NBA’in en büyük rekabeti: Celtics ve Lakers

Amerikan basketbol tarihinin en önemli rekabetlerinden biri olan Boston Celtics ile Los Angeles Laker’ın senelere dayanan rekabetine bir göz atalım istedik

Alp ALKAŞ Spor
17 Şubat 2010 Çarşamba

Shaun Powell geçtiğimiz günlerde şunları kaleme almıştı:

“Eskiden NBA takımlarının ve oyuncularının birbirleriyle kapışmalar içersine girerlerdi ve David Stern bundan rahatsız olmazdı.

Tabi ki yumrukların konuştuğumu bir kapışmadan bahsetmiyorum. Eskiden bu kapışmalar ‘rivalry’ (rekabet) ile ilgiliydi ve NBA’in heyecanını arttıran en önemli unsurlardı. Şimdi ise bu rekabetlerin sayısı, dövmesi olmayan Denver Nuggets oyuncusu sayısından daha az hale geldi. Oysa NBA’e şekil veren, heyecan kata ve takip edilmesini sağlayan şey bu rekabetlerdi. Bu rekabetler iddialı açıklamalar ve sağlıklı denilebilecek bir miktar ağız dalaşı içerirdi. Herkes de bu rekabetteki takımların bir dahaki karşılaşmasını iple çekerdi”

Ayrıca Powell, şimdiki rekabetlerin yayıncı kuruluşlar ve sponsorlar tarafından ticari amaçlarla körüklenen rekabetler olduğunu iddia ediyor. Eskinin aksine rekabetteki başrol oyuncularının birbirlerini sevdiği ve iyi geçindiği günümüz düzeninde rekabetlerin eski düzeyine ulaşmasının oldukça zor olacağından bahsediyor. Bu yazıyı okuduktan sonra NBA tarihinin en büyük ‘rivalry’si hakkında bir yazı yazmanın iyi olacağını düşündüm.

21 yıl sonra yeniden

NBA tarihinin en başarılı (Boston 17, Lakers 15 kez şampiyon oldu) ve en çok ilgi çeken iki franchise’ı arasındaki rekabet, aynı zamanda NBA tarihine damga vuran rekabet olmuştur. Doksanlı yılların başında Magic Johnson ve Larry Bird’un basketbolu bırakmasıyla etkisi azalan rekabet, son final eşleşmesinden 21 yıl sonra, 2008 yılı finalleri ile yeniden su yüzüne çıktı. Son iki sezonun şampiyonları kadrolarını koruduğu sürece de günümüz pazarlama dünyasının da yardımıyla bu şekilde devam edecek gibi gözüküyor. 

İki takımın NBA finallerinde ilk karşılaşması 1959 yılında Boston’un o zamanki adıyla Minneapolis Lakers’ı süpürmesiyle sonuçlanmıştı. Bu şampiyonluk Boston’un ardı ardına gelecek olan sekiz şampiyonluğunun ilki olurken 1962, 1963, 1965, 1966, 1968 ve 1969 yıllarında bu iki takım finallerde karşılaşmaya devam ettiler. Bütün bu serileri Boston kazanırken Lakers şampiyonluğa en çok 1962, 1966 ve 1969’da seriyi yedinci maça kadar taşıyarak yaklaşabildi.

Bu dönemin en keyifli final serisi 1969 yılında yaşanmıştı. Bill Russell’ın son sezonunda zorlanarak finale yükselen Boston takımı; Jerry West, Elgin Baylor ve takıma yeni katılan Wilt Chamberlain liderliğindeki Lakers karşısında final serisinde 2-0 yenik duruma düşmesine karşın seriyi yedinci maça taşımayı bildi.

Lakers takımının sahibi Jack Kent Cooke’un, maçtan önce salondaki koltuklara basılmış kutlama programını koydurduğunu öğrenen Bill Russell son maç öncesi konuşmasında şunları demişti:

“Bugün burada pek çok şey olabilir fakat ne olursa olsun Lakers bizi yenemeyecek. Bizi yenemeyecekler. O balonları tek tek söktüklerini izlemek oldukça keyifli olacak”.

