AĞA TAKILANLAR Tarihinde soykırım olan toplumdaki duyarsızlaştırma, yeni soykırımlara zemin hazırlar

İzak BARON Dünya
3 Şubat 2010 Çarşamba

Güncel

GEÇEN YIL YAHUDİ TOPLUMU ANTİSEMİTİZMİN AÇIK VE GİZLİ TEZAHÜRLERİYLE DERİNDEN SARSILDI

Türkiyeli Yahudilerin İsrail-Filistin barışına yönelik yoğun arzusunu ortaya koyuyordu bu başlık. Gerçekten de geçen yılki Gazze savaşından bu yana Türkiyeli Yahudiler öyle ya da böyle ihtilafın daha da içine çekiliyor. Özünde, İsrail-Filistin meselesindeki gelişmelerle, Türk Müslüman toplumunun onlara karşı tutumları açısından Türkiyeli Yahudilerin statüsü ve hatta geleceği arasında bir Gordiyon düğümü söz konusu.

Geçen yıl Yahudi toplumu antisemitizmin açık ve gizli tezahürleriyle derinden sarsıldı. Limmud’daki gerek resmi gerek gayrıresmi tartışmalar, Yahudi topluluğunun uzun zamandır varolan güvenlik ve selamet hissiyatının zayıfladığını ve bir dönüm noktasına gelindiğine dair giderek güçlenen bir kanaati yansıtıyordu. Bu hissiyat topluluğun tüm üyeleri ve nesilleri arasında yaygın. Benimle konuşan gençler devlet okullarındaki Yahudi olmayan arkadaşlarının kendilerini Gazze’de olan bitenler nedeniyle suçladığını ve esasen İsrail’le bir tuttuğunu anlattı. Dökme Kurşun Operasyonu sırasında Yahudiler İstanbul sokaklarında her gün gösterilere ve İsrail bayraklarının yakılmasına tanık olurken, protestocuların öfkelerini kendilerine yönelteceğinden korktu.

Ofra Bengio

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&Date=30.01.2010&ArticleID=977550

"VAR MI ULAN BANA YAN BAKAN" DİYE NARAYI PATLATAN TOY BİR DELİKANLI

Görüyorsunuz ki İsrail kendisine rağmen Türkiye için aslında dengeleyici bir rol oynuyor. Pekâlâ, daha açık konuşalım; ortada bir rol taksiminin olduğunu mu ima etmeye çalışıyorum? Kesinlikle hayır. İsrail içteki tansiyonu dengeliyor ama isteyerek değil, mevcut hükümetinin sakilliğiyle buna olanak sağlıyor.

700 yıllık devlet geleneğine sahip Türkiye, bir ayrılık döneminden sonra yeniden Arap sokaklarıyla dostça ilişkiler kurmaya çalışıyor. İsrail ise Arap sokaklarında, ayağında yumurta topuk kundura, elinde çakı, öfke dolu gözlerle etrafı keserek volta atan arada bir de "Var mı ulan bana yan bakan" diye narayı patlatan toy bir delikanlıyı andırıyor. Türkiye dahil, bölgede minimum vicdanla hareket eden devletlerle sağlıklı ilişki kurması da haliyle kolay değil. İşte tüm bu sebeplerden Türkiye ile İsrail, sadece iki ülke halkları isterlerse yeniden makul dostlar olabilirler. Zira Davutoğlu'nun açıklamaları da İsraillilerin eylemleri de iki ülke ilişkilerinin artık iç siyasetten bağımsız olamayacağını gösteriyor.

Özcan Tikit

http://haberturk.com/HTYazi.aspx?ID=7504

DESTEĞİN BİR KOZ OLARAK KULLANILMASI TEL-AVİV’İ AVANTAJLI KILMAYACAK

Kuşkusuz, İsrail, Ermeni meselesi, terör ve askeri işbirliği konularında Türkiye’nin yanında durmuştur. Ancak önümüzdeki dönemde bu desteğin bir koz olarak kullanılması Tel-Aviv’i avantajlı kılmayacak, aksine geri tepecektir. İsrail’in bunun yerine Lübnan, Suriye, İran ve Filistin konularında Ankara’nın altın tabakta sunduğu uzlaşı fırsatlarını değerlendirmesi daha akılcı bir yaklaşım olacaktır. İsrail bölgedeki dışlanmışlığına gerçekten bir son vermek niyetindeyse bu tavrı benimsemek, özellikle son diplomatik krizin çözümü için Netanyahu’yu beklemeksizin Gül’ü arayan deneyimli politikacı Şimon Peres’in inisiyatifini sürdürmek zorundadır. 

