Tanrı’nın, yapılmasını emrettiği şeyler şunlardır: İş, altı gün boyunca yapılabilir ama yedinci gün, sizin için kutsal olacaktır. Bu, Tanrı Adına, tam bir işten el çekme günüdür.
(Şemot 35:1-2)
Raşi, yukarıdaki pasuku şu şekilde yorumlar: Şabat’a uyma emri, Mişkanın (Yahudilerin çölde iken ibadet ettiği, taşınabilir mabet) inşasından önceliklidir. Bene Yisrael, Mişkan inşaatının, Şabat kanunlarının önüne geçmemesi gerektiğini öğrenmek zorundadır. Bir mabet inşa etmek bile, Şabat günü çalışmak için geçerli bir neden değildir.
Yukarıdaki yorum, bir sorunsala yol açar: Aynı dersi, bir önceki peraşa olan Ki Tisa’dan zaten almış bulunmaktayız; tekrarlanmasındaki amaç nedir? Üstelik Ki Tisa peraşasında Mişkanın inşası önce zikredilmekte, Şabat’a uyma emri onun ardından gelmektedir. Oysa bu haftaki peraşada, sıralama değişmektedir.
Midraş Tanhuma (Teruma), Aşem’in bu talebi üzerine Moşe’nin şaşırdığını belirtir: “Görkemin bütün evrene nüfuz ediyor ve Sen, bir Mabet istiyorsun!” Moşe, Aşem’i şu sözlerle övmeyi sürdürür: “Yüceler Yücesi’nin gizemli sığınağında oturan, Koruyucusunun gölgesinde ikamet eder” (Teilim 91). Midraş ekler: “Koruyucusunun gölgesi” nedir? Betsalel tarafından inşa edilen koruyucu gölgedir; yani Mabet.
Midraş Raba (Şemot 48:4), Betsalel’in inanılmaz bilgisinin kaynağının, ilahi Şaday isminden geldiğini belirtir. Her iki Midraşın da açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Talmud (Berahot 55a), Betsalel’in dehasından söz ederken, onun göklerin ve yeryüzünün Tora harflerinin hangi kombinasyonundan yaratıldığını bildiğini belirtir. Zohar’a göre (2:231), Mişkanın inşası, evrenin yaratılışını yansıtıyordu. Mişkanın amacı, Tanrı’nın Krallığını, yarattıklarına ifşa etmek ve böylece O’nun hükümdarlığını kabul etmelerini ve O’na boyun eğmelerini sağlamaktı.
İnsanoğlu, Aşem’in sonsuz bir gücünü ve ölçülemez tinselliğini idrak etmekten acizdir. Tanrı bu yüzden, insanın sınırlı aklının alabileceği daha düşük tinsel seviyede bir dizi âlem yarattı. Bu süreçte, evren bir tinsellik seviyesinden diğerine doğru yayılırken, Tanrı en uygun zamanda müdahale ederek yaratılışı durdurdu. Bu müdahale gerekliydi; aksi takdirde dünyamızın tinselliği o kadar düşük bir seviyede kalacaktı ki, insanoğlu Yaratan’ını bilemeyecekti. Tinsel ile maddenin mükemmel dengesi sağlanınca, Tanrı, Işığını yaymayı durdurdu.
Bilgelerimize göre (Hagiga 12a), sürecin durdurulması, Şaday İsminin, İbranice ‘yeter’ anlıma gelen ‘day’ hecesinin Tanrı tarafından telaffuz edilmesi ile gerçekleşmiştir.
Tanrı bu emirle birlikte, yaşadığımız dünyanın yaratılışının en son aşamasında, Şabat’ın kutsallığını oluşturmuş oldu. Böylece, dünyanın fizikselliği ile tinsellik arasında bir sınır meydana geldi. Bu durum, insanoğlunun tinselliğe ulaşabilmesini ve kendisini çevreleyen maddiyata rağmen, Tanrı’nın Varlığını hissetmesini sağlayacak bir araç görevi görecekti.
Bütün bu sürecin en büyük hedefi, insanoğlunun Aşem’i, Bir ve Tek Tanrı olarak kabul etmesiydi. Yaratılışta, insanoğlunun Tanrı’nın yolundan gitmeyi seçmesini ve hayvansal içgüdülerini alt etmesini sağlayacak yeterlilikle tinsellik bulunmalıydı; insanoğlunun, maddiyatın tam ortasında yer almasına rağmen.
Ne var ki, Adam’ı izleyen nesiller yoldan çıktı, güneş ve ay gibi cisimleri ‘aracı’ olarak benimsedi ve bu, İlahi Varlık’ın dünyamızdan çekilmesine neden oldu. Daha sonra Sinay Dağı’ndaki tarihi Vahiy sırasında Tanrı’nın Varlığı yeryüzüne geri döndü ama Altın Buzağı sırasında yeniden gitti.
Tanrı, incelediğimiz pasukta Yahudi halkına, kutsal isimleri bilen Betsalel vasıtasıyla ve evrenin yaratılışını taklit etmek üzere Mişkanı inşa etmelerini emretti. Böylece Aşem’in Varlığı yeniden insanlık arasında -daha küçük bir grup içinde de olsa- barınabilecekti. Betsalel inşaat sırasında Tanrı’nın yaratma sürecini yansıtabilmek için Mişkandaki her kabı, ulaşılması gereken tam seviyeye -ne daha fazla, ne daha az- kadar tinsellikle doldurdu; tıpkı Tanrı’nın, fizikselliğini sınırlamak amacıyla dünyanın genişlemesini durdurduğu gibi.
Dolayısıyla Midraşın “Betsalel tarafından inşa edilen koruyucu gölgede ikamet edecek” sözleri, şu anlama gelir: Mabedi inşa ederken, Betsalel de tinsellikle maddiyat arasında bir sınır çizmiş ve bu bilgiyi, Tanrı’nın evrenin genişlemesini durdurmak için kullandığı Şa-day isminden almıştır.
Betsalel, tinsel olanla maddi olan arasında ince bir çizgi çekme gereğini Şabat sayesinde öğrendi çünkü Şabat, insanoğlunu, yaşamına tinsellik getirmesi yönünde esinlendirir. Bu yüzden Ki Tisa peraşasında Mişkanı inşa etme emri önce gelmekte, Şabat’a uyma emri takip etmektedir. Bu sıralamanın amacı, Betsalel’in, yapması gerekenleri Şabat’tan ilham almasıydı.
Vayakel peraşasında Aşem’in, Bene Yisrael’e önce Şabat’a uymalarını emretmesinin nedeni, Şabat gününün ne kadar büyük bir tinselliğe sahip olduğunu vurgulamaktır. Bene Yisrael’in Mişkanın yapımı için bağışladıkları, bu sayede kutsallık yüklü olacak, Betsalel de fiziksel ile tinsel arasındaki tam dengeyi bulacaktı.
(Maor vaŞemeş)
Çevirmenin notu:
Betsalel, Moşe’nin ablası Miriam’ın torunuydu.
A Collection of Classic Kabbalistic
Commentaries on the Torah / Rabbi Yosef Gabay
ÇEVİREN: ESTREYA SEVAL VALİ