2003 yılının 15 Kasım Cumartesi günü Şişhane Neve Şalom ve Şişli Beth İsrael Sinagogları’na sabah saat 09:30 sularında eş zamanlı yapılan terör saldırılarında yaşamlarını kaybeden cemaatimiz bireylerini 6. yıl anma töreninde sinagogun boş olmasından etkilenen Hahambaşı Rav İsak Haleva program dışı bir konuşma yaptı
5 Kasım Perşembe akşamı Neve Şalom Sinagogu’nda düzenlenen dini törende Anna Rubinstein, Anette Rubinstein Talu, Avram Varol, Berta Özdoğan, İsrael Yoel Ülçer ve Yona Romano anıldı.
Törene yakınlarını kaybeden aileler başta olmak üzere, Hahambaşı Rav İsak Haleva, Hahambaşılık Bet- Din üyeleri, Cemaat Başkanı Silvyo Ovadya, Onursal Başkan Bensiyon Pinto, cemaatimizin dernek, kurum ve kuruluşların başkanları ve az sayıda cemaat bireyi hazır bulundu. İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Moshe Kamhi, 2. Konsolos Tal Gat ve konsolosluk görevlileri de duaya katılanlar arasındaydı.
Okunan arvit duasının ardından sinagogun boş sıralarından etkilenerek günün akışının dışında bir konuşma yapan Hahambaşı Rav Haleva: “Bu konuşmayı yapıp yapmamak konusunda çok düşündüm. Ancak sonunda konuşmaya karar verdim. Sözlerim siz sinagogda olanlar için değil. Bu gün burada toplumumuzun bir matemini anmak üzere gelmiş bulunuyoruz. O gün sinagoglarımızda patlayan bombalar, gerçekleşen saldırıda hedef bizdik. Cemaatimizdi… Bu gün buraya gelinmemesinin hiçbir haklı mazereti olamaz…” sözlerinden sonra Tanrı’nın dünyaya barış ve huzur getirmesi dileklerinde bulundu.
Ardından yaşamlarını kaybedenlerin anılarına mum yakılma törenine geçildi.
Günün konuşmacısı Neve Şalom Vakfı Başkanı Jozef Nasi; 15 Kasım 2003 sabahı evlerde Şabat’ı karşılamak üzere sinagoglara gideceklerin yaşadıkları tatlı telaşı aktararak başladı.
Nasi şöyle devam etti: “Şişli Sinagogu’nda o gün Talmud Tora’nın yeniden dekore edilmiş Midraşının açılışı var. Hahambaşımız ve cemaatin ileri gelenleri ile birlikte okunacak tefila duası. Neve Şalom’da ise bir Bar-Mitzva. Bir gencimiz daha Tora okumaya hak kazanacaktı…
Herkesin yüzünde gülüms
Sonra aniden kulakları sağır eden bir gürültü, havada uçuşan cam, beton, tahta parçaları, yaralanan insanlar, can havli ile kapıya koşanlar, çığlıklar, ambulans sesleri, hastanelere koşanlar ve ardından sessizlik… Bir tiyatro izledikten sonra salonun boşalmasının ardından, gözlerinizi boş koltuklarda dolaştırdığınızda hissettiğiniz gibi garip bir duygu. Sanki her şey durmuş, boşluktasınız.
Ardından evladını, annesini, babasını veya eşini kaybetmiş birinin çığlığı ile tekrar kendine geliş…Bilanço; 6 sı dindaşımız toplam 24 canın ellerimizin, kollarımızın arasından kayıp gitmesi, onlarca yaralı ve binlerce psikolojik travma…
Daha 1986 olayları tazeliğini yitirmemişken…
(...) Talmud’da Masehet Berahot’ta bir yaklaşım vardır. Moşe Rabenu, Tanrı’ya “Neden bazen insanların sıkıntı çektiklerini ve iyi insanların büyük sıkıntılara maruz kaldıklarını” sorar. Tanrı ona şöyle cevap verir: “Sen bile büyük bilgeliğin ve anlayışın ile bu sırrı anlamaya muktedir değilsin. Bunlar Bana ait sırlardır ve insanoğlunun anlayışının dışındadır”
Sanıyorum burada söylendiği gibi bazı şeylerin sebebini bizler hiç bir zaman bilemeyeceğiz. Bu da onlardan biri olacak.
