İsrail’deki devrimci ‘Yeşil’ projenin elektrikli araçları Bursa’dan

<p class="MsoNormal"><span>Tüm dünyanın yakından izlediği ve başarılı olup olmayacağı merakla beklenen</span><span>Better Place’in</span><span>‘alternatif enerji’ye dayalı projesi, yakında İsrail yollarında trafiğe çıkacak elektrikli araçlar sayesinde netleşecek</span></font></p>

Ekonomi
1 Nisan 2010 Perşembe

Ralf Arditti


Türkiye ile İsrail’in aralarının açılmasını isteyenlere nazire yaparcasına dünyanın en önemli enerji projelerinden birinde iki ülkenin yolları gene kesişiyor. Elektrikli araçlar Renault – Bursa’nın üretimi olan Fluence ZE modeli olacak ve 2011 başından itibaren on binlercesi Hayfa’ya ihraç edilecek.

PETROLE BAĞIMLILIĞIN AZALTILMASI

2008 yılında petrolün varil fiyatının 140 doları aşmasıyla birlikte tüketen ülkelerin varlıkları önemli çapta petrol üreticilerine kaydı.

Gerek Batı (Avrupa ve ABD), gerekse yükselen Doğu (Çin, Hindistan ve diğerleri) petrolden ‘kurtulmak’, hiç olmazsa kullanımını azaltmak gayesiyle, bazı yeni teknolojileri yıllardan beri geliştiriyorlar.

1) Bio-yakıt (soya, mısır veya şeker kamışından elde edilen yakıt) üretimi geçtiğimiz iki yılda çok yol aldı. Özellikle bu işin öncülerinden Brezilya’da hemen tüm araçlar şeker kamışından üretilen etanol ve benzin karışımı yakıtla çalışıyorlar. ABD de bio-yakıt üretiminde önemli aşamalar kaydetti. Etanolun Kuzey Amerika’da başarı kazanması büyük çapta federal hükümetin sağladığı teşviklere bağlanıyor.

2) Elektrikli araçlar – Petrole olan bağımlılığın düşürülmesi için bazı otomobil üreticilerinin önerisi ise elektrikli araçlar. Bu konu 100 yıllık bir deneyime dayanıyor. Gerçekten 20nci yy başlarında ABD’deki taşıt araçlarının % 38’i elektrikle çalışıyordu (% 40 buhar, % 12 benzin). O tarihlerde içten yanmalı motorların performansı çok düşüktü ve elektrikli araçlar tercih nedeniydi. 1920’lerde benzinli motorlar elektriklilere üstünlüklerini kesin olarak ispat ettiler.

ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN BAŞARI KISTASI: AKÜ VE MESAFE

2000’lerin başından itibaren yükselen petrol fiyatları birçok otomobil şirketini yeniden elektrikli araç üretimini planlamaya yönlendirdi. Aralarında General Motors’dan BMW’ye klasik otomobil üreticilerinden tutun da, Tesla örneği Kaliforniya’da yalnız elektrikli araç üzerine çalışan veya BYD gibi Çin’de esas işi cep telefonu pili olanlara kadar bir seri girişimci bu sevdanın peşine düştüler.

BYD firmasını tanımayanlar için, ABD’de krizin en vahşi noktasında dahi, Lehman’ın battığı 2008 Ekim’inde, Warren Buffett (dünyanın 2nci en zengini ve yarım yüzyıldır en akıllı yatırımcısı) kimsenin adını sanını duymadığı bir Çin firmasının (BYD – Shenzen) % 10’unu satın aldığını açıkladı. Uzun yıllardan beri geliştirdikleri batarya ve pil teknolojisini elektrikli araç akülerine uygulamak için ilginç plan geliştiren BYD’ye, birçok alanda geleceği görebilen Buffett 250 milyon Dolar’ı gözünü kırpmadan yatırdı.

