5 Haziran günü ilk kez bir ABD Başkanı Buchenwald Ölüm Kampı’nı ziyaret etti. Buchenwald’ı Holokost Kurtulanı ve Nobel Ödülü sahibi Elie Wiesel ile birlikte gezen Barack Obama yaptığı konuşmada; “Bu mekân Holokost inkârcılarına, tarihimizle ilgili yalanlar söyleyenlere karşı verilecek nihai bir şamardır” dedi. Almanya Başbakanı Angela Merkel de Holokost’un utanç verici anılarının hiçbir zaman unutulmayacağını vurguladı
ABD Başkanı Barack Obama, 5 Haziran Cuma günü Almanya Başbakanı Angela Merkel, Buchenwald’da hayatta kalan Nobel Ödülü sahibi Elie Wiesel ile Bertrand Herz eşliğinde Nazi ölüm kampını ziyaret etti.
ABD Başkanı Barack Obama’nın Kahire’de yaptığı İslam dünyası ile uzlaştırıcı nitelikteki konuşmasının ardından Almanya’da Weimar yakınındaki Buchenwald Ölüm Kampı’nı ziyareti, bir çeşit dengeyi sağlama girişimi olarak nitelendirildi.
Bir gün önce Kahire’de ABD ile İslam dünyası arasında sıcak ilişkiler kurulması çağrısında bulunan Obama’nın, Buchenwald’da tel parmaklıklar ve gözlem kuleleri arasında dolaşması Avrupa tarihinin kara bir sayfasına, altı milyon Yahudi’nin yok edilmesine dikkatleri çekiyordu.
Holokost Kurtulanı Elie Wiesel, henüz 16 yaşındayken bulunduğu ve babasını yitirdiği bu kampa uzun yıllar sonra ilk kez dönüyordu. ABD Başkanı Barack Obama ise, Buchenwald’ı özgürlüğe kavuşturan ABD ordusunun 89. bölüğünde yer alan büyük dayısı Charlie Payne nedeniyle bu mekânı duygusal a â çıdan merak ediyordu. Obama Kahire’deki konuşmasında da Yahudilerin Naziler tarafından katledildiğini inkâr eden ve sorgulayanların Ortadoğu barışına engel oluşturduklarını vurgulamıştı.Buchenwald’ı gezerken Barack Obama, Angela Merkel, Elie Wiesel ve kampın diğer bir kurtulanı olan Bertrand Herz, ellerinde taşıdıkları beyaz gülleri öldürülenlerin anısına dikilen anıtların üzerine bıraktılar.
Orada Obama, kamptan kurtulanlar ve bu kampı bir anıt olarak koruma altına alan Alman gönüllülerle bir araya geldi, krematoryum fırınlarını gördü, on binlerin esir tutulduğu barakaların yapı taşlarını inceledi.
ABD Başkanı Obama’nın, bu kampta yaşadığı acılar nedeniyle anıları tazelenen ve oldukça duygulanan 80 yaşındaki Elie Wiesel’i Buchenwald gezisi boyunca bazen omzundan kucaklaması, bazen de elinden tutması dikkat çekti. Wiesel ABD Başkanı’na, “Bu ağaçların dili olsaydı da konuşsaydı” dedi.
1937 yılında kurulan Buchenwald’da ABD tarafından kurtarıldığı 1945 yılına dek 56 bin kişi öldürüldü. Obama’ya kamp gezisinde eşlik eden Elie Wiesel, kamp kurtarıldığında ABD askerlerinin özgürlüğe kavuşturdukları açlıktan iskelete dönüşmüş 4 bin esir arasındaydı.
Ziyaret sonrasında kampın üzerinde Almanca “Jedem Das Seine” yazısının yer aldığı giriş kapısı önünde kurulan kürsüden ilk konuşan, ev sahibi Başbakan Angela Merkel’di.
ANGELA MERKEL: GEÇMİŞİMİZDEN DERS ALMAK ZORUNDAYIZ
Holokost’un utanç verici anılarının hiçbir zaman unutulmayacağını vurgulayan Almanya Başbakanı, “Nazi vahşetini durdurmak için canlarını feda eden Amerikalılara müteşekkirim. Amerikalılar sayesinde Avrupa yeniden doğdu. Bizler bugün, II. Dünya Savaşı yıllarında yaşanan Holokost trajedisine kendimizi bağlı hissediyoruz. Buchenwald ve diğer 120 kampta öldürülen veya açlıktan ve güçlerinin tükenmesi nedeniyle yaşamını yitiren insanları asla unutmayacağız. Biz Almanlar geçmişimizden ders almak zorundayız” dedi.
