ABD Başkanı Barack Obama’nın tüm dünya kamuoyu tarafından merakla beklenen, Kahire’den Müslüman Dünyası’na hitaben yaptığı konuşma “yeni bir başlangıç” olarak nitelendirildi. İslam dünyası tarafından memnuniyetle karşılanan konuşma, sık sık alkışlarla kesildi. Ortadoğu’da toplam 30 televizyon kanalı, Obama’nın konuşmasını canlı yayınladı. İşte tarihi konuşmada öne çıkan satır başları:
“… Ankara’da ABD’nin İslamiyet’le bir savaş içinde olmadığını ve asla olmayacağını açıkça ortaya koydum. Ancak şiddet yanlısı aşırı güçlere ısrarla karşı çıkacağız.”
“…11 Eylül bizim için dev bir travma etkisi yaptı. Bu öfkeyi anlamak gerek. Ancak bazı durumlarda ideallerimize aykırı davranmamıza da neden oldu. ABD’de ve ABD tarafından işkencenin kullanımını koşulsuz biçimde yasakladım ve Guantanamo’nun gelecek yılbaşında kapatılması için mücadele ediyorum. Amerika kendisini diğer ulusların egemenliğine saygılı biçimde savunacak ve hukukun üstünlüğüne saygı gösterecektir. Müslüman toplumlarla sürekli ortaklık içinde olacağız.”
“…İsrail, Filistin ve Arap dünyasındaki durum. ABD’nin İsrail ile güçlü bağları herkesçe biliniyor. Bu kırılamaz, yıkılamaz, kültürel ve tarihsel bir bağdır. Bütün dünyada Yahudiler yüzyıllarca zulüm görmüş, soykırıma uğramışlardır... Öte yandan şu da bir gerçek ki Filistin halkı kendi vatanlarında anayurt arayışı içinde büyük acılar çekmiştir. Ve Gazze’de ve Batı Şeria’de ve komşu ülkelerde pek çoğu mülteci kamplarında barış ve güvenlik içinde yaşayacakları hayatı beklemektedirler.”
“…ABD,(Filistinlilerin) meşru ve olumlu bir yaşam için duydukları özleme sırt çevirmeyecektir. Filistinlilerin bir devlete sahip olması gerekmektedir.”
“…İki halkın da istekleri karşılanmalı. Bu da iki devlet olarak barış ve güvenlik içinde yanyana yaşadıkları bir çözüm anlamına gelmekte. Taraflar sorumluluklarını yerine getirmeli. Filistinliler şiddetten vazgeçmek zorunda. Uyuyan çocuklara roket atmak, ya da otobüsteki yaşlı kadınlara bomba atmak ne cesaret ne güçtür.”
“…Ancak ülkem İran ile geçmişi bir kenara bırakıp ilerlemeye hazırdır. Bugün sorulması gereken soru İran’ın neye karşı olduğu değil nasıl bir gelecek inşa etmek istediğidir. Elbette güvensizliği aşmak zor olacak. Ama cesaret ve azimle ilerleyeceğiz. Bu Ortadoğu’da nükleer silah yarışını engellemekle ilgili. Bazı ülkelerin silahı olması ve bazılarının ise olmamasına yönelik itirazları anlıyorum. Ama hangi ülkenin bu silahlara sahip olacağını seçme hakkımız yok. Yine de hiçbir ulusun nükleer silaha sahip olmaması için uğraşıyoruz. İran dahil bütün uluslar barışçıl nükleer programlarını sürdürme hakkına sahip. Ama kitle imha silahlarına karşı ortaya konulmuş anlaşmaya herkesin uyması gerek.”