Dış politika analizleri ile adından söz ettiren gazeteci Kadri Gürsel, Türkiye’nin Ortadoğu’daki yerini ve İsrail ile ilişkilerini ŞALOM için kaleme alıyor |
Türkiye’nin Ortadoğu’da çizdiği profilde, bir on yıldan diğerine yaşanan değişimin tayin edici unsuru nedir? Türkiye neden kendisini, İslam Ortadoğusu ile ilişkilerini geliştirmek ve İsrail’le 90’lı yıllarda zirveye çıkmış sıkı bağlarını gözden geçirmek zorunda hissetmek durumundadır? Bu yönelimi kuran esas faktör, AKP’nin inanç ve ideoloji temelli dış politikası mı? Son bir yıla damgasını vuran bu dış politika anlayışının tezahürü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Davos’daki çıkışıyla zirveye tırmandı... Ve Davos, Türkiye-İsrail ilişkilerinde bir sismik sarsıntıya neden oldu. Bu sarsıntının ilişkilerde neden olduğu hasar bugün de giderilmemiş bulunuyor ve öngörülebilir bir gelecekte de hasarın tamir edilebilmesi pek muhtemel görünmüyor. Yani, Davos öncesine dönüş kolay değildir. Şu varsayımda pekâlâ bulunabiliriz: Türkiye ılımlı bir siyasi İslam partisi tarafından değil de merkezdeki bir parti tarafından yönetiliyor olsa idi Davos’taki hadise hiç yaşanmayabilirdi... |
Haberin devamı için tıklayınız: