İspanyolca’da domuz manasına gelen ‘Maranos’, zorla Hıristiyanlığa döndürülen İspanyol ve Portekiz Yahudileri ve Yahudi inançlarını ve törenlerini gizlice sürdüren, onların neslinden olanlar için kullanılan küçültücü isim. (70) 1391’de cereyen eden halk hareketleri sonucunda İspanya’da Aragon ve Kastilya’da 50.000 Yahudi katledildi. Katlolmak veya sürgün edilmektense, muhtemelen 100.000 İspanya Yahudisi vaftiz edilerek Hıristiyanlığı seçti. Bunu izleyen on yıllarda süregelen aynı şartlardan ötürü Yahudiler din değiştirmeyi sürdürdüler. Ayrıca gerek sosyal konumları, gerekse karışık evlilikler sonucu bir miktar zengin ve din değiştirmiş Yahudi (“conversos”) Kilise’de, asil çevrelerde ve hükümette etkili durumlara yükseldiler. Örneğin Yahudilik’ten dönme Burgos Rabisi Solomon Alevi, Pablo de Santa Maria adını alarak kentin başrahibi ve hararetli bir Yahudi karşıtı propaganda lideri de olmuştu. Bu “conversos”un kazandığı şan ve şöhret, halk arasında antipati yarattı. Ayrıca bunların sadece göstermelik Hıristiyanlar olabilecekleri kuşkusu, 1480’de kurulan İspanyol Engizisyonu’nun başlıca nedeni oldu. Böylece Yahudi kökenli tüm “Yeni Hıristiyanlar” uzun tahkikatlara tabi tutuldular. 1481’de Sevilya’da tekrar Yahudi itikatlarına gizlice döndüğü iddiasıyla, Maranolar’ın sırıklara bağlanarak yakılması olayı ilk kez meydana geldi. Buna karşılık, Yahudi dininde kalan İspanyol vatandaşları Engizisyon’un etkisinde kalmadıkları gibi; İspanya’daki varlıklarının, Katolikliği benimsemiş Yahudiler’in dahi Yahudiliği gizlice sürdürmeye teşvik edeceğini savundular. Bunun üzerine iktisadi ve başkaca mahzurlara karşın, bu mantık çerçevesinde krallık fermanı ile Yahudiler’in tümünün İspanya’yı en geç 31 Temmuz 1492’de terketmesi emredildi. Yahudiler’in nispeten küçük bir bölümünü teşkil eden 150.000 kişi kadarı sürgünü tercih ettiler. Bunların bir bölümü Portekiz’e gitti fakat çoğu Osmanlı ülkesine ve Kuzey Afrika’ya göç ettiler. Geride kalanlar ise Marano olarak kalmayı yeğlediler.
Bunların da bir kısmı samimi “Yeni Hıristiyanlar” olmayı seçerken, bir kısmı da bir “yeraltı” Yahudi teşkilatı olmayı seçtiler. Olayın üzerinden beş yıl geçmeden Portekiz’e göç eden Yahudiler şiddet kullanılarak, Hıristiyanlığı seçmeye zorlandı ve bu kez ülke dışına göç etmelerine de hemen izin verilmedi. Bu durumda da önemli sayıda “anusim” türedi. Bunlar gerçek inançları konusunda ipucu vermemekle beraber, 1540’ta başlayan Portekiz Engizisyonu, gizlice Yahudiliği sürdürenleri ayıklamaya başladı.. Bazı dini bayramlara ait uygulamaların, İbranice bilgisinin ve dua kitabının içeriğinin zamanla unutulmasına mukabil; Maranolar’ın Yahudilik uygulamaları birtakım temel ritüellerin çerçevesinde sürdü. Örneğin trefa yememek, Hıristiyan ibadetlerini göstermelik olarak uygulamakla beraber şabat mumları yakmak, Pesah ve Yom Kipur’u tutmak gibi uygulamaları gizlice sürdürdüler. Hatta yeraltındaki sinagoglarda ve evlerde gizli toplantılar düzenlendi. Bu ikili hayatın kuşkusuz tehlikeleri vardı. Hizmetçilerin veya kin besleyen yakınların ihbarı söz konusuydu. Ayrıca muhbirleri Engizisyon ödüllendiriyordu. Yakalananlar işkence görüyor ve başka “kâfirlerin” adlarını vermeye zorlanıyorlardı. İlk kez yakalananlar, cezalara çarptırılıyorlar fakat Yahudiliği’ni sürdürmekte inat eden aynı kişiler sonunda bir “auto- da-fé” de yakılarak idam ediliyordu.
devam edecek...
Kaynakça: “Yahudilik Ansiklopedisi”, Cilt I, II, III Yusuf Besalel