“Bülbüller yalnızca müzik üretirler, bizi eğlendirmek için. Bahçeleri yağmalamazlar, tarlalarda yuva yapmazlar. Yalnızca şarkı söylerler. Hem de yürekleri paralanana dek. İşte o nedenle günahtır bülbülü öldürmek.”
- Melih LEVİ -
Roman, ana karakter Scout’un ağzından, okuyucuyla sohbet edercesine yazılmış. Siyah ırkçılığının en yüksek seviyesinde olduğu 1930’ların Amerika’sında büyümekte olan beyaz bir kızın yaşamına şahit oluyoruz. Alabama’nın hayali bir kasabası Maycomb’da yaşayan ve küçük yaşta annesini kaybetmiş olan Scout, annesiyle ilgili çok somut anılara sahip değildir. Annesi öldükten sonra, ev işleriyle ilgilenmesi ve çocuklara bakması için eve Calpurnia adında siyah bir kadın alınır. Scout’un ailesi çoğunluğun görüşünden farklı olarak siyahları, beyazlara eşit görürler. Scout’un babası Atticus herkesin saygı duyduğu, çok ünlü, ağırbaşlı ve dürüst bir avukattır ve roman boyuca çocukları Scout ve Jem’e etraflarındakilere nasıl davranmaları gerektiğini öğretir. Örnek alınması gereken bir karakter olan Atticus, çocuklarına en çok, herkesin eşit olduğu duygusunu aşılamak ister.
Kitabın başlarında Scout çok saf ve çocuksu bir karakterdir; fakat yaşam şartları onu büyümeye zorlar. Maycomb başyargıcı, Atticus’u bir davaya atamak istediğini söyler: Bu dava tüm ailenin ve Maycomb’un durumunu değiştirecek bir davadır; çünkü Atticus’a siyah bir vatandaşı savunma görevi verilmiştir. Dava edilen kişi Tom Robinson’dur ve Bob Ewell’ın kızına tecavüz etmekle suçlanmaktadır. Bob Ewell, çok acımasız, ahlaksız ve seviyesiz bir insandır. Ewell’ın, Robinson’a haksız yere bir dava açtığı açıkça ortada olsa da, o zamanın Amerika’sında siyahların, beyazlara üstün gelme olasılığı o kadar düşüktür ki, davayı kazanmak çok zordur. Yine de Atticus tüm onuru ve sadakatiyle Robinson’u en iyi şekilde savunmak ve korumak için çok çaba harcayacaktır. Babası bir zenciyi savunduğu için Scout’a baskı yapan arkadaşları olsa da, düşünceleri ne olursa olsun, her insana saygı duymak gerektiğini babası ona sürekli vurgular. Bu dava süresince Scout toplumla ilgili acı gerçekleri görürken, hızlı bir büyüme dönemine girer.
Pulitzer ve Oscar ödüllerini kazandıran bir eser
Harper Lee, Alabama doğumlu (1926) bir yazardır; birkaç kısa hikâyesi ve bir romanı vardır. Kendisi toplum içine çok çıkmayı ve ünden bahsetmeyi sevmez. Yazdığı tek roman, “Bülbülü Öldürmek”, dünya klasikleri arasına girmeyi başarmıştır. Lee’nin biyografisi araştırıldığında, romanın kendi hayatından etkilendiği ve romandaki bir sürü olayın hayatıyla kesiştiği görülür. Romanı en güzel yapan bölüm ise, genç bir kızın ağzından, toplumda yaşanmakta olan kirli ve acı olayların, saf ve masum bir şekilde yazılmış olması. Scout’un insanları gözlemleme ve değerlendirme yeteneği de kitaba yansımış ve farklı insan tipleri okuyucuya çocuk diliyle aktarılmıştır. Bu kitap Türkçeye de çevrilmiş ve hatta bir dönem “en çok okunan kitaplar” listesine girmiştir. Kitabın çevirisinde akıcı ve sade bir dil kullanılmış. Roman 1960 yılında basıldı, Pulitzer Ödülü’ne layık görüldü ve dünyanın birçok ülkesinde lise ve üniversitelerde okutulmaktadır. 1962 yılında romanın filmi çekilmiştir ve film çok ses getirmiş, üç Oscar Ödülü kazanmıştır. Gregory Peck, Atticus rolünü üstlenmiş ve En İyi Aktör dalında Oscar’a layık görülmüştür.
Kitabın her yaşa hitap ettiğini düşünüyorum. Kitabın başında Charles Lang’ın “Sanırım avukatlar da bir zamanlar çocuktu,” diye bir sözü var. Bana kalırsa, artık herkesin bir çocuk gözlüğü takıp, toplumun acı gerçekleriyle yüzleşmesi gerekiyor; insanoğlu dünyaya masumca nasıl bakması gerektiğini öğrenmeli. Atticus’un kızı Scout’a öğretebildiği dersi, bizim de öğrenmemiz gerekiyor: “Her şeyden önce, Scout, basit bir kuralı öğrenebilirsen herkesle daha iyi geçinirsin. Olayları karşındakinin bakış açısından değerlendirmeden hiç kimseyi anlayamazsın, derisinin altına girip dolaşana dek.” Sonuç olarak, insanların bülbülü öldürmenin günah olduğunu kavramasının, büyümesinin zamanı geldi de geçiyor… Scout’un da dediği gibi, “Bence bir tür insan var. İnsanlar var işte…”
“Bülbülü Öldürmek”, Harper Lee
Alt›n Kitaplar, 368 sf.