F1’de kriz sonrası

Formula 1, son birkaç aydır gündemini ciddi bir biçimde meşgul eden yönetim krizinin ardından, dağılmanın eşiğinden döndü denebilir. Son haftalarda  Ferrari’nin başını çektiği takımlar birliği (FOTA) ve FIA yönetimi arasındaki tartışma iki tarafı da kısmen tatmin eden bir sonuca bağlanınca, uzun bir sürenin ardından sakin bir hafta geçirilebildi</font></span></p>

Spor
8 Temmuz 2009 Çarşamba

İzzet ANCEL


Son senelerde gözle görülür bir biçimde popülaritesini kaybetmekte olan Formula 1 dünyası gündeme, takımlar, pilotlar veya yarışlardan ziyade; yaşanan skandallar, tartışmalar ve krizlerle gelmeye başladı. Bunların sporun popülaritesini korumak adına reklam amaçlı olup olmadığını bilmesek de, sporun prestijine zarar verdiği kesin. En son olarak uzun bir süre tartışılan bütçe krizi gündemdeydi.

Tartışmanın temel nedeni, FIA Başkanı Max Mosley’in gelecek sene için takımların bütçelerini 40 milyon pound ile sınırlandırmak istemesiydi. Krizde olan bu pahalı spor için aslında makul bir uygulama gibi gözüken kararın asıl amacı takımlar arasındaki farkları azaltıp, daha fazla küçük bütçeli takımı spora dahil ederek F1’in çapını genişletmekti. Aynı zamanda da yıllardır süregelen harcama azaltma çabalarına da kökten bir çözüm getirilmiş olacaktı. Fakat diğer taraftan bu kısıtlama var olan bütçeleri bu rakamın defalarca üzerinde olan takımlar için kabul edilemez bir karardı. Bu kısıtlama genel anlamda sporun teknik ilerlemesini durdurma noktasına getirebilir ve bu bağlamda F1, çekiciliğini tam anlamıyla yitirebilirdi. Tartışmanın başka bir boyutu ise Max Mosley’in takımlar birliği üzerindeki yaptırım gücünün sınanması olarak görülmesiydi. Belki de krizin bu derece derinleşmesinin nedeni de bu inatlaşmaydı.

Süreci hatırlamak gerekirse, Mosley’in teklifine ilk tepkiyi veren, sporun en geniş bütçeli takımların başını çeken ve bu tarz tartışmalarda genel olarak kutup noktalarından biri olan Ferrari takımıydı. Bu tepkiye karşılık Mosley’in verdiği “F1 Ferrari’siz de var olabilir” açıklamasıyla başlayan süreç Domenicali – Montezemolo ikilisi ve Mosley arasında bir düelloya dönüştü ve Ferrari’yi yarışlardan çekilebileceği tehdidini savurma noktasına kadar getirdi. Ferrari’ye başka takımların da destek olmasıyla beraber 2010 sezonunu listesine girmek için şartlarının kabul edilmesi gerektiğini belirttiler. Restleşmenin uzamasının ardından içinde Ferrari’nin yanı sıra McLaren, BMW Sauber, Renault, Toyota, Red Bull, Toro Rosso ve Brawn GP takımlarının içinde bulunacağı yeni bir dünya serisinin oluşturulması ve bu takımların F1’den ayrılması dahi gündeme geldi. Hatta bu serinin yarış takvimi ve sistemi bile hazırlanmaya başlanmıştı.

Krizin düğümü ise Haziran’ın sonunda Paris’te tarafların bir araya geldiği toplantıda çözüldü. Kesin olan bir şey iki tarafın da bu ayrılıktan zararlı çıkacağıydı fakat daha fazla zarar görecek bir taraf olacaksa,º o da FIA olacaktı. Zaten sonuç da bu yönde çıktı. Bütçe sınırlandırması kararı ortadan kalkarken, masrafların iki senede 90’lar seviyesine indirilmesi gibi yuvarlak bir ifade ortaya çıktı.

Bu krizin aşılmasının, sporun geleceği adına mutluluk verici olduğunu ifade etmek gerekiyor. Beklenmeden ortaya çıkacak olan bir ayrılık durumunda iki taraf da bunun pişmanlığını uzun süre yaşayacaktı mutlaka. Şimdi bu krizin ardından benim asıl kafama takılan soru, düelloyu kaybeden Mosley’in ne yapacağı. Toplantı öncesi ve sonrasında görevi konusunda çelişkili yorumlar yapan FIA patronunun geleceği şu anda en önemli merak konusu.