Mehmet Barlas, eski dünya ile yeni dünyanın önemli farklarından birini Şalom okurları için kaleme alıyor
Yıllar önce bir Amerika seyahatinin sonunda her zaman olduğu gibi yine New York’un Kennedy Havalimanı’ndan uçağa binmiş, İstanbul’a dönüyordum. Uçaktaki koltuk komşum yaşlı, iyi giyimli bir adamdı. Uçak belirli yüksekliğe ulaştıktan ve kemerlerimizi çözebileceğimiz duyurusu yapıldıktan sonra, hostesler içki servisi yaptılar. Koltuk koşumla viski dolu bardaklarımızı tokuşturup birbirimize iyi yolculuklar diledik. Koltuk komşum, “Hangi milletensin” diye sordu bana. Türk olduğumu söyledim ve ben de ona aynı soruyu yönelttim. “Benimki uzun hikâye” dedikten sonra anlatmaya başladı.
Haberin devamı için tıklayınız: