Erol Güney’in ardından...

Geçtiğimiz hafta yazarımız Erol Güney’in vefat haberinin ardından gazetemiz okurlarından çok sayıda e-posta ve mektup aldık. Birkaçına yer veriyoruz…

Toplum
21 Ekim 2009 Çarşamba

Benim en iyi arkadaşımdı...

Erol ile dokuz yıl önce yakın dostlarımız Léa ve Dov Judkosky’in evinde tanıştık.

Her Şabat bizi yemeğe davet ederlerdi. Dov İsrail’in en saygın gazetelerinden biri olan Yediot Aharonot’un direktörü idi. Erol’un iyi bir gazeteci olduğunu bildiğinden yıllar önce kendisiyle birlikte çalışmak üzere İsrail’e davet etmişti.

Ben İsrail’e 1973 yılında geldim. Erol ile arkadaşlığımız yavaş , ancak pek de yavaş  nitelendirilemeyecek bir şekilde gelişti.

O denli zeki, parlak ve o denli ilginç- eğlenceli hikâyeleri vardı ki, onunla bunları paylaşmaktan, ağzından her çıkanı duymaktan keyif duyardım.

Eşine pek rastlanamayacak kadar iyi bir gazeteci idi. Ona hayrandım…

Kaleme alacağı her yazısının mümkün mertebe aydınlatıcı olması için çok çalışırdı. Her okurunun yazısını anlamasını isterdi. Gazetecilerin makalelerinde objektif olması, okura etki yapmaması gerektiğini düşünürdü.

Yazmak, hayatı süresince onun için öncelikli bir olaydı.

Birçok iyi gazetede yazdı. Bunların arasında Paris’te “Le Monde”, “France Soir”, pek çok başkasını da sayabiliriz ve İsrail’de Yediot Aharonot…  Şalom için artık yazamayacağını anladığında çok üzüldü.. Denedi, yeniden denedi ama yapamadı…

Arkadaşlarını çok sever ve kayıplarından büyük üzüntü duyar “Artık yalnız kaldı” derdi…

Erol çok da merhametli bir insandı. Hatırlarım bir keresinde yolda soğuktan etkilenmiş küçük bir kuş bulmuştu. Onu evine aldı, ısıttı, su verdi ve ertesi sabah penceresini açarak yeniden özgür kalmasını sağladı…

Erol bir centilmendi…

Benim arkadaşımdı, en iyi arkadaşımdı… Umarım şimdi barış içindedir…

 

Christiane Broido KEREN

“Seni kaybetmektense,

tanımamak daha iyiydi…”

 

Bu haftaki Şalom gazetemizde çok değerli ve eski yazarlarımızdan olan Erol Güney’in vefat ettiğini büyük üzüntüyle okudum. Çok uzun yıllardan beri her hafta Şalom gazetemizi okumaya başlayınca, ilk sayfalardan sonra derhal köşe yazarlarından (bana göre en değerli yurtdışı haberleri yazan) Erol Güney’in yazılarını kesinlikle okurdum. Bilmiyorum nedense ilk önce onun köşesini okuyup içime sindirdikten sonra, sıra diğer köşe yazarlarına gelirdi… (kimse alınmasın)  Ne var ki, kendisiyle maalesef tanışmak fırsatını bulamadım. Tabii ki buna da çok üzüldüm.

Birkaç aydır da kendi köşesi boş kalmıştı, şahsen bir rahatsızlığı olabileceğinden, yazılarının neşredilemediğini tahmin etmiştim… Çok değerli bir yazardı…

Vefat ettiğini okuyunca aklımdan şu dizeler geçti, “insanlar eserleri ve yaptıkları güzel işlerle ve hatıraları ile anılırlar” Bir de böylesi acılı bir vefat haberi için de derleri ki”, seni kaybetmektense, tanımamak daha iyiydi…”

Erol Güney’in ailesine ve Şalom ailemize başsağlığı dileklerimi sunar, Tanrıdan rahmet dilerim…

Moiz TASTASA