Button ve Brawn GP’nin beklenenin ötesinde bir performans ile şampiyon olduğu sezon geride kaldı. </p>
İzzet ANCEL
Şimdi ise gündemde, neredeyse sezonun ortalarından itibaren konuşulmaya başlanan pilot piyasası ve Formula1’de değişecek takım ve kurallar ile gelecek sezonun nasıl geçeceği bulunuyor
Formula 1’de birçok takımların gelecek sezonda hangi sürücüler ile yarışacağını söylemek henüz mümkün değil. Bu konu hakkında bazı şeyler netleştikçe yazmak daha mantıklı. Bence şu sıralarda konuşulması gereken en önemli konu gelecek sezonda spora katılacak ve ayrılacak olan takımlar.
Aslına bakılırsa bu konuyu derin olarak ele aldığımızda konunun sporun geleceği ile de yakından ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Honda takımı spordan çekileceğini açıkladığında, F1 dünyasında yaşanan şokla beraber, derinlerde hissedilen bir korku da vardı. Fazlaca para harcanan bu sporun, tarihin gördüğü en etkili küresel krizlerin birinden nasıl kurtulabileceği akılları kurcalıyordu. Son senelerde ciddi sayıda seyirci kaybeden sporun eski günlerine dönebilmesi için çok çaba sarfedildi. Kural değişiklikleri, bütçelerin kısıtlanması gibi birçok önlem alındı. Sonunda da spora farklı kaynaklardan yatırım getirebilmek adına takım sayısının artırılması yoluna gidildi. Ancak Honda’nın Rose Brawn’ın ellerinde mucize kurtuluşuna rağmen daha sonra BMW takımı da ayrılacağını açıkladı. Geçtiğimiz haftalarda ise Toyota takımının F1’den çekileceğini açıklaması, başka bir şok dalgasına neden oldu.
Gerçi Toyota’nın bu kararının ardında ekonomik krizin olup olmadığı tartışılabilir. Takım Formula 1’de yarışmaya başladığından beri takımlar arasında en yüksek bütçeye sahip takımların başında geliyordu. Hatta bu konuda tek rakibi Ferrari ile bir sezonda en fazla para harcamak konusunda yarışıyorlardı. Bu kadar harcamanın yapılmasına rağmen ise kelimenin gerçek anlamıyla hiç bir başarı elde edememesi, Formula 1’i Japonya’nın en büyük otomobil üreticisi için başarısız bir yatırım haline soktu. Eğer kriz olmasaydı aynı karar alınır mıydı, bunun bilemiyoruz. Fakat ne olursa olsun değerlendirme yaparken bu durumu ekonomik krizden bağımsız bir şekilde ele almamız gerekli.
Bunun ardından da Formula 1 ile on seneden uzun süreli bir beraberliği olan ve son iki sezondur sporun tek lastik sağlayıcısı olan Bridgesone’un kontratını uzatmayacağı açıklaması geldi. Bu kararın ardında da ekonomik krizin olduğu söyleniyor. Başka konuşulan bir konu ise bu sene yaşadığı skandalla anılan ve gerçekten oldukça kötü bir sezon geçiren Renault takımının da spordan çekilme durumu. Takım alınan sonuçların, yaşanan skandalın ardından ayakta kalmasını sağlayan tek isim olan Alonso’yu da kaybedinde geleceği konusunda endişeye kapıldı.
Spora olan ilgiyi artırmak adına yapılan çalışmalar bağlamında ise sporun içine yepyeni dört takım katılacak. Bunlardan bir tanesi 60 ve 70’lerin efsanelerinden Lotus takımı. Bunun dışında F1’den iyice uzaklaşam ABD’yi tekrardan bu heyecana dahil etmek adına spora katılan US F1 takımı ile Campos ve Manor takımları yer alıyor. Bu takımlara dair tartışılan bir konu ise; var olan takımların performanslarının çok gerisinde kalacakları ve kendi aralarında bir mücadeleye girip bir anlamda yarışlarda bir bölünme yaşanabileceği. Elbette ki yeni kurulmuş takımlar konusunda önyargılarda bulunmanın ne kadar yanlış olduğunu sanırsam Brawn GP gösterdi. Diğer taraftan bu dört takım için varolan belirsizlik, yakıt ikmalinin kalkması ise beraber diğer bütün takımlar için de ortaya çıkabilir.
Yeni takımların performansları, ayrılanların Brawn GP gibi satın alınıp alınmayacakları hâlâ belirsiz. Sporun tarihi boyunca da bu gibi değişmelerin olduğu da kesin. Fakat gelişip küreselleşen dünyada belki de biraz şuursuz büyüyen bu spordan ardı ardına ayrılık haberlerinin gelmesi insanı ürkütüyor. Çünkü artık dünya 60,70,80’lerdeki dünya değil. Bu kadar büyük bir organizasyonun günümüzde popülerliğini koruyabilmesi için belki daha fazlasına ihtiyaç var. Yeni takımların ve kural değişikliklerinin de bu konuda ne kadar başarılı olabileceği konusunda şüpheler olduğu kesin.
