9 Aralık Çarşamba günü Or-Ahayim Hastanesi Pembe Melekleri düzenledikleri öğle yemeğinde tüm kurum, dernek ve kuruluşların hanımlarını ağırladı
111 yıldan bugüne tıbbi ve teknolojik birçok yeniliğe imza atan Or-Ahayim Hastanesi’nin vazgeçilmez gönüllü ordusu Pembe Melekler, hastaların yaşamlarını kolaylaştırmak için tüm iyi niyetleri ve hoşgörüleri ile çalışmaktalar.
Geçtiğimiz Çarşamba günü düzenledikleri öğle yemeğinde hastanenin 111 yılını yansıtan barkovizyon sunumunu ve Q-Bex Eğitmeni Bahar Küçük’ün insanların yaşam kalitelerini arttırmak konu başlığı altındaki konuşmasını davetlilerle paylaştılar.
Pembe Melekler Başkanı Megi Küçük yaptığı açılış konuşmasında öncelikle tüm tıbbi ekibe, Başhekim Tunç Çelebi’ye, teknik ekibe, poliklinik sorumlusu Eva Şabay’a, Yönetim Kurulu Başkanı Elio Medina’ya ve Pembe Meleklere teşekkürlerini sunduğu konuşmasında “…cemaatimize ve tüm insanlığa çağdaş hizmet verebilmek için her zaman desteklerini yanımızda hissettiğimiz yardımseverlerimizin katkılarıyla bebeğin sağlığını en ince ayrıntılarla rapor eden dört boyutlu sonografimiz, emar ve tomografi ünitemiz, hayata geçmekte olan ek yoğun bakım ünitemiz ve kaşer mutfağımız son zamanlardaki yeniliklerimizdir. Bizi başarıya götüren yol, hastanenin içinden ve dışından sağlanan birlikteliğin kuvveti ve bu kuvvetten doğan sevginin gücüdür” dedi.
Küçük, daha sonra mikrofona Q-Bex Eğitmeni Bahar Küçük’ü çağırdı. İnsanların hayatlarına dokunarak açılım yaratmayı sevdiğini söyleyerek konuşmasına başlayan Küçük, öncelikle verdiği eğitimin ana hatlarını paylaştı. Quantum Body Brain Exercices adını verdiği bu süreçte en önemli konunun insanların yaşam kalitelerini arttırmak olduğunu belirtti, danışanlarıyla yaşadıklarından örnekler verdi ve şöyle devam etti: “İnsanların fobileri ve bazı yaşamsal korkuları vardır. Bunlardan arınarak bir değişim ve dönüşüm yaratabiliriz. Sınırlayıcı inançlarımızı ve korkularımızı bırakmazsak hayatımızda hiçbir farklılık yaratamayız. Korkularımız hayat konforumuzu etkiliyor, bizi izole ediyor. Başka alanlara kaymamıza sebep oluyor. Fobiler ve korkular teşhis edildiği zaman bilinç, davranış ve dolayısıyla çevre de değişir. İnsan öncelikle kendini sevmeli, yeterince değerli olduğunu bilmeli ve insanlara bağımlı olmadan bağlı olabilmeli. Düşünce tarzınızı değiştirdiğiniz ve karar aldığınız an değişim başlar, farkındalık oluşur. Onaylanmama, sevilmeme, güven ve değersizlik korkusu nedeniyle insan mükemmeliyetçilik hastalığına yakalanır. İnsanız, hata yaparız. Önemli olan deneyimlemektir. Kızgınlıklarımızı ve egolarımızı bir kenara bırakmalıyız. Yargılayıcı olmadan yapıcı eleştiri yapmalıyız. Ancak her şeyden önce kendimizi sevmekle başlamalıyız”.
Soru cevap şeklinde devam eden konuşmanın ardından Megi Küçük kendilerini kırmayarak deneyimlerini paylaşan ve bilgilerini katılımcılara aktaran Bahar Küçük’e teşekkürlerini sundu.