Ürdün Kralı Hüseyin ile İsrail Başbakanı Yitzhak Rabin, imzaladıkları barış anlaşmasının Kızıldeniz’in liman kenti Akabe’de gerçekleşen kutlamalarında Ortadoğu barışında yeni bir adım attıklarına yürekten inanmışlardı. Oysa iki cesur liderin umdukları gibi gerçek bir barış olamadı.
Geçtiğimiz hafta cuma günü, 1995 yılında katıldığı bir barış mitingi sırasında cinayete kurban giden Nobel Barış Ödülü sahibi İsrail Başbakanı Yitzhak Rabin’in ölümünün Yahudi takvimine göre 14. yılıydı. Rabin, bu yıl da ailesi ve hükümet yetkililerinin katılımı ile mezarı başında anıldı. Tel Aviv’de kendi adını taşıyan (Kikar Rabin) meydanda gerçekleşecek olan ve on binlerin katılımının beklendiği anma töreni şiddetli yağmur nedeniyle bir hafta sonraya ertelendi.
Barışçıl kişiliği ile tanınan ve sahnede bir barış şarkısına eşlik etmesinden birkaç dakika sonra öldürülen Yitzhak Rabin 1994 yılında İsrail’in komşusu Ürdün’le barış anlaşması imzalamasını sağlamıştı.
Geçtiğimiz hafta Ürdün-İsrail barışının 15. yılıydı. 1994 yılının 25 Ekim günü Knesset Ürdün’le barış imzalanmasını onaylamıştı. Ve ertesi günü ABD Başkanı Bill Clinton’un katılımı ile Kızıldeniz’in liman kenti Akabe’de düzenlenen törende Ürdün Kralı Hüseyin ile İsrail Başbakanı Yitzhak Rabin büyük umutlarla anlaşmayı imzaladılar. Bundan sonra iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler kuruldu, sınırlar ve su kaynakları sorunları çözümlendi.
Anlaşmanın imzalanması öncesindeki uzun bir süreç boyunca İsrailli yetkililer, alenen bir araya gelmekten kaçınan Kral Hüseyin ile sık sık gizlice buluştular. Anlaşmanın imzalanmasından sonra da Başbakan Rabin ile o dönemin Dışişleri BakanıŞimon Peres, Kral Hüseyin ile birkaç kez bir araya geldiler ve kendisine Filistinlilerle barış imzalandıktan sonra Ürdün’ün bu sorunla ilgilenmesi gerekmeyeceğini ve “oyunun dışında kalacağını” belirttiler. Ürdün Kralı İsrail ile barışın bu ülkenin diğer Arap devletleri ile imzalanacak toplu bir barışın bütünün ilk adımını oluşturacağına inanmıştı. Ancak aradan 15 yıl geçmesine rağmen ne Filistin-İsrail barışı imzalanabildi ne de diğer Arap ülkeleri ile uzlaşmaya varılabildi.
Günümüzde, İsrail ile Ürdün arasındaki barış, soğuk bir barış olarak kaldı ve ne yazık ki halklar tarafından benimsenmedi. Özellikle Ürdün’de halkın İsrail’e hiçbir yakınlık duymadığı bilinen bir gerçek… İki devlet arasında güvenlik ve istihbarat konuları dışında işbirliği yok.
15 yıl önce barış anlaşması imzalandığı sırada Tuz Gölü’nün birlikte işletilmesi, turizm, teknoloji gibi alanlarda öngörülen 160 kadar ortak projenin hiçbiri hayata geçirilmedi.
Başbakan Yitzhak Rabin’in özel danışmanı, sağ kolu, yakın arkadaşı ve aynı zamanda tüm dünyaya onun ölüm haberini ilk olarak veren Eitan Haber, kendisi ile yapılan bir söyleşide Kral Hüseyin ile Yitzhak Rabin arasında gerçek bir dostluk ve saygı bulunduğunu, her iki devlet adamının da o günlerde bu dostluğun giderek halklara da yayılacağını düşündüklerini, ancak gelişmelerin ters yönde sonuç verdiğini söyledi.
Aynı zamanda ünlü bir gazeteci/yazar olan Eitan Haber bu durumdan büyük üzüntü duyuyor. Çünkü, Ürdün-İsrail barışının sağlanmasında çok çaba harcamış, ABD Başkanı Bill Clinton’un dahi heyecandan gözyaşı döktüğü imza törenini Eitan Haber yirmi günlük kısa bir süre içinde hazırlamış ve oluşumun gerçekleşmesine önemli katkıları olmuştu.
ABD Başkanı Barack Obama, İsrail- Ürdün barışının 15. yılı vesilesi ile yaptığı açıklamada; bu anlaşmanın barışın her zaman mümkün olduğunun kanıtını oluşturduğunu söyledi. Beyaz Saray’dan yaptığı açıklamada Obama; “Bu tarihi olay bizlere aşılması çok zor engellere rağmen barışın sağlanabileceğini hatırlatıyor” şeklinde konuştu.
“Kral Hüseyin ile Başbakan Rabin’in cesaretleri sayesinde; iletişim, işbirliği ve uzlaşmanın tarihin akışını değiştirebileceğini kanıtladı. Araplar ve İsrailliler arasında barış çemberini genişletmek için çalışan bizler, bu çabanın zor bir uğraş gerektirdiğinin bilinci altında, Ürdün ile İsrail’in on beş yıl önceki başarılarından esinleniyoruz” dedi.