/Latin Amerika Dünyası’ndan -2 Arjantin Yahudileri

Arjantin’de Yahudilerin tarımsal yerleşmesi, Doğu Avrupa’dan olan büyük göç sırasında başladı. İlk tarımsal koloni Moisseswille, Alliance Israelite Universelle himayesinde 1889’de kuruldu. Daha sonra Baron de Hirsch ve onun Yahudi Kolonizasyon Derneği (YKD), bağımsız bir Yahudi bölgesi kurmak amacıyla yol gösterici bir rol üstlendi

Sara YANAROCAK Kavram
2 Eylül 2009 Çarşamba

Modern Arjantin’in 19. yüzyılın sonlarının Avrupa nüfus patlaması ile yaratıldığı söylenebilir. Nüfus patlaması, ucuz gıda talebiyle pompalardaki tarımsal gelişmeyi teşvik etmiş ve aynı zamanda bu gelişme için gerekli olan insan emeğini sağlamıştır. 1850’lerin başında beyaz nüfus bir milyonun biraz üzerindeydi ve Buenos Aires’de sadece 90.000 kişi vardı. İlk demiryolunun döşendiği 1857-1930 yılları arasında altı milyon göçmen geldi, bunların hepsi Avrupa’dandı. 1930’ların ekonomik ve politik krizlerinden ve 2. Dünya Savaşı’ndan sonra, büyük ölçekli göçler birkaç yıl içinde yeniden başladı. Nüfus bugün 28 milyon ve Buenos Aires 10 milyonluk nüfusu ile dünyanın en büyük kentlerinden biri.

Yahudi göçü, yavaş bir başlangıçtan sonra, ciddi olarak 1880’lerin sonunda başladı, 1881-1900 arasında 26.000 kişi, diğer bir 88.000’i 1901 ile 1914 aralarında göçtü. Göç 1920’ler ve 30’larda giderek artan sınırlamalarla sürdü.

1960 nüfus sayımında, 20 milyon nüfus içinde 276.000 Yahudi olduğu görüldü. (Yahudiler için sayımın güvenliği tartışmalıydı, o dönemde 400.000’den fazla Yahudi’nin Arjantin’de yaşadığı söylendi.)

Bilhassa Baron de Hirsch’in, Rus ve Arjantin Hükümetleriyle, Rus Yahudileri’nin 1892 Yahudi Kolonizsayon projelerine göçünü sağlayan bir anlaşma yapmasından sonra, göçmenlerin çoğu pompalara çekildi. Böyle pek çok koloni kuruldu. 1925’e kadar, 600.000 dönümde, 30.00’den fazla Yahudi toprağı işliyordu. Ancak projeler zorlukla karşılaştı ve bugün Yahudilerin çok azı toprakta kaldı. Yahudi nüfusunun üçte ikisi başkentte, diğerleri ise büyük şehirlerin çoğunda kalabalık topluluklar halinde yaşamak.

Her ne kadar fakirlik tamamen ortadan kalkmamışsa da, Yahudiler hızlı bir ekonomik ilerleme kaydettiler. Ülkenin endüstrileşmesinde büyük ölçüde katkıda bulundular, ticaret ve maliyede etkin oldular. Genellikle ülkenin orta ve üst ekonomik seviyeler de oldukları halde, son yıllarda zaten oldukça düzensiz olan ülkenin yönetiminde oynadıkları rol gerçekten pek küçüktür. Her ne kadar Roma Katolikliği ülkenin resmi dini olarak kalmışsa da, 1853 Anayasası, Arjantin’de yaşayan herkesin din özgürlüğünü güvence altında. Antisemitizm, Rus Yahudileri, 1917’den sonra yönetici çevreler anti-Bolşevik duygulara kapılana kadar fiilen bilinmiyordu. Ocak 1919’da, bir genel grevin ardından, Yahudiler Rus Yahudi Pogromlarının hafiflerini anımsatan bir biçimde, polisin gözleri önünde dövüldü ve soyuldular. 1930’larda antisemitizm, Alman Nazilerinin kışkırtmasıyla önemli bir sorun haline geldi. Bu, durum Arjantin İsrail Dernekleri Delegasyonu’nun kurulmasına yol açtı. Bu dernek Aşkenazi ve Sefarad Yahudilerini birleştiren bir örgüttür. Antisemitik kışkırtmalar, Başkan Peron’un yardımcısının tutumunu ve 1949 Anayasası’nda ırk ayrımını açıkça yasadışı sayan bir maddenin yer almasına rağmen, Nazi mültecilerin akımıyla birlikte arttı. Nazi savaş suçlusu Adolf, Eichmann’ın Arjantin’de yakalanması ve 1961’de İsrail’de idam edilmesi, antisemit eylemde bir tırmanmaya yol açmış, bu konuda pek çok kaygılı protesto olmasına rağmen, birbirini izleyen hükümetler olayların bastırılması için hiçbir girişimde bulunmadı. Mart 1976’daki askeri darbeden sonra, Yahudilere ve Yahudi kurumlarına karşı birçok saldırı gerçekleşti. 1981’de Generel Viola, hükümetinin antisemit olayları sona erdireceği güvencesini verdi, onu izleyen yıl bir mezarlığın gamalı haçlarla boyanmasından sonra, halefi General Galtieri de benzer duygularını belirtti; ancak olumlu bir önlem alınmadı.

Akla gelen her çeşit sinagog olmasına rağmen dinin uygulanmasındaki düşük düzey, genellikle eleştiriye neden oldu. Pek çok ülkedeki eğilimin tersine, en kutsal gün törenleri bile çok sayıda cemaat üyesini biraraya getrmeyi başaramamaktadır. Ülkede az sayıda haham vardır. Dikkate değer bir gelişme, 1962 yılında Amerika Yahudi İlahiyat Seminerine bağlı olarak Latin Amerika Rabbani Semineri’nin açılmasıydı. Buranın mezunları, çeşitli Güney Afrika ülkelerindeki cemaatlerinde görev almaktadır. Ancak öyle görünüyor ki, Yahudilerin çoğunluğu, birbirleriyle dinsel, hatta kültürel olarak özdeşlik kurmaktan çok, sosyal olarak özdeşlik kurmaktadırlar. Bir ara yükselen Yidiş basını, bugün neredeyse ise ölüdür. Yahudi okullarının Yahudi içeriği genellikle ihlam edilmektedir. Bugünkü eğilimler devam ederse, hali hazırdaki sürekli ekonomik ve politik belirsizliklerin bir nüfus azalmasına yol açmayacağı varsayılsa bile, Arjantinli Yahudiliği gelecek kuşakta dış evlilikler ve özümlenme yoluyla çok azalacaktır.

Yahudi Gauço’lar bir Arjantin Yahudisi olan Alber Gerchunoff tarafından yazılan ilk İspanyolca kitabın konusunu oluşturur. Her ne kadar YKD projelerinin iddialı amaçları hiçbir zaman gerçekleşmediyse de, yerleşmeler, iç göç edenlerin emilmesinde ve kooperatifçilik hareketlerinin gelişmesinde önemli bir rol oynadı