(...) Sayın dindaşlarım,
Bugün 6 yıl önce 15 Kasım’da kaybettiğimiz dindaşlarımızı anmak için burada toplanmış bulunuyoruz. Kaybettiğimiz tüm kardeşlerimizi de, Pazar günü saat 09:30’da Beyoğlu ve Şişli Belediyelerinin Şişhane meydanında ortaklaşa düzenleyecekleri törende anacağız.
Dediğim gibi bugün onları anmanın günü. Yani, dini açıdan, onların ruhlarının huzur bulmaları için dua ettiğimiz gün. Ancak bunun yanında yapmamız gereken, bence en az dini anma kadar önemli bir şey daha var. Yizkor yani hatırlamak.
Torununa düşkünlüğü ile tanınan, onun gerek Tora öğrenimi gerek cemaatimizin iyi bir bireyi olması için çaba sarfeden, gerçek bir Beyoğlu hanımefendisi, Şişli sinagogunun kapısında kaybettiğimiz Anna Rubinstein ve birkaç lisanı birarada öğrenebilme yeteneğine sahip, müziğe ve sanata yatkın, daha 8 yaşındaki torunu, Anette Rubinstein Talu.
“Sinagoglara bir şey olmaz, olacaksa da burada olsun” diyerek hem inancına duyduğu güven ile sembolleşmiş, fedakar bir baba, muhafazakar bir cemaat bireyimiz Avram Varol’u Şişli sinagogunun içinde kaybettik.
58 yaşında, sürekli güler yüzlü, samimi bir kişiliği ile ön plana çıkmış, oldukça başarılı 2 oğul yetiştirmiş, yanında çalışan kişilere de öğretmenlik yapmış, Şişli’de geçirdiği şok sonrası oluşan kalp krizi nedeni ile Yona Romano yu da hastanede kaybettik.
Ailesini 1999 depreminde Yalova da kaybetmesine rağmen, hayata olan bağlılığını koparmamış, çok sevdiği eşi Ahmet ile birlikte, 4 ay sonra adını Işık koymaya karar verdiği bebeği karnında Berta Özdoğan’ı Neve Şalom kapısında yitirdik.
Daha 19 yaşında, cemaatinin ihtiyaçlarının farkında olmakla kalmayıp, çözümleri için de kollarını sıvayıp işe sarılan, yaptığı görevin risklerini gözlerinin içi gülerek karşılayan, son derece cesur pırıl pırıl bir delikanlı, görev sorumluluğu ile o gün yüzlerce kişinin hayatını kurtaran kahraman İsrael Yoel Ülçer’i Şişli Sinagogu’nun önünde kaybettik.
Bu arada, yıllarca bizleri korumak için yaz kış, kar kıyamet demeden görev yapan ve malesef görevinin başında kaybettiğimiz fedakar emekli polis memuru Emin Yakupoğlu’nu da anmadan geçmek istemiyorum.
Sevgili Anette, Anna, Avram, Berta, Yona ve Yoel !!
Cemaatimiz, sizleri ve ailelerinizi hiçbir zaman unutmayacak! Gerek cemaat yönetimi, gerek cemaat bireyleri olarak hep ailelerinizin yanında olacaktır.” dedikten sonra sözlerine herkese sabır, Tanrı’dan huzur ve kardeşliğin egemen olacağı bir gelecek dileyerek son verdi.
Tören, Hahambaşı Rav Haleva, Hazan Natan Siliki, Rav Yeuda Adoni, Rav Moşe Benveniste’nin okudukları dualarla devam etti.
Törende ayrıca 2003 yaz aylarında muayenehanesinde uğradığı menfur saldırıda yaşamını kaybeden Dişhekimi Yasef Yahya da anıldı.