Sosyal değişim ve gelişim için sihirli değnek: MÜZİK

Rina ALTARAS- Rubi ASA
24 Şubat 2010 Çarşamba

Ünlü orkestra şefi Claudio Abbado’nun “aziz” olarak nitelendirdiği Venezuelalı ekonomist ve amator müzisyen Dr. Jose Antonio Abreu, bundan 35 yıl önce 11 çocuğu müzik yapmak üzere bir garajda topladı. “El Sistema” doğmuştu. Bu proje kapsamında bugün Venezuela`nın en fakir bölgelerinden 300.000 çocuğa müzik eğitimi veriliyor ve birlikte müzik yapmanın gücüyle bir ülkenin geleceği olan gençlerin, onların yakın çevresinde bulunanların ve ailelerinin hayatlarının nasıl değiştiği gözler önüne seriliyor. El Sistema’nın en önemli müzikal sonuçları ise hiç kuşkusuz bugün dünyanın en önde gelen genç şeflerinden, Los Angeles Filarmoni Orkestrası’nın daimi şefi Gustavo Dudamel ve “Simon Bolivar Gençlik Orkestrası”.

Abreu`nun başarısının temelinde 1975 yılından bu yana 35 yıl boyunca tüm farklı ideolojilerdeki hükümetlerin desteğini alarak, programın devlet bütçesinde yerini almasında yatıyor. 

Çocuklara demokratik bir ortamda eşit haklara sahip olarak yaşamayı, paylaşmayı, değer kavramlarıyla tanışmayı, kendi sınırlarını keşfetmeyi müzik aracılığı ile hedefleyen El Sistema`nın network`ünde bugün tüm Venezuela’ya yayılmış 102 gençlik ve ayrıca 55 çocuk orkestrası bulunuyor. Bugün projenin toplam bütçesinin %90’ı devlet tarafından karşılanıyor. Sistem tüm Güney Amerika’ya yayılmış durumda. Geçen sene Jullian Lloyd Webber ile yaptığım söyleşide aktardığım üzere “El Sistema” ilk olarak İngiltere tarafından Avrupa’ya ithal edildi. Webber,  arkadaşları Sir James Galaway ve Dame Evelyne Glennie ile 332 milyon Pound fon yaratmanın yanı sıra, İngiltere hükümetini de ikna edip devlet bütçesinden 2 milyon Pound ayrılmasını sağlayarak İngiltere’nin en fakir bölgeleri olan Lambeth, Liverpool ve Norwich’te “Harmony in England”  adı altında İngiliz “El Sistema”sını hayata geçirdi.

Gene geçen sene gerçekleştirdiğim söyleşilerden birinde orkestra şefi Cem Mansur ile El Sistema’yı konuşmuştuk. Kendisi bana benzer bir oluşumun Edirnekapı’da olduğunu anlatmıştı. “Barış İçin Müzik” projesi (www.siddetekarsimuzik.org)  El Sistema’dan tamamen bihaber olarak Mimar Mehmet Selim Baki’nin kurduğu bir hayalin ürünü. Mehmet Baki de müziğin duygusal boyutuyla din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yapmaksızın tüm insanlarda aynı etkiyi yaratan sihirli bir diyalog aracı olduğu bilinciyle, sevginin bile şiddet ile gösterildiği, kısıtlı olanaklarla yaşanan bir bölgede, çocuklara “şiddetsiz” iletişimi, barışı, paylaşmayı algılatmak üzere bir kömürlükte çok sesli müzik eğitimine başladı. “Barış Müzisyeni” olmak için hiçbir yetenek şartı önkoşul olarak aranmamakla birlikte, burada yer alabilmenin ve yer almaya devam edebilmenin tek koşulu “saygı” ve “sevgi” ile iletişebilmek!!! Halen Edirnekapı’da üç okulda sürdürülen bu eğitimden, beş yılda 250 çocuk geçti, halen 104 barış müzisyeni var. Mehmet Bey hayal etmeye devam ediyor ve en kısa zamanda projesini tüm Türkiye’ye yaymayı hedefliyor. “Barış için Müzik” projesi Kasım 2009’da Avrupa’nın en önemli ödüllerinden olan Deutsche Bank’ın Urban Age’in sosyal sorumluluk alanındaki ödülünü aldı.

Euroarts’ın önde gelen, sayısız birçok başarılı konser DVD’sine imzâ atmış yapımcısı Paul Smaczny, duyarlı Maria Stodmeier eşliğinde, yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım El Sistema mucizesini, bence tüm dünyaya bir iyilik yapıp, gözleriniz dolarak izleyeceğiniz bir belgesel film ile anlatıyor. DVD Türkiye’de A.K.Müzik tarafından pazara sunuldu.

Bu DVD dünyada az ya da çok, bir şeyleri değiştirmeye dair ilgisi olan herkesin mutlaka izlemesi gereken, kayda değer, olağanüstü bir belgesel. Bu filmi izlediğinizde sözlerin çok ötesinde yatan tinsel bir mesajı algılayacak ve hissedeceksiniz. Her şeyden önemlisi siz de bu dünyanın bir parçası olmak isteyeceksiniz!