Geçtiğimiz hafta piyasalar açısından oldukça hareketliydi. ABD’de beklenenden kötü açıklanan perakende satış dataları ve bilanço sezonunun başlaması cuma günü borsalarda satış baskısı yarattı.
Yurt içinde ise IMF beklentileri ve Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu artırması piyasaları etkileyen faktörler olarak göze çarptı. Bununla beraber bu hafta ABD’de açıklanacak banka bilançolarına ve Türkiye’de IMF ile ilgili haberlere dikkat etmek gerekiyor
Geçtiğimiz hafta ABD’de açıklanan perakende satış verileri beklenen seviyelerin altında gerçekleşti. Bununla beraber güven endekslerinin de kötü açıklanması hafta içinde zirve yapan borsanın Cuma günü düşmesine sebep oldu. Ayrıca JP Morgan’ın açıkladığı bilançoda tüketici kısmının gelirleri beklenenden kötü geldi. Bu gelişme de Cuma günü ABD seansında banka hisselerinin satış baskısı altında kalmasının en önemli sebebi olarak göze çarptı. Bunun yanı sıra dünyanın en büyük aliminyum şirketlerinden Alcoa’nın kâr beklenirken düşük de olsa zarar açıklaması da piyasaların yükselmesini engelleyen haberlerden biri oldu. Haftanın nadir iyi gelişmelerinden biri ise bilgisayar çipi üreticisi Intel’in beklenenden yüksek kârı ve satışları oldu. Avrupa tarafında ise Yunanistan’ın borcu hakkında çıkan kötü haberler Eur/USD paritesinin gevşemesinde etkili oldu. Hafta içinde önemli veriler bulunmamasına rağmen ABD banka bilançolarına dikkat etmek gerektiğini yinelemek isterim.
Yurt içi piyasaların geçen hafta oldukça hareketli olduğunu gözlemledik. Devlet yetkililerinin IMF hakkında yaptığı çelişkili açıklamalar piyasaların hareketinde önemli rol oynadı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bir hafta içerisinde IMF olayının netleşeceğini ve bu konunun olumlu sonuçlanacağını düşündüğünü açıklaması borsalarda coşku yaratırken, daha sonra bu konuda herhangi bir netleşme olduğunun belirtilmesi piyasaları tedirgin etti. Bununla beraber Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu artırması borsaların anlık olarak yükselmesini sağlasa da daha sonra gelen kâr satışları bu konunun yatırımcılar üzerindeki etkisinin sınırlı olduğunu teyit eder nitelikteydi. Geçen hafta Para Politikası Kurulu (PPK)’nun Merkez Bankası faizlerini aynı seviyede tutması da takip edilmesi gereken bir başka gelişme oldu. IMF beklentisi sonucu Dolar/TL’nin 1.4500’in altına kadar gevşemedi. Sonuç olarak bu beklentinin devam etmesi şu an için Dolar’daki yükselişi kısıtlıyor gibi gözüküyor. Biraz da sayılara değinmek gerekirse, IMKB-100 geçtiğimiz hafta not artırımından sonra 55,500’e kadar yükseldi. Ancak daha sonra gelen kâr satışları piyasanın 54,000’in altına kadar sarkmasına sebep oldu. Aralık ayı içinde borsalardaki yabancı alımlarının 650 milyon Dolar civarında olması ve bu oyuncuların yakın gelecekte satış yapmaları borsada kısa süreli bir panik ve düzeltme ihtimalini de beraberinde getirecektir. Ancak IMF beklentisi ile borsadaki düşüşlerin kısıtlı olduğunu söylemekte yarar görüyorum. Bununla beraber Türkiye’nin notunu artırmayan tek kredi kuruluşu olan S&P’nin de yakın gelecekte ülkemizin kredi notunu artıracağı aşikâr gözüküyor. Yalnız bu haberi duyduktan sonra alım yapmak çok mantıklı olmayabilir. Bu gelişmenin fiyatların içinde olduğunu ancak beklenti dışında birkaç kademe not artırımının piyasalarda olumlu dalga yaratabileceğini düşünüyorum. Dolayısıyla bu hafta bütün haberleri dikkatle takip etmeli ve bant aralığının dışında hareket olması durumunda bandın kırıldığı yönde harekete katılım yapmak gerekmektedir. İyi haftalar.