Babil mirası

2600 yılık bir geçmişe ve tarihi mirasa sahip, ülkenin yönetim ve siyaset, ekonomi, tıp, eğitim, edebiyat ve müzik gibi her alanda çağdaşlaşmasına katkıda bulunmuş 140 bin kişilik muazzam bir Yahudi cemaatinin kitlesel bir göçle Irak’ı terk etmesinin sebebi nasıl açıklanabilir? Bu tarihi fenomenin açıklamasını “Iraq’s Last Jews” adlı kitapta buluyoruz

Kültür
14 Ekim 2009 Çarşamba

Iraq’s Last Jews kadın/erkek 19 Yahudi’nin ayrıca geçmiş yüzyılın olaylarını kişisel olarak yaşamış Şii bir Iraklının tanıklıklarını içermekte.

Yahudilerin Irak’tan kaçışına yol açan ana sebepler şöyle sıralanabilir:

Şiiler, Hıristiyanlar ve Kürtler de dahil olmak üzere azınlıklara hoşgörü ile yaklaşmayan Milliyetçi Sünni yönetimin ırkçı ve ayrımcı tutumu;

Bağımsızlığını yeni kazanmış Irak’ta Nazi Almanya’sı tarafından desteklenip körüklenen, Almanya Büyükelçisi Dr. Fritz Grobba’nın başını çektiği ve Hacı Amin el- Hüseyni (İngiliz işgali altındaki Filistin topraklarından kaçmış Yahudi karşıtı faaliyetlerine Irak’tan devam etmekteydi) gibi fanatik dini liderlerce yürürlüğe konan antisemitizm.

Irak’taki Yahudi karşıtı girişimlerin en önemlisi Farhud oldu. 1941 yılının Şavuot Bayramı’nda Yahudilere yönelik yapılan saldırılarda, 135 erkek, kadın ve çocuk öldürüldü, yüzlercesi yaralandı ve evleri gasp edildi. Bu saldırılar sonuçta Irak Yahudilerinin kitlesel göçüne yol açtı. Çoğunluğu Filistin topraklarına bir kısmı da ABD, Kanada, İngiltere, Avustralya gibi ülkelere göç ettiler. Günümüzde Irak kökenli Yahudilerin 244 bini İsrail’de, 40 bini de dünyanın farklı ülkelerinde yaşıyor.

Hükümetlerin Yahudi karşıtı siyasetleri yüzünden Irak Yahudileri kişisel ve cemaate ait tüm varlıklarını geride bırakarak kaçmak zorunda kaldılar.

 

Oysa Irak Yahudileri yüzyıllar boyunca ülkelerine sadık vatandaşlar olarak yaşadılar. Ne yazık ki Irak’taki siyasi karmaşanın hedefi haline geldiler.

Önsözünü Prof. Shmuel Moreh’nin yazdığı, Tamar Morad, Dennis Shasha ve Robert Shasha tarafından derlenen Iraq’s Last Jews adlı kitapta yer alan kişisel tanıklıklarla İngiltere egemenliğinde Yahudi toplumunun huzurlu yaşamı, ülkenin bağımsızlaşma sürecinde çekilen acılar, Farhud sonrasında yeraltı Yahudi kuruluşlarının göçü hızlandıran faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgilere ulaşılabiliyor.

Prof. Shmuel Moreh kitabın önsözünde tarihi geçmişi kısaca özetliyor, önce Babil daha sonra Irak adını alan bu ülkede Yahudi toplumunun 2600 yıl nasıl yaşayabildiğini anlatıyor.

Baskı altında yaşadığı Irak’tan 1980 yılında kaçmak zorunda kalan Dhiaa Kasem Kashi adlı Şii’nin ilginç tanıklığı da Sünni olmayan toplumların acılarına örnek oluşturuyor. Dhiaa Kasem Kashi anlatısında ailesinin Yahudi komşuları ile iyi ilişkilerine değiniyor. Kitapta, Yahudi karşıtı tutumları ve girişimleri desteklemeyen Iraklı Müslümanların da bulunduğu vurgulanıyor, ancak bu kesimin sesini duyuracak güçte olmadığına dikkat çekiliyor.

İlk elden tanıklık yapacak kişiler giderek azaldığı için Iraq’s Last Jewskitabının hazırlığının mümkün olduğunca çabuk tamamlanıp yayınlanması önem taşıyordu. Örneğin  Irak’ta yaşadığı süreç hakkında tanıklık yapan iki kişinin ömrü kitabın yayınlandığını görmeye yetmedi.

Or Yehuda’daki Babil Yahudi Mirası Merkezi, Iraklı Yahudilerin tanıklıklarını toplayıp belgelemekle çok önemli bir görevi yerine getirdi. Kitabın İngilizce lisanında yayınlanması sayesinde daha fazla okur kitlesi Irak Yahudilerinin uzun tarihi konusunda bilgi sahibi olabilecek.

İsrail ve diğer ülkelerde yaşayan Irak kökenli Yahudiler, muazzam geçmişlerine koşut olarak yönetimde, ekonomide, bilim ve sanatta göze çarpan mevkilere gelmişlerdir.

Eski bir büyükelçi olan kitabın yazarı, İsrail Dışişleri Bakanlığı’nda önemli görevlerde bulunmuştur.

 

Kaynakça/Jerusalem Post