Fakat elektrikli araçların dünya sürücüleri tarafından kabul görmeleri için güç kaynaklarının (akülerinin) uzun menzilli yolculuklara uygun olmaları gerekiyor. Bugüne kadar bu tip otomobillerin başarılı olmamalarının nedeni basit: çok kısa mesafelerde akünün bitmesi ve aracın yolda kalması riski var.  

Pazara arz edilen elektrikli araçlar ortalama 150 km kadar yol alıyorlardı. Fakat gittikleri yönde her zaman akü şarjı bulamama riski vardı. Bu yüzden de bir türlü tüketicinin güvenini kazanamadılar ve yaygınlaşmadılar.

İkinci dezavantaj da akülerin maliyetleri yüzünden elektrikli araç fiyatlarının benzinlilere kıyasla çok yüksek olması. Bu iki nedenden dolayı on yıllardır ‘kurtarıcı rüya’ gibi beklenen elektrikli araçların benzinli/mazotlu araçlara alternatif oluşturma gayretleri heba oldu. 

SHAİ AGASSİ DEVREYE GİRİYOR

Önümüzdeki yıllarda bu adı çok duyacağız. Shai Agassi (42) İsrail’de birçok yazılım firmasının kurucusu ve CEO’su oldu. Bunlardan ikisi (TopTier ve Quicksoft ) dünya çapındaki Alman kökenli SAP yazılım şirketi tarafından 2001 ve 2002 yıllarında satın alındıktan sonra Agassi, Alman firmasının üst kademe yöneticiliğine atandı.

2006’da SAP’daki başarılı yönetimini sonrası CEO olmaya hazırlanırken dahi enerji konularına odaklanmaya başlar. Araştırır, uzmanlarla konuşur, okur ve notlar alır. Petrol ve bağımlı otomobil sanayi, dünyayı ‘’felakete’’ sürüklemektedir. Toplam karbon dioksit salınımının % 25’i ulaşım sektöründen kaynaklanmaktadır. Bunu nasıl durdurabiliriz? Dünya nasıl ‘daha iyi bir yer’ olur?

2006 Aralığında Washington, D.C.’de bir konferansa katılan en genç konuşmacı olarak kafasındakileri şöyle paylaşır:

• Elektrikli araçların pahalı olmaları akü maliyetinden kaynaklanıyor,

• O halde araç ve aküyü ayrı tutmalı,

• Aracı satmalı, fakat aküyü kiralamalı,

• Bir başka deyişle sürücü tüketilen elektrik kadar para ödemeli.

• Bu iş modelinin cep telefonlardaki SIM kartı örneğinden farkı yok. Telefonu satma, uzun vadeli kullanıma bağla!

İSRAİL HÜKÜMETİ – BETTER PLACE – RENAULT ORTAK GİRİŞİMİ

21 Ocak 2008’de yapılan basın toplantısında üç ortak aşağıdaki hedefleri yüklenirler.

İsrail hükümeti – Petrol türevleriyle çalışan araçlar için % 72 olan gümrük vergisini elektrikli otomobiller için % 10’a indirmeyi ve 2020 yılına kadar ülkeyi petrole bağımlılıktan kurtarmayı,

Renault – Nissan  - Talebin gerektirdiği sayıda elektrikli aracı (100,000’den başlayarak yılda 500,000’e kadar) fabrikalarından birinde üretmeyi ve İsrail’e veya Better Place’in göstereceği bir başka ülkeye göndermeyi,

Better Place – İsrail’de ilk aşamada 500,000 şarj noktası ve 100 kadar akü değiştirme istasyonu kurmayı ve tüm ağı elektronik olarak birbiriyle iletişimde olmasını,

Taahhüt ettiler!  

BETTER PLACE 200 MİLYON $ İLE BAŞLADI

Bu yıl sonu itibariyle Better Place ithal edilecek Renault Fluence modeli elektrikli araçlar için tüm İsrail’i kapsayacak şarj ve değişim istasyonlarını inşa edecek. Maliyeti 150 milyon dolar! Başlangıç sermayesinin 2/3 kadarı.

