“Sn. Molinas, ‘Hey Özgürlük’ yazınızdaki isyanınıza katılmamak mümkün değil. Ben 15 yıl kadar cep telefonunu almamayı başarabildim ancak insanlar bana deli, aptal, hani mahallenin o pis evsiz adamları var ya onlar gibi bakar olmuşlardı...
Yedek subayken birinci maaşımdan almıştım stereo sistemini... Son arabamı yine vitesli alacaktım ki en yakın arkadaşlarım; ‘manyak mısın sen hangi devirde yaşıyorsun’ dediler.. Otomatik aldım ne yapayım..
Yani anlayacağınız yaşamımın ivmesini kendim ayarlamak istedim. Öyla canhıraç devinimler olsun istemedim... Deniz kıyısında oturup bir rahat, bir ferah yıldızlara bakayım dedim. Olmadı son aşkımı bile internet yardımıyla çetle çutla yaşadım... Zaten boşuna değil bazı köleliklerimizden kurtulurken bir diğerlerine kanat açtığımız... Belki de, Paul Eluard’ın dediği gibi: “Okulda defterlerime / Sırama ağaçlara / Kumlara kar üstüne / yazarım adını / Okunmuş yapraklara / Bembeyaz sayfalara / Taş, kan, kağıt veya kül / Yazarım adını”
Diye başlarız yine belki yeniden..
Hep bir ağızdan söyleriz şarkımızı
HEY ÖZGÜRLÜK
Güzel günler...
Yuda SİLİKİ / Hayfa – İsrail