Maç içerisinde zaman zaman fark Boston lehine açılmış da olsa, son çeyreğe 18 sayıda giren Lakers maçın sonunda farkı bir sayıya indirmeyi başarmıştı. Bu sırada Don Nelson’ın faul çizgisinden attığı ve potadan sekip yükseldikten sonra tekrar potaya giren mucizevi şutu neticenin belirlenmesini sağladı. Bu şutun ardından Lakers sahibi Cooke, saha kenarına kadar gelip maçta sakatlanmış olan Wilt Chamberlain’i oyuna sokması için Koç Butch Van Breda Kolff ile tartışmaya başladı fakat Koç’un fikrini değiştiremedi. Chamberlain de oyuna girmek için koçundan izin istedi fakat Kolff buna izin vermedi. Bu kararı Lakers’a pahalıya patladı ve maçı Boston 108-106 kazanmayı başardı. Lakers’ın tek tesellisi ise Jerry West’in MVP olması olabildi.

“Beat L.A.”

Bu dönem NBA’in en çok bilinen tezahüratlarından birinin de ortaya çıkışına sahne olmuştur: “Beat L.A.!”. 1960’larda Boston Garden tribünlerinde başlayan bu tezahürat daha sonra bütün lige yayılırken 1982 konferans finalinde Celtics serinin son maçında kendi evinde Sixers’a elendiğinde yine Celtics tribünlerinden aynı ses yükseliyor ve Sixers takımından aynı şeyi rica ediyorlardı: “Beat L.A!”.

Daha önceleri Elgn Baylor, Jerry West, Bob Cousy ve Bill Russell arasında geçen rekabet 1980’lerde yine iki takımın kurmayı başardığı güçlü kadrolar sayesinde alevlendi. O dönem Lakers sekiz, Boston da beş kez finallerde oynamayı başarırken on yıllık dönemi Lakers beş, Boston’da üç şampiyonluk kazanarak geçirdi. Bu dönemde rekabete farklı boyutlarda katılmaya başlandı: Magic vs Bird (İkisi de bu on yılda üçer kez MVP seçildiler), Doğu Yakası (East Coast) vs Batı Yakası (West Coast); işçi sınıfı vs Hollywood şaşası; eski/geleneksel vs lüks/modern. Bu dönemin bu kadar çetrefillendirilmesinin önemli sebeplerinden birinin de NBA organizasyonunun o dönemde içinden geçtiği finansal sıkıntıyı atlatmak için bu rekabeti ciddi bir pazarlama aracı olarak kullanması olduğunu da belirtmek gerekir. Aslında takımlar 80’li yıllarda sadece üç kez birbirleriyle eşleştiler. (1984, 1985, 1987) Fakat serinin günümüzde yaratılmaya çalışılan pazarlama harikası serilere benzemediğini anlamak için herhangi bir maçın birkaç dakikasını seyretmek yeterli olacaktır. 

Bu seriler, aynı zamanda NBA Final formatının Red Auerbach’ın önerisiyle değiştirildiği seriler olarak da bilinir. Ülkenin en doğusundan en batısına gidip gelmenin ve serinin yedi maça uzaması halinde son üç maç için bunu kısa aralıklarla yapmanın zorluğu dolayısıyla, bu seriler 1985 yılından itibaren 2-3-2 formatında oynanmaya başlandı. Gerçi Auerbach seneler sonra bu fikrin aslında yanlış olduğunu ve serinin kilidini çözen beşinci maçın sezon derecesi daha kötü olan takımın kendi evinde oynadığı art arda üçüncü maç olmasının haksız rekabet yarattığını kabul etti.

