Nuia Mana
Bugün yine Yoga’dan bahsetmek var içimde. Dışarıdan anlamsız görünen pozlar serilerinin bir kaç pozdan çok daha fazlası olduğunu anlatmak var içimde.
Yoga pozlarına ‘Asana’ denir. Her asana hayattaki bir durumu anlatır. Kimi asana kalbimizi açmayı anlatırken, kimisi ana karnındaki duruşumuzu bizlere hatırlatır. Kimi asana hayata güveni betimlerken, kimisi maceraların ne kadar keyifli olduğunu hatırlatır…
Kendini güvenle ifade etme problemi yasayan bir kişi psikologa gittiğinde, iyi bir psikologun yapacağı şeylerden bir tanesi de terapi sürecinde o kişiye kendini güvenle ifade etme fırsatları yaratmaktır. Kişi bunun ilk pratiğini güven ortamında gerçekleştirir. Daha sonra bu pratiği dış dünyaya taşır. En azından böyle olması umut edilir.
Asana için de aynı şey söz konusudur. Kendi deneyimlerimi anlatarak bu konuya ışık tutacağım…
Amerika’dan ayrıldığım, çok sevdiğim evimi kapadığım bir dönemdi. Senelerin arkadaşlıklarından, sevilerek gidilen cafelerden, havasını soluduğum, kültürünü benimsediğim, insanini çok sevdiğim bir ülkeden ayrılmak demek insanin köklerini eline alıp yeniden yola çıkması demek. Yürüyen bir ağaç gibi köklerini toprağından çekmek ve yeniden kok salacak topraklar aramak…
İşte bu dönemde sabahları gittiğim iki saatlik Yoga dersimizde ayakta duruş asanaları yapıyorduk. Bu asanalarda yere sağlam basmak, yerden kuvvet alıp göklere o şekilde yükselmek önemlidir. Ayaklarımız köklerimizdir ve onları yere sağlam basmak önemlidir. Bense bu dersin ortasında gözlerimden süzülen yaşlarla dışarı çıktım. Dersin sonunda, eğitmenin yanına gittiğimde, “Bu dönem köklenmem mümkün değil. Gidiyorum buradan. Buralara kök salmak bir yana, köklerimi koparıyorum. Zor geliyor,” dedim. Yılların eğitmeni ne demek istediğimi hemen anlayıvermişti.
Hayatımdan bir başka örnek ise yurt dışında ev taşıdığım bir dönemden…
Her şeyi tek başıma yaptığım için yine zor bir süreci atlatıyordum. Yoga dersinde o dönem omuzlarımızın üzerinde durduğumuz asanalar yapıyorduk. Eğitmenim, “Etel, ne oluyor, omuzların niçin çöküyor?” deyince, “bugünlerde omuzlarımdaki yük çok ağır, kaldıramıyorum,” diye cevap verdim... Anlayacağınız gibi yogadaki her bir hareket belli ruh hallerine karşılık gelir ve öğrencinin hangi hareketi nasıl yaptığı aslında onun iç dünyasına aynalık eder. İçerdekini olduğu gibi dışarı yansıtır.
Biz yoga eğitmenleri öğrencilerimizi, öğrencinin sandığından da iyi tanırız. Maceracı asanaları seven öğrenciyle, bunlara korku ile yaklaşan temkinli bir öğrenci ayni değildir. Yoga bu anlamda çok keyifli ve güvenli bir terapidir. Yukarıdaki örneklere geri dönersek… İlk örnekte yapılacak bir şey yoktu. Köklenme hareketlerini ancak ülke değiştirdikten sonra tekrar yapmaya başladım. Ve psikolojik açıdan çok faydasını gördüm. İkinci örnekte ise derslere gitmeye devam ettim ve özellikle omuz asanalarında omuzlarıma çökmeden duruşları yaptım. Omuzlarımdan kuvvet aldım. Bu kuvvetten taşınırken faydalandım. Sadece koli taşırken değil, işin diğer detaylarını hallederken de…
Yoga bir kaç basit ve anlamsız hareketten ibaret değildir. Yoga’yı bunlardan ibaret sanmak, kalbimizi biyolojik bir makine olarak değerlendirmek anlamına gelir. Yoga fiziksel plandan baslar, psikolojik plana iner, oradan da ruha ulaşır. Bu surecte bir “kendini tanıma” defteri tutmak çok önemlidir. Asanalarla olan ilişkilerimiz, o sırada hayatımızda neler olduğu, hem kısa hem uzun vadede bize çok yardımcı olur, ayna tutar.
Yoga fizikselden baslar demişken eklemek istediğim bir şey var. Yoga sadece kasları güçlendirip esnetmez. Yoga’da böbrekleri stimüle eden, tiroid bezine bolca kan gitmesini sağlayan asanalar vardır. Yoga beden sağlığından bahsederken görünenden çok görünmeyenle ilgilenir. İnsanın acısı nerdeyse cani ordadır, deriz. Bu yüzdendir ki düzenli yapılan Yoga bizleri sağlığa kavuşturur. Canımızı acımızdan alır, sevgi dolu kalbimize geri koyar.
Yoga derslerinde sanıldığı gibi bir saat boyunca bağdaş kurularak oturulmaz. Asana yaratıcılıkta sınır tanımaz ve bu yaratıcılığın derinliği fiziksel dünyanın ötesine geçer. Asana bedenle sanat icra etmektir. Tıpkı ünlü ressamların resimleri gibi Yoga sanatı uzun süren bir süreçtir. Kısadan köşeyi dönmek isteyenler, köşeleri olmayan Yoga’da dışarıda kalırlar.
Bütün bu süreç içinde, kendiniz için doğru olan Yoga eğitmenini seçmeniz de çok önemlidir. Eğitmeninizle aranızda derin bir bağ oluşması doğaldır ve bağlarınızı kimlerle kurduğunuz çok önemlidir. Değişik eğitmenleri denemenizi tavsiye ederim, ve içinize sinenle devam edin derim…
Sevgiyle,
Not: Çok yakında Kalamış YogaRooms’da ücretsiz Tarot tanıtım seminerim var. Beklerim. Detayları www.YogaRooms.com.tr’de.