Haim Vitali Sadacca’nın yapıtı: ‘Un Ramo De Poemas...’
Judeo-Espanyol veya Ladino diye adlandırılan dilde yazılmış bir kitap bir dergi elime geçtiğinde dokuz- on yaşıma kadar yaşadığım İstanbul’un “Yahudi Mahallesi” aklıma gelir. Şair Ziya Paşa ile Büyük Hendek’in kesiştiği noktada halen heybetli duran apartmanın birinci katının ön dairesinde otururduk. Pencerelerimiz iki sokağa da bakardı. “Yahudi Mahallesi” dedim çünkü o semtte yalnız oturanlar değil, dükkâncısı, seyyar satıcısı ve alıcısının tümüne yakını da Yahudi’ydi ve duyulan dil de Judeo- İspanyolcaydı. Sabah sabah küfesi sırtında sebzeci “Fasulye de Beykoz kon agua de Terkos” diye seslenirken İstanbul’un Terkos suyunda pişecek taze fasulyenin tadına doyum olmayacağını iddia eder gün boyu balıkçı ‘ pişkado fresko” (taze balık ) diye gelene geçene duyurusunu yapardı. Akşam üstleri sokaklar cıvıl cıvıl olurdu Karşı köşede günümüzde bulunmayan tuzlanmış kurutulmuş kimisi havyarlı göbekleri şiş fıstık fındık gibi yenen liparida denilen küçük balıkların satıcısı ‘liparidas havyarlıyaz i şalvarlıyaz’ ( havyarlı ve şalvarlı liparidalar) tekerlemesini söyleye söyleye alıcı çekmeye çalışırdı. Hava kararmaya doğru kucağında bir koca turşu kavanozu ufak tefek bir adam, ayaküstü yenen suyu içilen turşu satardı.
Yıl 1936 ..‘ Vatandaş Türkçe Konuş ‘ kampanyası bu mahallenin dışında kalırdı…Ve Ankara’ya yerleştik Atatürk Bulvarı’nda oturduğumuz apartmanda bir tek Yahudi aile bizdik.Yenişehir denilen koca semtte beş, altı Yahudi aile var-yoktu. Okulun tek Yahudi talebesi bendim ve Yahudi Mahallesi en kestirme yoldan bile evimizin iki üç kilometre uzağındaydı .Judeo Espanyol dili de öyle İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşturulan Birleşmiş Milletlerin bünyesindeki teşkilatlarından biri olan UNESCO dünyada yok olma sürecinde olan -arkaik diller üzerine akademik çalışmaları da programına kattı. Bu aynı yıllarda İberik kökenli Sefarad Yahudilerinde de bir silkinme, parlak geçmişlerini, kültürlerini araştırma dillerini yaşatma yayma düşüncesi yeşerdi. Bir çok ülkede Yahudi Organizasyonlar kuruldu en önemlisi kuşkusuz A.B.D’deki kısaltılışı FASSAC olanıdır.
…
Bu kuruluşun en son yayınlarından biri başlıkta sözünü ettiğim Haim Vitali Sadacca’nın, ‘Un Ramo de Rosas’- Bir Gül Destesi - adlı şiir kitabıdır. FASSAC bu şiirleri bir Sefarad şair olan son yılda hakkın rahmetine kavuşmuş David Fintz Altabe’ye İngilizceye çevirterek geniş bir kitleye tanıtılmasına olanak sağlamıştır. Şiir çevirisi en zor yapılan, değişikliğe uğraması kaçınılmaz olan yazı türüdür… Ama burada iki usta el ele vermişçesine değerli bir yapıt ortaya çıkmıştır. H. V. Sadacca her konuyu şiirlerine taşımış, bu da şiirden uzak okuru bile çekecek ilgilendirecek bir üstün nitelik vermiştir. Şair bazen bir baba, bir büyükbaba, bazen bir aşık, yer yer bir filozof, her zaman duygu düşünce arası gel-gitleri yansıtan, yalnızlığını duyumsayan bir hassas kişi. Şiirlerinde vezin ve kafiyeyi titizlikle uygulayacak kadar da usta. Bu da dili bilmeyenlere de okunur kılıp kulakta bir hoş seda oluşturuyor .Kutlamayı hak ediyor İngilizce bilen, Judeo-İspanyol diline ilgi duyan öğrenmek isteyenlere tavsiye olunur..
Şair şiirlerini Türkçe yazarken son yıllarda Judeo-İspanyol diline yönelmiştir. Çanakkale doğumlu Sadacca, çocuklarının yanına taşınmış Amerika’da yaşıyor görünse de sık sık gelir gider ‘ Los kaminos s’ıncheron de Arena’ - Kumların Örttüğü Yollar -adlı İstanbul’da 2002’de yayınlanan Çağdaş Sefarad Şiirleri Antolojisi’nde de şiirleri ve kendi yaptığı Türkçe çevirileri vardır. Aynı antolojide müteveffa David Fintz Altabe’nin de şiirleri de yer almaktadır. Antoloji yayınlandığında, bir özelliği dikkatimi çekmiş, bir burukluk duyumsamıştım. Şairlerin içinde genç yoktu… O zaman bu zaman onlardan, önde gelen üç üstadı ne yazık ki yitirdik.
Yeni yeni böylesine başarılı eserler vermesi, gençleri heveslendirmesi dileğiyle Haim Vitali Sadacca’yı içtenlikle tekrar kutlarım.