Merkel, Almanya’nın, çekilen tüm bu acılar nedeniyle insan hakları, özgürlük ve demokrasi için çaba harcama, terörizme, ırkçılığa ve Yahudi düşmanlığına karşı mücadele etme konusunda da büyük sorumluluk taşıdığını sözlerine ekledi.
BARACK OBAMA: HOLOKOST İNKÂRCILARIYLA MÜCADELE ETMEK GÖREVİMİZDİR
ABD Başkanı Barack Obama kampa yapacağı ziyaretten az önce NBC News programına yaptığı açıklamada Yahudi soykırımını reddeden İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın, Almanya’daki Buchenwald Toplama Kampı’nı ziyaret etmesi gerektiğini söyledi ve “Tarihi reddeden insanlara tahammülüm yok ve soykırım tarihi, üzerinde spekülasyon yapılacak bir şey değildir” şeklinde konuştu. Sık sık Yahudi soykırımını reddeden açıklamalar yapan Ahmedinecad, geçtiğimiz hafta bir konuşmasında soykırımı yine “büyük kandırmaca” olarak nitelemişti.
Konuşmasına, Başbakan Angela Merkel’e ve Elie Wiesel’e Buchenwald ziyaretinde kendisine eşlik etmelerinden dolayı teşekkür ederek başlayan ABD Başkanı; “Bugün burada gördüklerimi asla unutmayacağım. Böyle bir mekânın varlığından henüz delikanlı yaşta haberdar olmuştum. Ordunun 89. bölüğünde görevli olan büyük dayım Charlie Payne, bu kampa gelen ilk Amerikalı askerler arasındaydı. Döndüğünde, burada gördüğü manzara nedeniyle hala şoktaydı. Uzun süre konuşamadı, aylarca inzivaya çekildi. Burada tanık oldukları, gece gündüz kabus gibi peşini bırakmıyordu. Bugün burayı ziyaretimden sonra, onun şoka girmiş olmasını daha iyi anlayabiliyorum. Amerikalı askerler gördüklerine inanamamışlar, duruma tanıklık etmek için fotoğraflar çekmişlerdi” dedikten sonra Holokost inkârcılığına değindi.
“Bu vahşeti inkâr etmek nasıl mümkün olabilir? Bazı kesimler (Ahmedinecad’ı kastederek) Holokost’un gerçekleşmediğini iddia ediyorlar. Bu mekânlar Nazi vahşetinin birer kanıtıdır. Tarihi reddeden insanlara sabrımız yok. Bu mekan bu şekilde düşünenlere, tarihimizle ilgili yalanlar söyleyenlere karşı verilecek nihai bir şamardır. Holokost inkârcıları ile mücadele bizim görevimizdir. Antisemitizm, ırkçılık, homoseksüellere karşı nefret, ayrımcılık bizleri tiksindiriyor.
Buchenwald ve benzeri yerlerde bulunduğumuzda, iyi değerler üzerine kurulu düzenimizi korumamız gerektiğini daha iyi anlıyoruz. Bu mekân bize kötülüklere karşı bugün de uyanık olmamız gerektiğini öğretiyor. Burada kurban olmuş insanlar, insani değerleri korumaya çalışarak bir çeşit direniş sergilediler. Yom Kipur’da oruç tutarak, patates çalıp sevdiklerine dağıtarak, çocuklarını beslemeye çalışarak, çocuklarına tarih ve matematik öğreterek, çocuklarına geleceği düşünmeyi öğreterek, hatta şiir yazarak, Buchenwald’da yaşamlarının son dakikasına dek inançlarına bağlı kalarak…”
Obama konuşmasına şöyle devam etti: “O dönemde, Holokost’un küllerinden bir milletin doğacağını, İsrail Devleti’nin kurulacağını, bu ülkenin ABD ile çok güçlü bağlar kuracağını hiç kimse hayal bile edemezdi. Tarihin bu karanlık dönemine tanık olduktan sonra bizim amacımız nerede olursak olalım, haksızlıklara hoşgörüsüzlüklere karşı mücadele etmektir. Şimdi sözü, babasını yitirdiği bu kampa yeniden dönme cesaretini gösteren dostum Elie Wiesel’e vermek istiyorum.”
