Geçtiğimiz hafta hem yurt içi hem de yabancı piyasalarda önemli gelişmeler yaşandı. Türkiye, Doğan Grubu’na kesilen vergi cezasından, yurt dışı piyasalar ise istihdam verilerinden etkilendi
Geçtiğimiz hafta yurt içi ve yurt dışı piyasalarda önemli gelişmeler yaşandı. Yurt içinde Doğan Yayın Holding’e verilen vergi cezası ve Türkiye 2. Çeyrek Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) verisi piyasaları etkiledi. Yurt dışı piyasalarda bundan yaklaşık iki hafta önce açıklanan tarım dışı istihdam verisinin olumlu dalgası ile yılın en yüksek seviyelerine çıktı. Bu gelişmelerle birlikte Kanadalı Magna’nın Opel’i satın almasının Alman hükümeti tarafından onanması bu hafta piyasaların olumlu seyrinin devam etmesinde rol oynayan bir başka detay olarak göze çarptı. Önümüzdeki hafta ABD’de yoğun veri akışı yok fakat haftanın sonlarına doğru deklare edilecek emlak sektörü verileri toparlanmanın devam edip etmediğini gözlemlemek açısından önemli olacaktır.
Yurt dışı piyasalar geçtiğimiz haftalardaki yükseliş trendini devam ettirdi. Ancak geçmiş verilere bakıldığında Eylül ayları borsaların düşüş ayı olarak nitelendirilir. Eylül 2009’a hafif kayıplarla başlayan borsa endeksleri bu hafta yaşadığı önemli yükseliş ile şimdilik bu konudaki endişeleri boşa çıkardı. Olumsuz veri ve haberlerin azlığı borsaların yükselmesinde önemli rol oynarken bundan sonraki aylarda yatırımcılar toparlanmanın ivmesine dikkat edecek. Yani piyasalar çöktüğü hızda ekonomi toparlanabilecek mi? Bana göre böyle bir ivme yaşamamız çok muht
Türkiye’de ise durum biraz daha farklı. Bu sene düşen faizlerle birlikte borsalar oldukça çekici bir hal almış gibi gözüküyor. Ancak reel sektör ve ekonomideki toparlanmanın yurt dışına paralel olduğunu unutmamak gerekiyor. Ayrıca yukarıda belirttiğim gibi bu hafta Doğan Yayın Holding’e verilen ve şirket değerinin ¾’ü değerindeki vergi cezası yurt dışı yatırımcıları tedirgin etmiş olabilir. Bu gelişme geçtiğimiz hafta yurt dışında yaşanan yükselişlere rağmen bizim borsamızın tutuk kalmasında etkili rol oynadı. Bu hafta Türkiye’de açıklanan GSYH rakamları beklenenden daha olumlu gelse de vergi indirimlerinin yapıldığı bu dönemde yüzde 6-7 gibi önemli bir eksi rakam açıklanması oldukça düşündürücü. Bu gelişmelerle birlikte bu ay açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranının yine beklentilerin altında kalması faiz indirimlerinin devam edeceğine işaret ediyor. Enflasyonun bu kadar düşmesi ile bu ay 50 baz puan önümüzdeki ay ise 25 baz puan faiz indirimi beklentiler dahilinde diyebiliriz. Bütün bu gelişmelere rağmen kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in mali disiplin sağlandığı takdirde Türkiye’nin kredi notunun artırabileceğini dile getirmesi ve yurt dışındaki olumlu seyrin devam etmesi sonucu IMKB-100 endeksi Cuma günü yüzde 3’ün üzerinde bir getiriyle haftayı kapadı. Yalnız son aylara göre Türkiye’nin geçtiğimiz hafta Cuma günü hariç performansının diğer ülkelere göre oldukça kötü olduğunu unutmamak gerekiyor. Dolar/TL fiyatlarına da kısaca değinmek gerekirse yükselen Euro/Usd paritesine rağmen kur bu faiz oranları ve döviz alım ihaleleri sonucu 1.4800’in altına gevşemekte zorlanıyor. Burasının önemli bir destek bölgesi olduğunu yinelemekte yarar görüyorum. Bol kazançlar ve iyi haftalar.