Kimi Yahudilere göre isim ancak çok kötü bir hastalık ya da felaket olduğunda değiştirilir. Amaç kişinin kaderini değiştirmektir. Ancak Yahudilerin inançları her zaman buyönde değildir. İsim değiştirmek Yahudi toplumunda antisemitizm ile çok farklı boyutlara geldiğinden, isim değiştirmek kötü bir anlama büründü. Yahudiliğin ilk zamanlarında isim değiştirmenin böyle bir anlamı yoktu.
Başka birçok kültürde ise isim değiştirme geleneği hâlâ süregelmekte ve iyi değişimlerle özdeş tutulmakta. Bir senedir Nuia (Nuya okunuyor) ismini kullanmaktayım ve kimileri bana neden Hintçe bir isim seçtiğimi sordu. Nuia Hintçe değil. Sırf yoga ile ilgileniyorum diye illa Hintçe bir isim seçmem gerekmiyor. Zira Yoga Hindulukla ya da Hintçe ile aynı şey değil. Sufizm ne kadar Türkçe ise Yoga da o kadar Hintçe. Nuia Sanskrit dilinden de değil. Konu aslında Nuia’nin hangi dilden olduğu ya da ne demek olduğu değil.
Hiç düşündünüz mü insan neden isim değiştirir? Hani bazen bazı deneyimler yaşarsınız ve çok değiştiğinizi hissedersiniz… Bazen öyle muhteşem deneyimlerden geçersiniz ki artık değişmekten öte, dönüşmüşsünüzdür ve aynaya baktığınızda o eski tanıdık yüzü göremezsiniz. O kadar farklıdır ki simdi size aynadan bakan yüz, ona ayni isimle hitap etmekte zorlanırsınız. Çok daha güzel biri vardır aynada. Gözleriniz farklı bakar, cildiniz farklı parlar, elmacık kemikleriniz bile değişir (Bir arkadaşım Amerika’da estetik ameliyat olduğumu şiddetle iddia ediyor!)
Eski yüzünüzü unutmazsınız. O yüzü kötü olarak da bilmezsiniz. Onu seversiniz çünkü eski yüzünüz bir tohum ise yeni yüzünüz onun çiçeklenmiş halidir. Ancak, tohumu ve çiçeği aynı isimle çağırmak yanlıştır. Tohum potansiyeldir ve ne yazık ki birçok insan tohum olarak yaşar gider. Hiç bir zaman çiçeklenmez. Çiçeklenmiş kişi ise farklıdır. Mutluluğu enerjisinden bellidir. Çiçeklenme gelişim sürecinde son aşama değildir. Bunun da ötesi vardır. O öteye eriştiğinizde yine isim değiştirirsiniz.
İsim dediğiniz şey o kadar derininize işler ki uykunuzda bile biri sizi çağırsa uyanırsınız. İsminiz kemiklerinize, kanınıza işlemiştir. O çok derindir. Hayatımıza en çok duyduğumuz isim kendi isminiz, en çok duyduğunuz sesler kendi isminizin içindeki seslerdir. Ve seslerin bizler üzerinde muazzam etkisi vardır. Trafik gürültüsü ise klasik müzik aynı etkiyi yapmaz. Aynı şekilde isimlerimizin sesleri de bizleri etkiler. Bunu değiştirdiğiniz ve başka bir isimle çağırıldığınız zaman bilinçaltınızda bir şeyler değişir. Artık insanların bildiği ‘Etel’ olmak zorunda değilsinizdir. Artık sadece içinizden geldiği gibi olursunuz. Çünkü kişi her ne kadar kendi gibi davrandığını iddia etse de ismine yakıştırdığı davranış kalıpları vardır ve bunlar çok derindir. İsim değiştirmek bir anlamda size özgürlük sağlar.
İnsan zihni isimleri sıfatlarla bağdaştırıp kategorize etmeyi sever. Yeni bir isimle karşılarına çıktığınızda sizi yeniden kategorize etmek zorunda kalacaklardır. Bu noktada eski sıfatlar çöpe gider. Bembeyaz bir sayfaya sizi oturturlar. Ve bu o kadar bilinç dışı yaptıkları bir şeydir ki, kendileri bile size tanıdıkları bu yeni özgürlüğü fark etmezler.
Bundan böyle gerçek hayatımda olduğu gibi bu köşede de yeni ismimi kullanacağım. Kalplerinizi açıp bu yeni beni kabul etmeniz dileğiyle.
Nuia Mana
