<p class="MsoNormal"><span>Nelson Piquet Jr.’ın 2008 Singapur GP’sinde kasıtılı olarak kaza yapmasından yaklaşık olarak bir sene, bu skandalın ortaya çıkmasından ise kısa bir süre sonra yapılan Singapur GP’si, bu skandalın beraberinde getirdiği tepki ve cezaların gölgesinde kaldı</font></span></p>
İzzet ANCEL
Olaya kısaca değinmek gerekirse; karmaşa, Nelson Piquet Jr.’ın takımdan olaylı ayrılışının ardından FIA’ya yaptığı itiraf ile ortaya çıkıyor. Yapılan incelemeler, sorgulamalar ve dinlenen telsiz kayıtları ile, geçen sene Alonso’nun kazandığı Singapur yarışında, takım arkadaşı Piquet’in aldığı talimatlar doğrultusunda kasıtlı olarak kaza yaptığı, güvenlik aracının piste girmesine neden olduğu ve Alonso’ya avantaj sağladığı ortaya çıkıyor.
Konunun asıl tartışılan boyutu ise, verilen cezalar. Şike skandalının ortaya çıkmasının ardında Renault F1 takımı ertelemeli olarak (benzer bir olayın tekrar yaşanması halinde) iki sene, takım patronu Flavio Briatore ömür boyu ve takımın teknik direktörü Pat Symonds ise beş sene spordan men cezası aldılar. Bunun dışında Briatore’nin spor ile tamamen ilişkisinin kesilmesi, FIA organizasyonlarında hiç bir şekilde rol alamaması ve Briatore ile çalışmaya devam eden F1 mensuplarının da men cezasına tabi tutulması kararları da alındı. Kâğıt üzerinde takım da ceza almış gözükse bile, pratik olarak takıma daha önce McLaren’a verilen cezanın yanında hiç sayılabilecek bir ceza verilmesi, bunun yanında FIA başkanı Max Mosley’in en büyük muhalifi sayılan Briatore’ye ise spordan ömür boyu men cezası verilmesi tartışmalara yol açtı. Bunun dışında olayın asıl kahramanı sayılan Piquet ise heralde vicdani görevini yerine getirdiği üzere hiç bir ceza almadan kurtuldu. Renault takımı, olaydan tamamen habersiz olduğunu ifade edip Briatore ve Symonds ile olan ilişkisini hemen kestiğini bildirse de bu skandalın takımın prestiji üzerinde çok büyük bir etki bırakacağı ve bu etkinin geçmesi için uzun bir süreye ihtiyaç olduğu kesin. Bazı sponsorların şimdiden sözleşmelerini feshettikleri biliniyor. Yine de Alonso’nun bu hafta aldığı üçüncülüğün, takımın bu zor döneminde bir yatıştırıcı etkisi yarattığı da tartışılmaz.
Yarışa ve biraz da sezonun geneline bakacak olursak, bu hafta sonu hızlı olması beklenen aracıyla birlikte Hamilton ilk sırada başladığı yarışı fazla zorlanmadan birinci bitirirken, Toyota pilotu Timo Glock, yarışa önünde başlayan pilotların sıkıntılarını iyi değerlendirip ikinci oldu. Şampiyonluk adaylarından Button beş ve takım arkadaşı Barichello altıncı sırada kaldılar. Red Bull pilotlarından Vettel ikinci sırada başladığı yarışı dördüncü tamamlarken, Webber frenleme problemi yüzünden yarış dışı kaldı ve şampiyonluk yolunda şansını bir anlamda tamamen kaybetti. Sezonun sonuna üç yarış kala şampiyonluk çekişmesi, sezon başındaki durdurulamaz performanslarından oldukça uzak olsalar da, iki Brawn GP pilotu arasında geçecek gibi gözüküyor.
Takımları bu aralar meşgul eden başka bir konu ise bazı pilotların gelecek seneki durumları. Özellikle dedikoduların en büyük kaynağı olarak, Ferrari Başkanı Montezemolo’nun yaptığı birbirini pek tutmayan açıklamalar gösteriliyor. Daha önce Alonso’nun mutlaka Ferrari’ye geleceğini fakat bunun önümüzdeki sene olmayacağını açıklayan Montezemolo, daha sonra keskin bir dönüş yaparak hiç bir şeyin kesin olmadığını, Raikkonen’in gelecek yıl takımda kalamama olasılığının da bulunduğunu söyledi. Alonso’nun Ferrari ile olacak olan ilişkisinin bu hafta netleşmesi beklenirken, başka bir taraftan gelecek sene takımdan ayrılması beklenen Kovalainnen yerine, Ferrari’den tazminatını alması durumunda ayrılabilecek olan Raikkonen’in geçebileceği de söyleniyor. Bunun yanında Williams pilotu Rosberg de bu koltuk için ismi geçen adaylardan. BMW’nin F1’den çekilmesiyle beraber açıkta kalacak olan Kubica da dedikoduların önde gelen isimlerinden.
Çok değil; bu hafta sonu yapılacak Japonya GP’sinin transfer söylentilerinden şampiyonluk yarışına birçok konuyu netliğe kavuşturması beklenebilir. Lakin son zamanlarda daha çok skandalları ve can yakan tartışmaları ile ön plana çıkan Formula 1’in son yediği şike darbesinden ne zaman kurtulabileceğini kestirmek oldukça zor.