İsrail Başbakanı Netanyahu, dış politika tutumunu netleştirdiği, merakla beklenen konuşmasını Pazar günü Tel Aviv’de Bar İlan Üniversitesi’nde gerçekleştirdi. Vizyonunun, yan yana ve uyum içinde yaşayan bir İsrail Devleti ile Filistin Devleti olduğunu dile getiren Netanyahu, ‘iki devlet’ çözümü için Filistinlilerin İsrail’in bir Yahudi devleti olduğunu kabul etmesi ve Kudüs’ün başkent olarak bölünmemesinin şart olduğunu vurguladı.
Haziran ayı başında ABD Başkanı Barack Obama’nın, Mısır’da Kahire Üniversitesi’nde Müslüman dünyasına hitaben yaptığı konuşmanın ardından, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da sabırsızlıkla beklenen demeci için Tel Aviv’deki Bar Ilan Üniversitesi, BESA’yı (Begin-Sedat Stratejik Araştırmalar Merkezi) tercih etti. BESA, daha önce de Oslo süreci, ‘Filistin’in Devlet Olma Durumu’, ‘İki Devlet Çözümü’ konularındaki münazara ve açık oturumlarıyla, süreçlere entelektüel olarak katkıda bulunmuştu.
Netanyahu, konuşmasında, Filistin topraklarındaki komşularına ve Filistin Yönetimi liderlerine seslenerek, İsrail’in, uluslararası anlaşmalara bağlı olduğunu, ilgili taraflardan da aynı bağlılığı beklediğini, ayrıca önkoşulsuz barış görüşmelerine bir an önce başlamak istediğini belirtti.
Netanyahu, daha önceki görüşlerinden farklı olarak, vizyonunun yan yana, uyum içinde yaşayan bir İsrail Devleti ile Filistin Devleti olduğunu açıkladı. Filistin, askeri güçlerden ve silahlardan arınıp, İsrail için bir terör tehdidi oluşturmadığı ve Kudüs, İsrail Devleti’nin bölünmemiş başkenti olduğu sürece, Netanyahu,”İki Devlet” çözümüne hazır olduğunu ifade etti. İsrail Başbakanı ayrıca bölgesel barış ve Filistin ekonomisini düzeltmek amacıyla komşu Arap ülkelerin liderleriyle, istedikleri zaman görüşmeye hazır olduğunu, amacının İsrail ve Filistinli çocukların barış içinde büyümeleri olduğunu belirtti.
Binyamin Netanyahu, “Herhangi bir barış anlaşmasında Filistin kontrolü altındaki topraklar, İsrail için sağlam bir güvenlik güvencesi verilerek silahsızlandırılmalı. Filistinliler’in İsrail’i Yahudi halkının devleti olarak kabul etmesi ile birlikte de bizim yanımızda Filistin Devleti’nin kurulması çözümünü sağlayacak barış anlaşmasına hazır olabiliriz,” dedi.
Uzun süredir dünya kamuoyunun gündemini meşgul eden yerleşimler meselesine de değinen Netanyahu, “Yeni yerleşimlerin inşasına izin vermeyeceğiz. Ancak mevcut yerleşim birimlerindeki doğal gelişimin engellenmesine karşıyız,” dedi.
Netanyahu, konuşmasının giriş bölümünde, üç ay önce hükümetini kurarken, İsrail’in çözülmesi gereken üç ana sorununu - ekonomik kriz, İran tehdidi ve Ortadoğu Barış Süreci - çözmek için ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını açıkladı. Başbakan ayrıca, bugün dünyanın karşısındaki en tehlikeli tehdidin, köktendinciler ile nükleer silahlar arasındaki bağ olduğunu vurguladı.
Netanyahu’nun konuşmasından önce, Savunma Bakanı Ehud Barak ve İsrail Devlet Başkanı Şimon Perez, Başbakanla görüşerek, demecinde ‘yol haritası planı’ ve güvenlik tedbirleri çerçevesinde bir ‘Filistin Devleti’ni tanımaya hazır olduğunu duyurmasını tavsiye ettiler.
Avrupa Birliği İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ‘Filistin Devleti’ni kabulünün “doğru yönde atılmış bir adım” olduğunu ifade etti. AB başkanlığını elinde bulunduran Çek Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Jan Kohout ise “Netayahu’nun konuşması daha fazla değerlendirme gerektiriyor fakat Filistin Devleti’nin kabulü orada” ifadesini kullandı. Konuyla ilgili yorum yapan Fransız Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, Netanyahu’nun konuşmasını ileriye doğru bir adım olarak değerlendirdi. Kouchner, “Barışı güvenceye almak sözlerinde ötesine geçmeyi ve pazarlıklar için ek önkoşulların konulmamasını gerektiriyor” dedi.
Beyaz Saray Basın Sekreteri Robert Gibbs ise ABD Başkanı Obama’nın Netanyahu’nun sözlerine dair yorumlarını “Başkan konuşmayı geleceğe yönelik önemli bir adım olarak görmektedir. Başkan iki halkında tarihi anayurdu olan topraklarda Yahudi bir İsrail devleti ve bağımsız bir Filistin devletini desteklemektedir,” şeklinde dile getirdi. Gibbs, “Sorumlulukların ve yükümlülüklerin yerine getirildiğini görmek, İsrail-Filistin çatışmasının sona ermesini ve bölgesel barışı sağlamak, iki devletli hedefe ulaşmak amacıyla Başkan, İsrail, Filistin Yönetimi, Arap devletleri ve diğer ortaklardan oluşan tüm partilerle çalışmaya devam edecektir.”