Samir Salha

http://www.stargazete.com/acikgorus/israil-in-asil-derdi-yeni-turk-dis-politikasi-240226.htm

ÜTOPİK VE NAİF BİR ŞEHİR TAHAYYÜLÜ: FİLİSRAİL

Evet Filisrail ütopik, evet naif bir şehir tahayyülü. Mücadele edemediğimiz kadarından uzak durarak, sınırların olmadığı, sevginin, kardeşliğin bulunduğu bir ortamda, herkesin tek bayrakta, rock’n’roll bayrağında yaşadığı bir şehirden söz ediyoruz. Bunun için bulduğumuz yol, farklı dilleri bir arada kullanmak, bildik ‘milliyet’ anlayışını tersyüz etmek ve mizahtan, sokak ağzından, hatta küfürlerden yeni bir Boogie Balagan dili yaratmak... Tabii ki çalarken kim ya da nereli olduğumuzun farkındayız, ama müzik her tür spesifik kimlikten daha güçlü. Fransa’da yaşayan Müslüman kitle sağ olsun, onlardan o kadar pozitif bir tepki alıyoruz ki, gerçekten bir an sınırların yok olduğunu düşünüyoruz. Tamam, uzaktan çok ütopik ve naif görünebiliriz, ama sanatçılar da hayal kurmayı ve ümit etmeyi bırakırsa başımıza neler gelir...

“Boogie Balagan”

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetay&ArticleID=975870&Date=25.01.2010&CategoryID=41

ASLINDA ‘DİNCİLERİMİZ’ NE FİLİSTİN’İ DÜŞÜNÜYOR NE DE GAZZE’DE ÖLEN ÇOCUKLARI…

Zaman Gazetesi bakın nasıl savunuyor İsrail’i ve nasıl da tepki gösteriyor Filistin’e: “İsrail’in Gazze’ye yönelik olarak gerçekleştirdiği ‘Dökme Kurşun’ adlı saldırısının ana amacı roket ve havan ateşine son vermekti. Roket ve havan ateşi ne saldırı sırasında ne de sonrasında durdu. Ateşkesten bu yana Gazze’den İsrail’in güneyine yönelik çok sayıda roket ve havan atıldı. Bu durum, saldırının üzerinden neredeyse bir yıl geçmesine rağmen halen de devam ediyor. Nitekim, en son olarak geçen Perşembe günü Gazze’den atılan 10 havan mermisi, bir Kassam roketi ile Cuma gecesi 2 Kassam roketi İsrail topraklarına düşmüş bulunuyor. Bu da tabii, bizde söylenenlerin aksine Gazze’den yapılan Kassam ve havan atışlarının hiç durmadığını açıkça ortaya koyuyor”. (Fikret Ertan’ın 10 Ocak 2010 tarihli makalesi)

Müslüman dayanışmasının lafta olduğunu gösteren bu ‘analiz’ o kadar çok beğenildi ki, Yahudi cemaatinin yayın organı Şalom bu yazıya sayfalarında yer verdi. Ki asıl olan da bu yaklaşımdır.

Zaten Başbakan Erdoğan, 17 Ocak günü Birleşik Arap Emirlikleri’ne giderken İsrail’le krize değinerek ne dedi: “Biz bu olayı daha fazla ileri taşımayı düşünmüyoruz”!

Mehmet Ali Güller

http://www.odatv.com/n.php?n=akpnin-israille-gerilimi-ne-kadar-gercek-2301101200

TARİHİNDE SOYKIRIM OLAN BİR TOPLUMDA BU YOLLA YARATILAN DUYARSIZLAŞTIRMA, YENİ SOYKIRIMLARA ZEMİN HAZIRLAR

Yaşanan vahşetin insanlık suçu boyutu olsa da, Gazze ile Auschwitz-Birkenau arasında fark vardır: "Son Çözüm" denilen plan dahilinde, 1942-44 arasında bütün Avrupa'dan 200,000'i çocuk 1,000,000 kişi, bu kampta sırf Yahudi oldukları için sistemli biçimde imha edildi. Öfke ve isyan duygusuyla Sincan'dan Gazze'ye bütün katliamlar soykırım olarak nitelenirse, Ermenilerin (1915), Yahudi ve Çingenelerin (1941-1945), Kamboçyalıların (1975-1979) ve Tutsilerin (1994) kırımları sıradanlaştırılmış, maksatlılıkları gizlenmiş ve inandırıcılıkları aşındırılmış olur. Tarihinde soykırım olan bir toplumda bu yolla yaratılan duyarsızlaştırma, yeni soykırımlara zemin hazırlar.

Yunus Emre Kocabaşoğlu

http://bianet.org/biamag/azinliklar/119754-antisemitizm-korkusu-israilin-elestirilmesine-engel-mi

AKP İSRAİL GERGİNLİĞNDEN SİYASİ RANT YARATTI

AKP, İsrail ile ilişkiler üzerinde oynamanın bir bedelini ödemiyor. Bu gerginliğin bir faturası yok. Türkiye’nin İsrail’e artık eskisi kadar ihtiyacı yok. Geçmişte güvenlik nedeniyle ihtiyacı vardı. Günümüzde Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerini salt güvenlik çerçevesinde ele alması gereksizleşti. İlaveten İsrail ile iyi ilişkiler içindeki bir Türkiye’nin Mağrip’ten Umman Denizi’ne kadar olan bir coğrafyada pazar kapması kolay değildi. Laik bir hükümet olsaydı ilişkilerin seviyesi kademeli olarak düşürülebilirdi, AKP öyle yapmadı. Gerginlikten kendisine siyasi rant yarattı. 

