Hahambaşılık bünyesinde çalışmalarını sürdüren HEGKOM’un düzenlediği ve Prof. Dr. Mois Bahar, Doç. Dr. Moşe Benhabib ve ABD’li Dr. Rav Joel B. Wolowelsky’nin katıldığı “Tıp Etiği” paneli 9 Ağustos Pazar günü Büyükada Kültür Merkezi’nde yoğun bir katılım ile gerçekleşti
Moderatörlüğünü Hahambaşılık Müşavirlerinden Avi Alkaş’ın yaptığı gece Murat Bildirici’nin panelistleri tanıtması ve panelin konusunu özetleyen açılış konuşması ile başladı. Ardından ilk sözü Amerikan Hastanesi Acil Servis Direktörü ve İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mois Bahar aldı. Barkovizyon eşliğinde bir sunum gerçekleştiren Bahar öncelikle uzayan yaşam sürecinde hastalıkların artığına, yaşamı uzatmak adına modern tıbbın sonuna kadar kullanılmasına değindi ve şöyle devam etti: “Tedavi esnasında koşullara göre değişikliklerle karşı karşıya kalıyoruz. Ancak biz doktorların tedavide herhangi bir kısıtlama yetkimiz yok. Tedaviyi sonlandırma aşamasına gelindiği zaman veya beyin sapı ölümü gerçekleştiği durumlarda hasta yakınlarının da fikir ve kararını alma durumunda kalıyoruz. Fakat atacağımız adımlar yasalarla sınırlandırılmış oluyor. Bu arada önümüze organ bağışı meselesi çıkıyor. Organların sağlıklı bir şekilde alıcıya aktarılması için kalbin çalışıyor olması büyük bir anlam taşıyor. Bu bağlamda hastayı terk etmek durumunda Halahah (Yahudi Kanunları) konu ile ilgili hangi düşüncelere sahip? Ne şekilde uygulamalar yapılabilir?” İkinci panelist olan Kadın Doğum ve Tüp Bebek uzmanı İnternational Hospital Jinekoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Moşe Benhabib kısırlık konusunu ve çarelerini ele alan bir konuşma gerçekleştirdi. Dr. Benhabib, çiftlerin yüzde onbeşinde kısırlık görüldüğünü ve okuduğu makalelerden edindiği bilgiler doğrultusunda Yahudi dininde yardımcı üreme tekniklerinin kabul görmediği kanısına vardığını belirtti. Suni döllenme ve tüp bebek konularını kısaca açıklayan Dr. Benhabib bazı genetik hastalıklar dışında cinsiyet seçiminin birçok ülkede yasak olduğunu da hatırlattı. Doktor konuşmasına; Dr. Rav. Wolowelski’nin kısır çiftlerin çocuk sahibi olmak ist Yahudi Felsefesi, modern yaşam ve tıp konularında makale ve kitapları bulunan felsefe doktoru Rav Dr. Joel B. Wolowelski her konuya çözüm bulmanın imkânsız olduğunu ancak söz konusu panelde genel prensiplerin tartışılabileceğini belirterek şöyle konuştu” Tıp ilmine yaşamı uzattığı için müteşekkiriz. En önemlisi Halaha ile tıp ilminin sürekli diyalog halinde olmasıdır. Her insan kendi sağlığından sorumludur. Ancak bir karar anında bet-din devreye girer ve hem kişi için hem de aile için karar verir. Genel olarak diyebilirim ki Yahudi Kanunu organ naklini muhteşem bir fikir olarak görür. Çünkü insan hayatı kurtarmak dinimiz açısından çok önemlidir. Ancak organı alınacak olan kişinin ne zaman ölü sayılabileceği Halaha’nın tartışma konusudur. Doktorlar ve Ravlar diyalog halinde olup aynı platformda tartışıp konulara açıklık getirebildikleri sürece çözüme gidilebilecek. Bazı ülkelerde bu durum aşıldı.” Dr. Wolowelski yaşadığı bazı vakalardan örnekler vererek Yahudi kanunlarının cinsiyet seçimine bakışını da katılımcılarla paylaştı. Panel, konuk doktorların ve katılımcıların Dr. Wolowelski’ye yönelttikleri sorularla devam etti. Wolowelski; Yahudi Kanunlarını, öngörülen dini bakış açısına uygun şekilde, modern yaşama uydurarak uygulamak gerektiğini belirtti ve tıp doktorları ile sürekli iletişim halinde olunmasının önemine değindi. Gece, HEGKOM Başkanı Hayim Yanarocak’ın, panelistlere, Avi Alkaş’a ve panele emeği geçenlere teşekkür etmesi ile son buldu.