Moşe’nin elleri ağırlaşınca, bir taş alıp altına koydular ve (Moşe, bu taşın) üzerine oturdu. Aaron ile Hur, biri bir yandan, diğeri öbür yandan (Moşe’nin ellerine) destek oldu ve böylece (Moşe) güneş batıncaya kadar elleriyle inançlı durdu. (Şemot 17:12)
Bu peraşada, açıklığa kavuşturulması gereken bazı yeni fikirler yer alır. Birincisi, Moşe’nin elleri neden ağırlaştı? Ellerini ağır kılan nedir? İkincisi, “elleriyle inançlı durmak” kavramı ne anlama gelir? Ayrıca Amalek’e karşı yapılan bu savaş, neden diğer savaşlardan daha zor sayılmaktadır? Tora, “Tanrı nesiller boyunca Amalek ile savaş içinde olacaktır” (Şemot 17:16) diye belirttiğine göre, aslında yıldırıcı bir savaş söz konusudur.
Talmud şu ünlü soruyu sorar: “Acaba savaşın sonucunu belirleyecek olan, Moşe’nin ellerinin nasıl durduğu mudur?” Ardından kendi sorusuna cevap verir: “Yahudiler kalplerini Tanrı’ya yükseltince muzaffer olurlar; aksi takdirde yenilgiye uğrarlar (Roş Aşana 29a). Böylesine muazzam bir değişiklik, bir gün içinde nasıl meydana gelebilir peki?
Rabi Şimon bar Yohay, Kabala’nın mistik eseri Zohar’da şunu açıklar: Amalek’e karşı savaş özellikle zordu çünkü hem Göklerde, hem de aşağıda, yeryüzünde gerçekleşti. Amalek’in ideolojisini teşkil eden kirlilik güçlerinin amacı, am Yisrael’in Tanrı ile arasındaki ilişkinin önde gelen unsuru olan emunayı (imanı) amYisrael’in kalbinden silmektir. Mücadele Göklerde de gerçekleşti çünkü Tanrı hem iyiyi, hem de kötüyü yarattı. Yahudi halkı Tora’yı ulusça kabul etmeye ve Tora’ya göre yaşamaya hazırlanırken, iyinin hakimiyetini ilân etmesi gerekiyordu. Dolayısıyla Amalek’in güçlerinin temsil ettiği kötünün, Yisrael’in aklına kuşku tohumlarını ekmeye, Tanrı’nın, Tora’nın ve Moşe’nin doğruluğu hakkında şüphe uyandırmaya çalışması şarttı.
Bu yüzden de Bene Yisrael, Tanrı çölde halkın ihtiyaçlarını karşılayabilecek mi diye sorgulamaya başlar başlamaz, düşmanları Amalek, kalplerindeki kuşkuyu derinleştirmek ve imanlarını yok etmek için beliriverdi. Bilgelerimize göre Moşe Rabenu’nun kuvveti, am Yisrael’in aklına Tanrı inancını yerleştirme gücüne bağlıydı. Dolayısıyla Moşe, tanrıtanımaz Amalek’in kötü niyetini anlar anlamaz, Yeoşua’ya dürüst kişilerden oluşan bir ordu kurmasını emretti. Aynı zamanda da am Yisrael’i Tanrı’ya olan inancını muhafaza etmesi konusunda cesaretlendirdi. Am Yisrael’in Tanrı inancı, Amalek’in zehrinin panzehiri ve onu alt edecek güç olacaktı.
Moşe ellerini kaldırdığı zaman, Yahudi halkının emunasını bu hareketiyle güçlendirmeyi başarıyor, böylece zafere yaklaşıyorlardı. Ancak kuşku tohumları kalplerine sızdığında, Amalek’in Bene Yisrael’in imanını yok etme hırsı artıyordu. Moşe’nin elleri bu yüzden ağırlaşıyor, ancak Bene Yisrael’in kalbine, kuşkuya yer vermeyecek bir Tanrı inancını yerleştirme amacını inatla sürdürüyordu. Yeoşua, Moşe’nin ruhani liderliğinin sonucunda Amalek ve ordusunu kılıcıyla alt etmeyi başardı.
Ne var ki, Amalek’in tarih boyunca yenilmesine karşın, tehlikeli felsefesi çok sayıda insanı etkiledi. Günümüzde bile boş arayışların peşinden koşanları görüyoruz. Bu yüzden Tanrı, Maşiah gelinceye dek, Amalek’e karşı savaşını her nesilde sürdürecek.
(Maor vaŞemeş)
Çevirmenin notu: Amalek sözcüğü ile ile safek, yani kuşku sözcüğünün gematriyası (nümerik değeri) aynıdır (240).
Tanrı, kişinin geçimini, onun Tora’ya karşı tutumuna göre verir
Tanrı Moşe’ye “Size Göklerden yiyecek yağdıracağım” dedi. Halk çıkıp her gün, o güne ait öğünü toplayacak. Böylece onu Kanunuma uyup uymadığı konusunda sınayacağım.”
(Şemot 16:4-5)
Bilgelerimiz, Tora’nın sadece man (yiyeceği) alanlara verildiğini ileri sürer. Peki, man almayanlar da mı vardı? Hayır, yoktu tabii. Burada kastedilen, geçimleri için bir tek kendi zekâ, yetenek ve çabalarına güvenmekten ziyade, parnasayı Tanrı’nın verdiğine inanmayı öğrenenlerin, Tora boyunduruğunu daha kolay taşıdığıdır.
Yahudi erkeğin başlıca hedefi Tora öğrenmek olduğundan, vaktinin çoğunu para peşinde koşmaktan çok, Tora öğrenimine ve dualara ayırmak zorundadır. Kişi, öğrendiği Tora’nın ve Tanrı’ya olan inancını liyakati sonucunda, iyi bir parnasa ile ödüllendirilecektir.
Aynı fikri şu pasukta da görmek mümkündür: “Tanrın Aşem, yaptığın her şeyde seni mübarek kılacaktır” (Devarim 15:18). Aşem, kişinin parnasasını, onun Tora’ya karşı tutumuna göre verir. Bene Yisrael geçimi, öğrendiği Tora sözcükleri ve ettiği dualar sayesinde “toplar”. İlahi gücün herkesin ihtiyacını karşıladığına ne kadar kuvvetle inanırsa, geçimini o kadar kolaylıkla sağlayacaktır. Sadece akıllarına güvenenler, ömürlerini amaçsızca mücadelelerle harcar.
(Maor vaŞemeş)
A BRIDGE TO HEAVEN
A Collection of Classic Kabbalistic
Commentaries on the Torah / Rabbi Yosef Gabay
ÇEVİREN: ESTREYA SEVAL VALİ