Mackay Ian, 2002’de yazdığı “Dinleme Becerisi” adlı kitabında sağlıklı bir dinlemenin koşullarını şöyle sıralıyor:
“Konuşmayı kesin, hiç kimse konuşarak dinleyemez...
Konuşmacıya kolaylık sağlayın, onun rahatlamasına yardımcı olun.
Konuşmacıyı dinleme isteğinde olduğunu gösterin, başka bir şeyle meşgul olmayın, saatinize bakmayın, konuşmacıyla göz teması kurun.
Dikkatleri dağıtan şeyleri ortadan kaldırın.
Konuşmacıyı empatik dinleyin, kendinizi onun yerine koyun.
Sabırlı olun, kendinizi rahat ve hafif tutun.
Eleştiriyi sonraya bırakın, soru sorun, konuşmacının mesajını başka sözcüklerle açın.
Konuşmacının sözünü bitirmesini bekleyin.”
PEKİ YA DERS DİNLEME?
Uzman Psikolog Mana Ece Tuna ‘ya göre dinleme, bir düşünme etkinliğidir ve bu etkinlik uygulama yaparak geliştirilebilir. Öğrencinin için etkin dinlemesi önyargılarından arınması, dikkati öğretmenine ve kendi notlarına vermesi demektir. Dersin ilk birkaç dakikası bu anlamda çok önemlidir.
Dersin pek çok kısmında öğretmenler temel fikirleri sık sık tekrar ederler farklı şekillerde ifadeler kullanırlar veya daha geniş bir zamanda ayrıntılı olarak anlatırlar. Bir örnek vermek veya sadece o fikri belirtmek yerine bazıları tekrar yerine geçen çeşitli örnekler sunarlar. Bunlara çok dikkat etmek gerekir.
Öğretmenlerin derste kullandıkları bazı ifadeler dinlemeyi etkin kılmada çok önemlidir:
Zıtlık belirten ifadeler (Tersine ancak ama diğer taraftan ...), tekrar kelimeleri (Aynı zamanda ek olarak diğer bir deyişle ...), vurgu kelimeleri (özellikle daha önemlisi ...), sayı liste ve düzen kelimeleri (sonra ikinci olarak son olarak...), özet kelimeleri (kısaca sonuç olarak toparlarsak bu nedenlerden dolayı ...), ayrıcalık belirten kelimler (tabii ki buna rağmen bu bilgiler ışığında...), güçlendirme kelimeleri (örneğin diğer bir deyişle...), neden-sonuç kelimeleri (çünkü, sonuç olarak böylece buna uygun olarak…).
Bunlar öğrencinin dikkatini toplamasını sağlayan ve onu konuya geri döndüren başlangıçlardır.