Bu yıl Kimya alanında Nobel Ödülü’ne layık görülen Prof. Ada Yonath, bu saygın ödüle hak kazanan İsrailli ilk bilim kadını sıfatına sahip oldu
70 yaşında olan Prof. Ada Yonath ile birlikte Yale Üniversitesi’nden Thomas Steitz ve Cambridge Üniversitesi’nden Wankterman Ramakkrishnan’ın “proteinlerin canlı hücreyi nasıl inşa ettiklerini” keşfetmeleri nedeniyle bu yıl Nobel Kimya Ödülü’nü paylaşacaklar.
Nobel Komitesi, hücrenin protein ürettiği yer olan ribozomun ayrıntılı haritasını çıkarmaları ve yeni antibiyotiklerin yolunu açan çalışmaları dolayısıyla ödüle layık görülen bilim insanlarının farklı antibiyotiklerin ribozomla nasıl ilişkili olduğunu gösteren üç boyutlu örnekleri çıkarmayı başardıklarını açıkladı. Komite, bu modellerin bugün yeni antibiyotiklerin geliştirilmesi amacıyla kullanıldığını vurguladı.
Ödülün parasal değeri olan 10 milyon kronu (1,4 milyon dolar) paylaşacak bilim insanlarından Prof. Yonath, Nobel Kimya Ödülü’nü 1964’den bu yana kucaklayan ilk kadın. Biomoleküllerin üç boyutlu yapılarını belirlemek için kullanılan x-ışını kristallografisi tekniğinin öncülüğünü yapan Dorothy Crowgoot Hodgkin 1964’de B-12 vitamini üzerine çalışması ile bu ödülün sahibi olmuştu.
Nobel Kimya Ödülü Prof. Ada Yonath’a iki farklı ayrıcalık kazandırdı: 45 yıl aradan sonra bu ödüle layık görülen ilk kadın olması, bu ödülü kazanan ilk İsrailli bilim kadını olması…
İngiliz mandası altındaki Kudüs’te oldukça fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
İsrail radyosuna verdiği söyleşide Prof. Yonath; “Çocukluğumda bu düzeye gelebileceğimi umut edebileceğim hiçbir şey yoktu” açıklamasında bulundu.
Prof. Ada Yonath, Marie Curie dahil olmak üzere Nobel Kimya Ödülü’ne layık görülen dördüncü kadın. Stockholm’de ödülün ilan edilmesinden birkaç dakika sonra Nobel Barış Ödülü sahibi İsrail Devlet Başkanı Şimon Peres, Prof. Yonath’ı arayarak tebrik etti. Prof. Ada Yonath kariyeri süresince bilimsel araştırmalarını Tel Aviv’in güneyinde Rehovot’ta bulunan Weizmann Bilim Enstitüsü’nde gerçekleştirdi.
“FAKİRDİK, KİTAPLARIMI SATIN ALAMAZDIM”
Genç yaşından beri meraklı bir kişiliğe sahip olan Prof. Yonath, Marie Curie hakkında okuyup bilgi edindikten sonra bilimsel araştırmaya yöneldi. “Bilimle uğraştığımda, araştırmalar yaptığımda, kendimi veya bir kadın olduğumu düşünmedim. Sadece çok fakir bir ailenin çocuğu olarak doğmuş bir insandım. O kadar fakirdik ki, eğitimim için gerekli kitapları dahi satın alamıyorduk” demekte.
Prof. Ada Yonath, daha çok kadının bilimsel arenada yer alması yönünde uğraş veriyor. “Kadınlar nüfusun yarısını oluşturuyor. Bence insanlar bilime yönlenme konusunda kadınları cesaretlendirmedikçe, insani akıl gücünün yarısını heba etmiş oluyor. Cesaret verildiği takdirde kadınlar çok büyük başarılara imza atabilirler. Kadınların ilgi duydukları alanlarda çalışmalarını ve merakları yönünde sebat etmelerini isterdim. Ve dünyanın bunu böyle kabul etmesini arzu ederdim. Ama birçok ülkede buna karşı çıkıldığını biliyorum” şeklindeki sözleri ile Prof. Yonath bu düşüncenin avukatlığını yapıyor.
Eğitimini Kudüs İbrani Üniversitesi’nde gören bilim kadını Prof. Yonath daha sonraki yıllarda Massachusetts Technology Institute ve Carnegie Mellon University’de bilimsel kariyerinde kendini geliştirdi. Bir kız çocuk annesi olan Prof. Ada Yonath, Weizmann Bilim Enstitusü’nde çalışmaya devam ediyor.