyet göçmeni, başka ülkelere giderken İtalya’dan geçtiler. İtalya’nın bugünkü Yahudi nüfusunun 30.000’in üstünde olduğu tahmin ediliyor. Bunların yarısı Roma’da, ikinci önemli topluluk da Milano’da yaşıyor. Merkezi bir örgüt olan, İtalyan Yahudi Toplulukları Birliği, cemaat etkinliklerini eşgüdümlü olarak yapıyor. İtalyan Yahudiliği; her ne kadar ülkeye yayılan göçmenler dinin geleneksel forumlarını canlı tutmuşsa da, geleneksel olarak Hıristiyan toplumla iyi bütünleşmiş ve özümlenmiş (asimile olmuş) bir topluluktur. Yahudi eğitimi ve kültürüne yaygınlık kazandırmak için yapılan etkin çabalar, çok az başarı sağladı. Neo; Faşist, eylemlerin gelişmesi kaygı yaşattı. Nitekim bunun etkileri kısa zamanda görüldü. 1982 Ekimi’nde Roma’daki ana sinagogdan çıkanlara yönelen, iki yaşında bir çocuğun öldüğü pek çok kişinin yaralandığı saldırı çok trajik bir olaydı. Bu olaydan ötürü Arap teröristleri suçlanmıştır.
II. Dünya Savaşı’nda Vatikan
Naziler 1943 sonbaharında Roma’daki 8000 Yahudi’yi toplamaya başladıklarında Papa’nın tarafsızlık politikası önemli bir savaş verdi. Naziler tutuklamalardan önce Yahudi toplumuna 36 saat içinde 50 kilo altın toplamadıkları takdirde 300 rehinenin alınacağını bildirmişlerdi. Yahudilerin bu fidyenin ancak bir kısmını toplayabileceklerini görünce topluluğun bir temsilcisi Vatikan hazinesinden borç istedi ve aldı. Papa bu yardım teklifini onayladı.
Almanların Roma Yahudilerini vurmaları sırasında, Almanların bütün çekincelerine rağmen Papa XII. Pius sessiz kaldı. 18 Ekim 1943’te 1000’den fazla Romalı Yahudi (üçte ikisi kadınlar ve çocuklardı) Auschwitz Ölüm Kampı’na gönderildiler. 7000 Roma Yahudisi saklanarak kurtuldu. Bunlardan 4000’i Papa’nın bilgisi ve onayı altında Roma’daki çeşitli manastırlarda ve tarikat evlerinde saklandı. Birkaç düzinesinin de Vatikan’a sığınması sağlandı. Geri kalanlar faşistlerin Yahudi aleyhtarı politikalarının popüler olmadığı komşuları tarafından saklandılar. Papa Pius’un Nazi zulmüne, özellikle de Yahudilerin öldürülmesine kamuoyu önünde protesto etmemesi eleştirilere neden olmuştur. Papa’nın bu imha makinesini tümüyle durdurmasa bile Almanlara karşı çıkıp Hitler’i ve diğer ileri gelen Katolik Nazileri aforoz ile tehdit etmiş olmalarının sayısız insanı kurtaracağı iddia edilmişti.
Venedik Gettosu
Dünyada pek az kent, yan yana duran iki gettosu ve beş önemli sinagoguyla, Yahudi anıtlarının zenginliği bakımından Venedik ile karşılaştırılabilir. “Getto” kelimesi bile Venedik kökenli olabilir. Her durumda, Yahudilerin ilk defa 1516’da belirli bir mahalleye yığılarak, gece üzerlerinden kilitlendikleri yer, burasıydı. Yeni Getto’daki Büyük Alman Sinagogu 1528’de yaptırılmıştı ancak burada görülebilen, genellikle 17. yüzyılın sonlarında yapılmış olan restorasyondur.
YAHUDİLERE YENİ YAŞAM ANLAŞMASI
Garibaldi’nin 1870’de Roma’ya giriş Yahudi topluluğu için yeni bir yaşam anlaşmasıydı. Ancak Tiber Nehri’nin kıyısındaki aşırı kalabalıklaşmış gettonun yeniden geliştirme projesinin bir parçası olarak temizlenmesine yol açtı. Daha önceki boş, eski sinagogun yerine, Yahudi topluluğu yeni elde edilen özgürlüğe ve kendine olan saygıya uygun düşecek bir tek anıtsal sinagoga karar verdi. Yeni bina 1904 yılında açıldı ve nehre bakan egemen bir konumu vardı. Mimarlar, moda olan Magribi canlandırma stilinden kaçınarak belirgin oryantal öğelerle birlikte daha özgün bir İtalyan neoklasizmini amaçlamışlardı.