Genç Kalemler/ Cep telefonunun etkilerinden

Radyasyondan arındırılmış ortamlarda yapmış olduğum testlerde piyasada satılan radyasyon engelleyici cihazların, sticker’ların iddia ettiklerinin aksine, radyasyon seviyesini arttırdığını buldum

Gençlik - Eğitim
7 Nisan 2010 Çarşamba

Çağımızda, geçmişte insanların ölümcül olarak düşündüğü birçok hastalığın çaresi var; bazı hastalıklar ise geçmişe nazaran daha fazla etki gösteriyor. Acaba, yeni gelişen yaşam tarzımız, özellikle çoğumuzun vazgeçilmez bir parçası olan cep telefonlarının sağlığımız üzerinde bir etkisi var mıdır?

Cep telefonlarının çalışma prensibi basittir. Aslında ışık sadece görebildiğimiz renklerden oluşmaz. Bizim algılayabildiğimiz ışık sadece dalga boyunun ufak bir kısmıdır. Cep telefonları, ışığın göremediğimiz dalga boyu ile çalışır. Bir cep telefonu, ilk olarak baz istasyonu ile iletişim kurar, daha sonra bu baz istasyonu aranan numaranın bulunduğu baz istasyonuyla iletişim kurar ve en sonunda aradığınız kişinin telefonuna bağlanır. Bu işlem, elektrik devreleri dışında, ışık hızında gerçekleşir! Peki, durum bu ise o zaman cep telefonunun bize nasıl zararı olabilir?

Soğuk bir kış günü yol kenarında arkadaşınızı beklediğinizi düşünün, gölge de mi, güneş altında mı beklemeyi tercih edersiniz? Tabi ki güneş altında, çünkü ışık bizi ısıtır! Işık bir enerji taşır. Şimdi de 24 saat boyunca güneş altında olduğunuzu düşünün! İşte cep telefonunun ilk zararı budur, vücudu ısıtır. Vücut dengede olmalıdır, ancak durmadan ısınan vücut özellikle erkeklerde kısırlığa sebep olabilir. Kulağa, doğal olarak da başa yakın olan cep telefonu beyini de ısıtır ki uzun vadede bu zararlıdır.

İnsan vücudu aynı genetik kodu taşıyan milyonlarca hücreden oluşur. Bu hücreler genetik kodu baz alarak protein sentezler. Hücreleri durmadan kendi kendini inşa eden binalara benzetebiliriz, genetik kod ise binanın planıdır. Şimdi enerji taşıyan ışık dalgalarının hücrenin bütün bilgisini taşıyan genetik koda 24 saat boyunca çarptığını düşünün, yani binanın planı sararıyor! Bazı bölgeler artık okunamaz hale gelebiliyor ve şayet ışık, anlamlı bir bölgeyi okunamaz hale getirirse bina yanlış şekilde yapılabilir. Bu mutasyonun sonucu kontrolsüz şekilde bölünen hücreler olabilir, bunun adı da kanserdir! Tabi ki olasılık olarak çok düşük bir ihtimaldir ancak yine de bir ihtimaldir.

İnsan beyni üzerinde ise farklı etkileri vardır. İnsan beyni nöron denilen, elektrik üretebilen birçok hücreden oluşur. Bu hücrelerdeki farklı elektrik akım yolları ise düşünceleri duyguları ve de kalbin atmasını kontrol edebilir. İyonlaştırıcı bir etkisi olmasa da cep telefonu radyasyonu (ışığın bilimsel adı)  hücreleri ısıtarak iletkenlik değerlerini değiştirebilir, impuls’ın eşik değerini değiştirdiğinde tetiklenmemesi gereken elektrik yollarını etkileyebilir. Tabi ki hayati değerler çok daha karmaşık sistemlerle yönetilir ancak, beyindeki bu değişiklikler insanın stresli ve asabi olmasına sebep olabilir. Bir de beyine gelen kanı süzen bariyere zarar vererek beyine gitmemesi gereken maddelerin beyine gitmesine sebep olur.

Radyasyondan arındırılmış ortamlarda yapmış olduğum testlerde ise piyasada satılan radyasyon engelleyici cihazların, sticker’ların iddia ettiklerinin aksine, radyasyon seviyesini arttırdığını buldum. Ceketlerde bulunan EM Shield cepleri ise bir işe yaramamakta. İşe yaramış olsalardı cep telefonu zaten çekmezdi! Korunmak için yapmanız gerekenler ise çok basit! Radyasyonun gücü uzaklığın karesi ile ters orantılıdır. Yani birisi telefonun uzaklığını bir birimden iki birime çıkarırsa etkisi dörtte birine iner. Cep telefonları en fazla radyasyonu baz istasyonuyla iletişim kurarken sağlar. Cep telefonu ile konuşurken karşı tarafın açmasını beklerken cep telefonunu başınıza yaklaştırmazsanız beyninizi çok büyük fark yaratacak şekilde koruyabilirsiniz. Özellikle geceleyin uyurken cep telefonunuzla aynı odada bulunmazsanız, bir günün üçte birinde kendinizi korumuş olursunuz. Cep telefonları sadece siz ararken değil, arandığınızda da radyasyon yayar, bu yüzden telefonları mümkün olduğunca kalpten, beyinden ve cinsel organlardan uzak tutmak gerekir. Mümkünse bluetooth, tercihen ise kablolu kulaklıklar ile konuşun. Ev telefonu varken cep telefonundan arama yapmayın.

Bu tarz ufak detaylar ile hayatımızı çok daha sağlıklı hale getirebilir ve vücudumuzu koruyabiliriz!

 Ulus Özel Musevi Lisesi

11.Sınıf Öğrencisi

2009 TÜBİTAK Yarışması

Fizik Dalı Türkiye Üçüncüsü