Aslında programda Elie Wiesel’in konuşması yoktu. Ancak ABD Başkanı’nın konuşmasından ve yıllar sonra Buchenwald’de bulunmaktan oldukça etkilenen Holokost Kurtulanı Elie Wiesel, yaptığı konuşma ile dünyanın hâlâ Holokost’tan ders almadığını haykırdı ve Başkan Obama’ya Ortadoğu barışı yönünde çaba sarf etmesi çağrısında bulundu.
“Bugün buraya gelmem, babamın mezarını ziyaret ettiğim anlamını taşıyor. Oysa ki babamın hiç mezarı olamadı. Onun mezarı gökler. Gökler zaten en büyük Yahudi Mezarlığı… Babamın ölümü hayatımın en büyük boşluğu oldu. O acı çektiğinde, ben buradaydım. Babam yardım istediğinde, ben buradaydım. Bir yudum su için yakardığında, ben buradaydım. Babam son sözcüklerini söylediğinde, burada değildim. Beni çağırdığında başka bloktaydım. Adımı çağırdığında, yaklaşmaya korktum, herkes korkuyordu. Ve babam öldü… Ben oradaydım, ama orada değildim.
Günün birinde geri dönüp onunla konuşabileceğimi düşündüm hep. Ona bugünün dünyasını, yaşadığım ABD’yi anlatacaktım. Babama ne anlatabilirdim ki? Dünyanın geçmişten ders aldığını mı? Bundan o kadar emin değilim.
Sayın Başkanım, sizin şahsınızdan çok umutluyuz. Çünkü sizin insani değerlere önem veren bir bakış açınız var. Bu dünyayı değiştirme gücüne sahipsiniz ve bunu yapmaya hazırsınız. Bu dünyayı daha iyi yaşanabilecek bir dünyaya dönüştürebilirsiniz. İnsanların artık savaşmayacağı, birbirinden nefret etmediği, birbirine saygı duyduğu bir dünya…
Ne yazık ki dünya geçmişten ders almadı. 11 Nisan günü Amerikan ordusu tarafından özgürlüğüme kavuşturuldum. Geriye kalan bizler, yani hayatta kalabilenler, bir ders alınacağına, artık hiç savaş olmayacağına, ırkçılığın insanların hayatlarını ve geleceklerini yok etmeyeceğine inanıyorduk.
Ama ne yazık ki dünya ders almadı. Alsaydı Kamboçya olmazdı, ne Ruanda, ne Darfur, ne de Bosna olmazdı. Acaba günün birinde dünya tarihten ders alacak mı?
Burada, Buchenwald’da, veya benzeri ölüm kamplarında uluslararası bir topluluk vardı. Oraya her ülkeden, her siyasi ve ekonomik kesimden insanlar gelmişti. Tam bir globalizasyon. Globalizasyon burada, Buchenwald’da başladı. O dönemde insancıl değerler alt edilmişti. Umarım ki dünya insancıllığı artık öğrenmiştir.
Sayın Başkanım, gelecekle ilgili vizyonunuz büyük önem taşıyor. İsrail’in güvenliği, komşularının güvenliği ve bölge barışı…
Yeter… yeter… mezarlıklara gitmek zorunda kalmayalım artık. Yetimler gözyaşı dökmesin artık. İnsanların birleşme zamanı geldi artık. Birisi insanları birbirlerine yakınlaştırmaya çalışmalı. Buraya gelen her kişi, insanları birbirlerinden uzaklaştırmaya değil, onları birbirlerine bağlamak için çaba harcamalı.
Holokost’u hatırlamanın en önemli amacı insanların birbirlerine kızıp sırt çevirmeleri değil, birbirleriyle dayanışma içinde olmalarını sağlamaktır. 21. yüzyılın yeni başlangıçlara gebe, sonsuz umudun süregeldiği, yaşam koşullarının düzeldiği bir yüzyıl olmasını diliyorum.
Başkanım, babamın mezarına geri dönme imkânını bana sağladığınız için size yeniden teşekkür ediyorum.