Fakat 2010 başında Better Place yeni hissedarlara sermayesini açmaya karar verir. HSBC bankası liderliğinde Morgan Stanley Asset Management, Lazard Asset Management ve diğer ortaklar 350 milyon dolarla şirketin % 25’ini satın aldılar. Better Place’in değeri şimdiden 1.200.000.000’a yükseldi.   

Sırada Danimarka, Hawaii ve Tokyo kenti var. Hepsinin ortak noktası birer ‘ulaşım adası’ olmaları. Sürücülerin ortalama günlük mesafeleri 100 km’in altında. Yolculukları süresince muhakkak 5 – 10 istasyonun yakınından geçerler.

Artık elektrikli araç sahipleri için yolda kalma tehlikesi yok! 

 TÜRKİYE NE AŞAMADA?

Fluence modeli elektrikli aracın Renault Bursa fabrikalarında üretilmesinin Türk taşıt sanayi için büyük önemine rağmen medya bu konuyu pek işlemedi. Oysa ki Türk mühendis ve teknisyenlerinin bu knowhow’u edinmelerinin dünya araç teknolojisi için katkıları çok boyutlu olacaktır.

Ankara henüz elektrikli araçlar konusuna eğilerek gerekli yasal düzenlemeyi gerçekleştirmedi. Tüm trafik ve vergi kurallarımız motor hacmine göre. Hâlbuki elektrikli motorda ‘hacim’ diye bir kavram yok. Yepyeni bir ulaşım kavramına yepyeni yasal altyapı gerekiyor.

Elektrikli ulaşım çağı başlıyor, on yıla kalmaz benzinli araçların satışı gerilemeye başlar.

Şimon Peres’in teşvikiyle atılım başlıyor

Washington DC’deki konferansta Agassi’yi dinleyen İsrailli ve Amerikalı liderler arasında Şimon Peres ve Bill Clinton da bulunmaktaydı. Projesinin düşünceler aşamasında kalacağını zanneden Agassi, SAP’daki işine döner fakat bir hafta sonra Peres’den bir telefon alır; “Ne yapmaya niyetin var? Eğer güzel bir konuşma olarak kalacaksa unut gitsin, yok eğer sırasıyla bir ülkeyi ve dünyayı değiştirmeye kalkarsan sana destek vermeye hazırım.”

Bu konuşmayı aklından çıkaramayan Agassi yakında CEO olmayı terk edip görevinden ayrılır ve 2007 Mayısında Project Better Place’i kurar. Ne elektrikli aracı vardır, ne akü doldurma altyapısı, ne de otomotiv deneyimi…

Başlangıçta destek veren yatırımcılar İsrail kökenli girişim sermayesi şirketleri ile Avrupa ve ABD kökenliler. İlk aşamada 4 büyük otomobil üreticisine yazarak projelerini anlatırlar. Üçünden cevap bile gelmez, biri ise ilgilendiğini fakat hibrid motorun daha iyi sonuç vereceğini söyler.

Hibridlerle ilgili küçük not: Toyota’nın Prius modelinin en fazla rağbet gördüğü bu motor tipinde 25 km’ye kadar elektrikle başlayan ivme, hedeflenen hıza eriştiğinde benzinliye devrediyor. Elektrik motorunun şarjı ise her frene basıldığında gerçekleşiyor. Toplam yakıt tüketimi normal benzinli araca göre % 30 daha düşük. Prius’da 5 lit/100 km.

Agassi ilgilenen üreticiyle görüşür ve devrim niteliğinde olan fikrin tamamen ‘elektrikli araç olması niteliğinden’ geldiğini anlatarak ikna eder.

Bu amaca uygun elektrikli araç modelini geliştirmeyi kabul eden Renault – Nissan grubunun CEO’su Carlos Ghosn’dur. İlk yıl içerisinde 100.000 araç üretmeyi taahhüt eder.