Kadri Gürsel

http://www.birgun.net/forum_index.phpnews_code=1264513390&year=2010&month=01&day=26

TAYYİP BEY'İN SANKİ ÖZEL AMAÇLI BİR YAHUDİ DÜŞMANI OLARAK GÖSTERİLMEK İSTENMESİ DOĞRUYU YANSITMIYOR

Tayyip Bey, İsrail'i işlediği savaş suçları nedeniyle eleştiriyor. İsrail'in savaş suçu sıklığına paralel olarak Tayyip Bey'in eleştiri sıklığı artıyor. Tayyip Bey'in sanki özel amaçlı bir Yahudi düşmanı olarak gösterilmek istenmesi doğruyu yansıtmıyor. Tayyip Bey katıldığı uluslararası forumlarda İsrail'in Filistin üzerinde uyguladığı haksızlığı teşhir etmekte ısrarlı...Bu yönüyle hemen dikkat çekiyor. Doğrusu saygı da görüyor. İsrail'in hukuk ihlalini uluslararası zemine getirmek önemli bir cesaret sergilemesiydi. Tayyip Bey bunu sergilediği için İsrail'in hedefi oldu. Olayları saptırarak Yahudi karşıtlığı olarak takdim etmesi bir kurnazlık denemesinden öte bir nitelik taşımıyor...Buna, Ankara'daki İsrail Büyükelçiliği bile feveran edecek kadar asabileşti...Abes, makulün kum torbasıdır...

Yılmaz Karakoyunlu

http://haberturk.com/HTYazi.aspx?ID=7708

SOYKIRIM SUÇU KİME KARŞI VE KİM TARAFINDAN İŞLENMİŞ OLURSA OLSUN, EN BÜYÜK İNSANLIK SUÇUDUR

One minute’le başlayan soğuk süreç, Avalon’un yol açtığı diplomatik skandalla daha farklı bir safhaya taşındı. Ama ne olursa olsun, Yahudi halkına karşı gerçekleşen Soykırımı Anma Günü, ucuz diplomatik hesaplara ve çıkarlara feda edilmemeli, hükümet bu günün insanlık tarihinde taşıdığı önemin farkında olmalı ve BM’in kabul ettiği tasarıda öngörülen vazifeleri yerine getirmede tereddüt göstermemeliydi. Oysa bu önemli günde, dış ilişkiler bakanlığından yapılan birkaç satırlık resmi açıklama dışında hiçbir anma töreni, günün anlam ve önemini hatırlatacak bir program ve etkinlik söz konusu olmadı. Soykırım suçu kime karşı ve kim tarafından işlenmiş olursa olsun, en büyük insanlık suçudur. Ve Yahudi halkı tarihte bir eşi daha olmayan bir soykırıma maruz kalmış, altı milyon evladını toplama kamplarında kaybetmiş bir halktır. Acısı ve yası büyüktür bu halkın.

Orhan Miroğlu

http://www.stargazete.com/acikgorus/yahudi-soykirimi-icin-one-minute-haber-241629.htm

27 OCAK HOLOKOST ANMA GÜNÜ

Dünyada bu yılki anma etkinlikleri yazar ve kimyager Primo Levi ve eserleri etrafında hazırlanmış. Cengiz Aktar, Primo Levi’nin ‘Bunlar da mı İnsan?’ adlı eserinden bazı bölümler de okuyor. Bu parçalar, hem geçmişte yaşananların vahametini anlamak hem de soykırım çağının bittiğini sandığımız günümüzde rastlayabileceğimiz izlerinin farkına varmak açısından çok önemli ve ilginç.

Dinlemek için:

http://www.acikradyo.com/default.aspx?_mv=a&aid=25891&cat=100

Cengiz Aktar

Hoşunuza gidecek siteler

Küçük Sinemalar

http://kucuksinemalar.blogspot.com/

 

Haftanın tavsiyesi

Holocaust Memorial Day Trust

http://www.hmd.org.uk/

 

Haftanın bilgisi

The Spanish Jews - Felipe Torroba Bernaldo de Quiros

http://yehudim.eu/wiki/index.php?title=THE_SPANISH_JEWS

 

Eskilerden

Üsküdar'da bir Yahudi Mahallesi

http://yenisafak.com.tr/arsiv/2004/ekim/30/dcundioglu.html

 

Haftanın sözü

“Herhangi bir şey, onu ilk kez yapana kadar zor gelir insana. Öldürmek, öldürene kadar zordur. Bir insanı ölümden kurtarmayı denemek ise bunu deneyinceye kadar...”

Jan Karski

http://taraf.com.tr/makale/9770.htm