İsrail ve Ürdün askeri kuvvetleri, geçtiğimiz hafta İsrail/Beyt Şean Vadisi’nde, bir gün süren ortak bir deprem tatbikatı gerçekleştirdi. Yapılan deprem simülasyonu, enkaz altı araştırması, depremzedelerin tahliye ve tedavisini içeren uygulamalar, acil bir durum karşısında iki ülkenin birbirine azami ölçüde yardım edebilmesini amaçlıyor
Geçtiğimiz hafta, İsrail ve Ürdün askeri kuvvetleri, İsrail’in kuzeydoğusunda Beyt Şean Vadisi’nde ortak bir deprem tatbikatı düzenledi. Tatbikat, depremzedeleri bulma, tahliye ve tedavi etme yöntemleri üzerine yoğunlaştı. Tam bir deprem etkisi yaratmak için, Beyt Şean Vadisi’nde bulunan Mesilot Kibutz’unda birkaç bina yerle bir edildi. İsrail Ordu Radyosu’nun naklettiğine göre, iki ülke ordusu tam bir dayanışma içinde çalışarak, ilerde olabilecek acil durumlar karşısında birbirine yardımcı olabilecekleri ortak bir zemin hazırladı.
İsrail’de yayınlanan Yediot Ahronot Gazetesi, Ürdün’ün olumsuz etkilere maruz kalıp, tatbikatı iptal etme riskine önlem olarak, tatbikatın, bitene kadar titizlikle gizli tutulduğunu açıkladı. Gazete ayrıca, tatbikatın, iki ülke arasında senelik bazda gerçekleştirildiğini ama İsrail Ordu Radyosu’nun ilk defa tatbikat detaylarını yayımladığını bildirdi.
Geçtiğimiz ay, Ortadoğu’da, İsrail-Ürdün Barış Antlaşması’nın 15.yılı kutlandı. Fakat son zamanlarda Ürdün, Kudüs/ Eski Şehir’deki Arap göstericiler ve güvenlik kuvvetleri arasındaki uyuşmazlıklara sert tepki gösteriyordu. Ürdünlü yetkililer, İsrail’in, Eski Şehir’deki kışkırtıcı hareketlerinin bölgede barış ve istikrar sağlanmasını tehlikeye düşüreceğini belirtiyordu.
Geçtiğimiz hafta, Ürdün Kralı II. Abdullah, İsrail ve Filistin Yönetimi’ne seslenerek, Ortadoğu Barışı’na zarar verebilecek her türlü eylemden kaçınmaları konusunda çağrı yaptı. Ayrıca İsrail’in, Kudüs meselesini hassasiyetle ele almasını salık verdi. Abdullah, barış süreci için gerekli ön koşul olan, İsrail’in yeni yerleşim birimleri inşasının durdurulamaması halinde, Amerika ve uluslararası cemaatlerin arabuluculuk yapmaları gerektiğine dikkat çekti. Ancak bu şekilde, nihai sınırlar, Filistin mültecileri ve Kudüs’ün geleceği konusunda uzlaşmaya varmanın mümkün olacağını söyleyen Abdullah, böylece çözümün sürekliliğinin de sağlama alınacağını vurguladı.