Geçtiğimiz günlerde gözlemlediğimiz olumlu hava ve yurtdışı verilerine rağmen borsalardaki yükseliş sınırlı kaldı. Önümüzdeki günlerde açıklanacak veriler ise ekonominin ne kadar düzeldiğinin en önemli göstergesi olacak
Geçtiğimiz hafta piyasalarda yaşanan olumlu havanın azalarak devam ettiğini gözlemledik. Olumlu gelen ABD ve diğer yurt dışı verilerine rağmen borsalardaki yükselişin sınırlı kalması ilerleyen günlerde olası bir satış baskısını arttırabilir. Bütün bu gelişmelere rağmen IMKB-100’ün 33,500 seviyesine gevşedikten sonra gelen alımların yurt içi borsaların bir miktar yükselmesine sebep oldu. Bu hafta ABD ve Avrupa’da önemli veriler açıklanacak. Geçtiğimiz iki ay boyunca verilerin resesyon boyunca açıklanan en kötü seviyelerinin üzerinde olduğunu gözlemledik. Bu ay ise datalardaki beklentiler yükselişin yani toparlanmanın devam edeceği yönünde. Dolayısıyla bu ay açıklanacak verilerin oldukça önemli olduğu ve global toparlanmanın hangi aşamasında olduğumuzu netleştirmemizde yardımcı olacağı kanaatindeyim.
Çarşamba günü ABD’de deklare edilen perakende satış verilerinin olumlu gelmesi ve resesyonun başlangıç ve bitişini duyuran ekonomik araştırma birimi National Bureau of Economoic Research (NBER)’ün bu yılın sonuna doğru büyümenin artıya geçeceğini düşündüğünü açıklaması piyasaları yükselişinde etkili oldu. Ayrıca toparlanmadan sonra talebin artacağına dair beklentiler ile varili 70 doların üzerine çıkan petrol fiyatları enerji, madencilik ve emtia ile ilgili hisselerin değer artışı açısından önemliydi. Bu olumlu gelişmelere rağmen piyasaların yükselişinin ivme kaybetmesi yorgunluk belirtisi olarak yorumlanabilir. “Yorgunluk belirtisi” diyerek söylemeye çalıştığım şirket fiyatlarının yurt dışında bir önceki çeyrek karlılıklarına göre zaten oldukça yüksek seviyelere taşınmış olması. Daha evvel yazılarımda da belirttiğim gibi gelişmiş ülke borsaları son üç ayda yüzde 35-40 gibi ciddi oranlarda yükseldi ve bunun ana sebebi geleceğe dair olumlu beklentilerdi. Artık bu olumlu beklentilerin gerçeğe dönüşme zamanı geldi. Yani verilerin de bu beklentileri karşılaması gerekiyor. Önümüzdeki haftalarda verilerle birlikte ekonomik toparlanmanın hangi boyutta olduğunu daha net anlayacağız.
Yurt içi gelişmeleri incelediğimizde ise daha değişik bir durum söz konusu gibi gözüküyor. Geçen haftanın başlarında gelişmiş ülkelere göre çok daha kötü bir performans sergileyen IMKB-100 endeksi ve haftanın sonlarına doğru yabancı girişleriyle yine aynı endeksin haftayı çok az bir değer kaybıyla kapaması. Birkaç gelişme bu olayı kısmen açıklayabilir. Bunlardan ilki yabancı satışlarının hafta başında kuvvetlenmesi ve haftanın diğer yarısında başka bir fonun ya da aynı fonun tekrar satış yapışı hisseleri geri satın alması. Böyle bir gelişmenin ya da en azından büyük yatırımcıların ana kâğıtlarda alış yaptığı Takasbank verilerine bakıldığında dikkat çekici. Bununla beraber gerileyen Eur/USD paritesi ve haftanın sonlarında en azından daha fazla yükselmeyen petrol fiyatları diğer gelişmekte olan ülkelerden Türkiye’ye kısa vadeli bir giriş imkânı tanımış olabilir. Ancak net sebepleri bilinmese de yurt dışı borsaların bozması durumunda bile bizim borsada kısmı satışlar görmemizin olası olduğu bir hafta olabilir çünkü piyasayı daha fazla etkileyen yatırımcıların borsamızda henüz satış yapmadığını gözlemliyorum. Bu satışlar gelmediği sürece düşüşler kısıtlı olabilir. Bu hafta yurt dışı verilerini yukarıda belirttiğim sebeplerden dolayı takip etmeliyiz. İyi haftalar.