Geçtiğimiz hafta içinde düzenlenen İstanbul Moda haftasında birçok moda tasarımcısı 2010 kış koleksiyonunu moda severlere sundu
Modayla ilişkiniz nasıl? ‘Bir pantolon bir bluz’cu musunuz yoksa farklı denemeleri yapan biri misiniz?
Ben modayla yakından ilgiliyim, biliyorsunuz herhalde…
Modayı sadece marka olarak, iyi giyinmek olarak algılamam. Benim için o bir stil, hayat biçimi ve yaşam şekli…
Kendimi ifade etme şeklim.
Tasarımın hayatımdaki önceliği her zaman marka merakının önüne geçti… İyi ki de öyle!
Aslına bakarsanız böyle olmasına da şaşmamalı…
Zamane gençleri modaya çok meraklı!
Herkes kendi stilini yaratıyor.
Hiç aklınıza gelmeyecek parçaları bir arada kombinliyor, her şeyi deniyor ve özgürlüğün tadını çıkarıyorlar.
Aslında önemli olan stil sahibi olmak, modayı körü körüne takip etmek değil!
Yıllarca çalıştığım dergi için hem Türk hem de yabancı, dünyaca tanınan moda tasarımcılarıyla röportaj yaptım. Onları tanıdıkça modaya ve tasarıma olan tutkum arttı.
Türk moda tasarımcılarına her zaman destek verdim. Onların çok iyi işler yaptıklarını ve son zamanlarda uluslararası platformda ülkemizi temsil edecek düzeyde olduklarının hep altını çizdim.
Moda tasarımcılarının bir derneği var. Türkiye’deki moda tasarımcıları bir araya geliyor, moda günleri, moda haftaları düzenliyorlar.
İnanın çok da ilgi görüyor.
Geçtiğimiz hafta tasarımcılar önümüzdeki kış koleksiyonunu moda severlere sundular.
Herkesin çok ilgi gösterdiği moda haftasında başarılı işler sergilendi.
Anneannem bana hep şöyle der; yediğin içtiğin senin olsun, sen bana gördüklerini anlat!
Ben de aynen öyle yapacağım!
‘Moda Haftası’nın ilk gününde Ezra ve Tuba Çetin’in defilesini izledim. İlk defa erkek koleksiyonu hazırlayan Çetin kardeşler futuristik yaklaşımın öncüleri…
Daha sonra Arzu Kaprol’un defilesini izledim! Gerçekten inanılmaz bir şov, başarılı koreografi ve podyumun en iyi mankenleri… Hepsi bir aradaydı… Koleksiyonda güçlü parçalar vardı. Hafızamda yer eden elbiseler önümüzdeki sezonda kesinlikle gardırobumda olacak.
Moda haftasının ikinci gününde Gamze Saraçoğlu muhteşem şovuyla koleksiyonunu moda severlere tanıttı. ‘Müsvedde’ adını verdiği koleksiyonda birbirinden güzel elbiseler yerini aldı. Kumaşlara verilmiş olan buruşturulmuş kağıt efekti son derece yerinde kullanılmıştı. Diğer koleksiyonlarında olduğu gibi Müsvedde’de de romantik yanını korumayı başarmış olan Saraçoğlu yine vazgeçilmezimiz olacak galiba! Siyah, beyaz, gri ve krem rengine takılı kalmayıp, renk konusunda risk almayı tercih etmiş olan tasarımcı başarıya da ulaşmış.
Aynı günün akşamı Hakan Yıldırım hafızalardan uzun zaman silinmeyecek bir koleksiyonla bizleri şaşırttı. Sadece siyah gece elbiselerinden oluşan defilede zarif, asil ve seksi olmanın dekolteden geçmediğini gözler önüne serdi. Aslında önemli olan sadece bir yeri vurgulamak! Böylece şıklığınız sadelikle birleşiyor. Sonuç; mükemmel! Bu eşsiz birleşim sizi farklı kılacak inanın bana! Bundan böyle yöntem belli… Bir gece elbisesi almadan önce beni düşünün ve sadece bir tarafında özellik olan bir gece kıyafeti tercih edin! Bu arada genç tasarımcı sadece kendi için değil ‘Hakan Yıldırım for Koton’ için olan koleksiyonuyla da adından başarıyla söz ettirdi. Günlük giyimin önce markalarından Koton için tasarladığı dış giyim koleksiyonunda gündelik yaşamınıza renk katacak detaylar hakimdi. Şimdiden söyleyelim önümüzdeki sezon elbiseler çok mini. Bacaklarına güvenen kadınlara hitap edecek tarzdaki elbiseler gelecek sezonda sürekli karşımıza çıkacak. Bu arada tasarımcı çok kısa süre sonra Londra Moda Haftası’nda bir defile yapacak. Şimdiden başarılar Hakan…
Moda Haftası’nın üçüncü gününde Özlem Süer’in defilesine katıldım. Orta çağ esintili elbiselerle başlayan defile deri detaylarla devam etti. Son zamanlarda fazlasıyla gündemde olan pudra ve siyah Süer’in koleksiyonunda da ön plandaydı. Aslında hiç tarzım değil ama defile koleksiyonun bütünlüğü, saç ve makyaj defileyi beğenmemi sağladı.
Mehtap Elaidi’nin ‘Saklambaç’ adını verdiği koleksiyonda canlı renkleri gündelik hayata taşıdı. Aslında ondan görmeye alışık olmadığım bir stil olduğundan üzerimde şok etkisi yarattı. Hoşuma gitmedi değil. Önümüzdeki kış koleksiyonunda blazer ceketim Elaidi’den olacak! Şimdiden söyleyeyim.
Moda haftasında bu kadar defileye gidebildim.
Defilenin olmadığı zamanlarda moda tasarımcılarının, gazetecilerin, bloggerların ve moda severlerin bir arada olduğu yemeklerde keyifli sohbetler ettik. Kimi bohem, kimi modern, kimi vintage, kimi avangarde stile sahip olsa da herkesin ortak noktası modaya duyduğu aşk!
Eğer siz de modaya meraklıysanız, Ağustos ayında yapılacak moda haftası için şimdiden yerinizi ayırtın… Benden söylemesi!