Peryön’ün düzenlediği 17. Ulusal İnsan Yönetimi Kongresi kapsamında, Koçluğun kurumsal uygulama deneyimlerini aktarmak için bir oturum düzenlendi. Oturuma Avea ve Jotun’dan da uygulamacı birer yönetici katıldı. Konuşmalarında, ‘Koçluğun ne olduğu’ ve koçluk uygulamaları soru cevap şeklinde anlatıldı.
Koçluğu tanımlar mısınız?
Koçlukta amaç kişinin olmak istediği yer ile olduğu yer arasındaki farkı görmesini sağlamaktır. Koçluk, bireye tavsiyede bulunmak değil güçlü sorular sormaktır. Koçlukta doğru ve yanlış kavramları yoktur. Her bireyin kendi vizyonu, hedefleri ve değerlerine bağlı olarak kendi doğru ve yanlışları vardır. Kişiyi kendi doğrularına yönlendirmek danışmanlığa girer, çünkü danışman, bireyin hedefine gitmesi için neleri yapması gerektiğini belirtir. Bu noktada koçluk danışmanlığa kayar. Koçlar, psikolog ve psikoterapistlerin kullandıkları teknikleri kullanırlar ama işi ele alış şekilleri farklıdır. Psikologlar işe geçmişten başlar, koçlukta ise amaç bireye şimdiyi ve geleceği düşündürmektir. Eğer koç geçmişle ilgili bir ihtiyaç saptarsa, kişiye psikologa gitmesini tavsiye edebilir.
Şirketler açısından kurumlarda koçluk ihtiyacı nasıl belirlenir? Bu kararı kimler verir?
Eğitim değil, davranış değişikliği isteniyorsa ve bu ihtiyaç net ise koçluk aldırılır. Bunun yönetimini büyük organizasyonlarda İnsan Kaynakları, küçük organizasyonlarda ise kişinin yöneticisi üstlenir.
Sizce kimler koçluk almalı?
Bu maliyetli bir süreç; böyle bir programa genellikle orta ve üst düzey yöneticiler katılır. Duruma göre ortak yönetim kültürü yaratmak amacıyla yetenek havuzunda bulunan kişileri dâhil edebiliriz. Bunun dışında yüksek performans gösteren çalışanlar da programa dâhil edilebilir.
Şirketin koçluktan beklentileri ne?
Koçluk bugünden yarına sonuç veren bir süreç değil. Çünkü davranış değişikliğinin hayata geçmesi süre alır, bu yüzden sabır şart. Şirketin süreç sonunda ne hedeflediği çok net belirlenmeli.