Moda değişedursun her geçen gün yeni tasarımcılarla tanışıyor, onların koleksiyonlarına hayranlıkla bakıyoruz. Türk tasarımcıların kendine özgü stilleri tüm dünyada ilgi görüyor. Geçtiğimiz sene Paris’te moda haftasında hafızalardan silinmeyen bir defileye imza atan Ezra ve Tuba Çetin ile Nişantaşı’ndaki ofislerinde çok keyifli bir röportaj yaptık
Ezra önce Bilkent Üniversitesi ve ardından Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okudu. Tuba da Bilkent Üniversitesi ve Yeditepe Üniversitesi Tekstil Tasarım Bölümü’nde okudu. Tasarım hayatına ikisi de farklı markalarda başladı. Victoria’s Secret ve Levis gibi önemli markalarla çalıştılar. Ardından kendi markalarını kurdular. Dört yıl önce kurdukları ‘etcetura ezra+tuba’ ile Paris Moda Haftası’nda defile yaptılar…
Ne kadar zamandır tasarım yapıyorsunuz?
Çok küçük yaşlarda ailemizin tekstilci olması bizi etkiledi. Annemiz genelde bizimle olabilmek için hafta sonları evde çalışırdı. Biz de onun yanına oturup çizim yapıp “Bu kumaşa bunu yapalım; bak bir çiçek çizdik hadi onu yakasına koyalım” derdik. Annemiz bizi o yaşlarda hiç kırmadan yaptığımız tasarımları hazırlatırdı. Galiba biz bu işe 12 yaşlarında başladık. Profesyonel olarak ikinci üniversitelerimizde çalışmaya başlamıştık. Freelance çalışarak firmalara koleksiyonlar hazırlıyorduk. Mezun olunca her ikimizde zaman kaybetmeden profesyonel olarak çalışmaya başladık. Yurtdışında çalışmak ise bize çok şey kattı.
Tasarımlarınızda en çok hangi materyalleri kullanıyorsunuz?
Her sezon koleksiyonlarımızda kullandığımız materyaller deri haricinde farklılık gösteriyor. Genellikle teknolojik kumaşları ve kendimizin geliştirdiği yeni materyalleri kullanmayı tercih ediyoruz. Couture koleksiyonlarımızda ise müşteri talepleri doğrultusunda el üretimi aksesuarlar ve değerli taşlar kullanıyoruz.
Tasarımlarınızda size ait olduğunu bir bakışta anlatan bir imzanız var mı?
Tasarımlarımızda gözle görülür bir Ezra+tuba imzası vardır. Yalın tasarımlarımızda dahi heykelsi formlar ve net çizgiler kullanmayı seviyoruz. Kumaşlarımızda kendi yaptığımız tabloları desen olarak kullanıyoruz.
Moda sizin için…
Moda öncelikli bir mutluluk aracıdır. Moda günümüzde hızla tüketilen ve her gün şekil değiştiren bir tüketim alışkanlığıdır. Biz modayı bu şekilde değil formlarıyla ve kalıplarıyla tüketicinin gardırobunda klasikler yaratmak olarak algılıyoruz. Biz modayı yaratmayı seviyoruz, 18 ay sonra moda olacak bir çizgiyi takip etmek gibi bir kaygımız yok. Bizim bir tarzımız ve imzamız var. Her gün daha çok gelişebiliriz ama moda ve trend diye hiçbir akıma dahil olmayız.
İLHAM KAYNAĞINIZ…
‘Etcetura ezra+tuba’ koleksiyonumuzda bizim en önemli misyonumuz Türkiye topraklarında yaşamış olan başarılı kadınların hayat hikâyelerini anlatmak. Güçlü ve cesur bu kadınların başarıları ve ruh halleri bizi oldukça etkiliyor. ‘Ezra+tuba’ couture kadın ve erkek koleksiyonumuzda ise, genellikle konularımız oldukça ütopik ve bizim hayal gücümüze dayalı. Koleksiyona başlamadan önce bir senaryo ya da konu ile ilgili küçük çizimler hazırlarız. Var olmayan dünyalar yaratarak hayal gücünü zorlamayı seviyoruz. Bu koleksiyonumuz bizim oyun alanımız. Lüks ve şaşalı tasarımlarımızı hayata geçiriyoruz.
Sadelik mi yoksa gösteriş mi?
Sadelik ve gösterişin yerine göre kullanılması gerekir. Sadeliği formlarla zenginleştirebilir, sade bir tasarımı nakış, özel işleme gibi materyallerle gösterişli kılabilirsiniz.
Kimler ne giymeli, nasıl giyinmeli?
Her insan öncelikle ten rengi ve vücut tipine göre giyinmeli. Trend olan modelleri eğer vücudunuz taşımıyorsa kullanmamalısınız. Bu yaz, taytlar, uzun bol tişörtler ve tulumlar oldukça revaçta olacak. Fakat kalçalarınız genişse tulumla ve taytla daha da büyük gözükecektir. Kalem etekler ve bol paça kesim pantolonlar üzerine giyilen tişörtler geniş kalçalarda daha uygun olacaktır. Dantel ve özellikle hayvan baskılı kıyafetler oldukça sade aksesuar ve parçalarla kombin edilmeli.
Türk tasarımcılara olan ilgi son yıllarda daha çok arttı sanki?
Son yıllarda dünyada Türkiye’den çok önemli tasarımcılarımız olduğunu göreceksiniz. Biz de artık Paris Fashion Week gibi dünyanın en önemli moda organizasyonunda defilelerimizi gerçekleştiriyoruz. Tasarımcı ile hazır marka arasındaki farkı da bu gelişmeleri takip eden üretici ayırt edebiliyor. Özelikle son dönemde tüketiciler fiyatlarımızın uygunluğu ve kalitelerimizin yüksekliği ile hazır markadan daha çok talep göstermeye başladılar. Bir davette aldığınız bir kıyafeti giymiş biri ile karşılaşabilirsiniz ama aynı fiyata ya da biraz daha fazla bir bedelle tek ve özel olabilirsiniz.
Kişiye özel tasarımlar yapıyor musunuz?
Teşvikiye’deki ofisimizde müşterilerimize özel dikim hazırlıyoruz. Özellikle mayıs ve ağustos aylarında ağırlıklı olarak düğünler için gelinlik ve gece elbiseleri talep ediliyor.
Kişiye özel yaptığımız tasarımları daha sonra başka hiçbir kişiye yapmıyoruz. Her gelen müşteri için yeniden tasarlıyoruz. Mücevheri, ayakkabısı ve çantası ile bir bütün hizmet vermekteyiz.
Hedefleriniz arasında neler yer alıyor?
Kısa bir sürede satış noktalarımızı daha yükseltmek ve dünya markaları arasında genç tasarımcı olmak yerine marka olma yolunda sağlam adımlar atmak istiyoruz. Öncelikle ayakkabılarımız ve parfümümüz bu sene çıkıyor. Hazırladığımız erkek koleksiyonu ise daha güçlü olarak kendini gösterecek. Mağazalaşmaya da başlayacağız, bunun ilk adımlarını attık.
DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE EN ÇOK HANGİ TASARIMCILARI BEĞENİYORSUNUZ?
Alexander Mc Queen, Grareth Pugh, Hüseyin Çağalayan, Yohsi Yamamoto. Türkiye’de ise genç tasarımcıları destekliyor ve beğeniyoruz.