“Korkaklar”

1984 yılında 2-2-1-1-1 formatında oynanan son final serisinde, ilk dört maçta iki takım da deplasmanda birer maç kazanınca seri 2-2’de eşitlenmişti. Bu maçlardan farklı skorla biten tek maç olan üçüncü maçın ardından basın toplantısında Larry Bird Celtics’in ‘korkaklar’ gibi oynadığını açıkladı. Bu açıklama takımın serinin dördüncü maçı itibariyle Celtics’in tavrını tamamen değiştirdi. Celtics’in kazandığı maçın özeti ise Kevin McHale’in fastbreak’i bitirmeye çalışan Kurt Rambis’i çok sert bir faul ile yere yıkması olmuştu. Bu rekabete yeni bir fiziksel boyut eklendiği an oldu. Kareem Abdul Jabbar, aynı maçta Larry Bird’i yere yığarken, faul atışını kaçıran James Worthy boğulma taklidi yapan Cedric Maxwell tarafından sürekli taciz ediliyordu. ‘Heat Game’ olarak bilinen ve havalandırma sistemi olmayan Boston Garden’da 31 derecede oynanan beşinci maçı Boston kazandı. Altıncı maçta Celtics’in sertlik derecesine çıkan Lakers’da James Worthy Cedric Maxwell’i pota direğine çarptırıp yıkarken, Lakers da seriye eşitlik getirdi. Maç bitiminde bir Lakers taraftarının üzerine bira dökmesi atması üzerine M.L. Carr ‘topyekün savaş’ ilan etti. Yedinci maçı da kazanan Boston şampiyonluğunu ilan ederken, Larry Bird finallerin en değerli oyuncusu seçildi.

Sonraki sezon yine maça uzan seriyi bu sefer Lakers kazandı. Kareem Abdul Jabbar final serisinin en değerli oyuncusu seçilirken 38 yaş 1 ay ve 24 gün ile bu ödüle layık görülen en yaşlı oyuncu olmayı da başardı. 1987 yılının final serisi bir evvelki sezon konferans finallerinde elenen Lakers’ın 4-2’lik üstünlüğü ile sonuçlandı. Seride 2-1 Lakers öndeyken dördüncü maçın son saniyelerine Bird’in soktuğu üç sayılık atış ile Boston bir sayı önde girdi. Fakat maçın bitimine iki saniye kala Magic Johnson’ın, Kareem’in Sky-hook’unu andırması dolayısıyla ‘Baby-hook’ olarak tarihe geçen atışı sokmasıyla Lakers seride 3-1 öne geçti. Boston beşinci maçı kazanarak Lakers’ın Boston Garden’da kutlama yapmasına engel olduysa da Lakers altıncı maçı kazanarak şampiyon olmayı başardı. Final serisinde 26 sayı, sekiz ribaunt, 12 asist ve 2.3 top çalma ortalamalarıyla oynayan Magic final serisinin MVP’si oldu.

2008 Şampiyonu

2008 yılı finallerinde Celtics ve Lakers 21 sene sonra ilk defa tekrar finallerde karşılaşma şansı buldu. Celtics’in finale kadar üç serinin ikisinde yedi maç diğerinde ise altı maç oynamak durumunda kalması ve buna karşın Lakers’ın playoffları domine etmesi, seri öncesinde pek çok otoritenin Lakers’ı favori görmesine neden oluyordu.

İlk maçta Paul Pierce dizinden sakatlandı. Sahadan sedye ile çıkartılan Pierce’ın maça sonrada geri dönmesi ve başarılı bir performans göstermesi ile Boston maçı kazanmayı bildi. Pierce’ın bu hareketini pek çok kişi takımını ateşlemek için yaptığı bir rol olarak değerlendirirken maç sonrası yaptığı açıklamada Pierce bir daha sahadan sedye ile çıkartılmasının ancak bir daha hiç basketbol oynayamayacak hale gelmesi sonucunda olacağını açıkladı. İkinci maçta son çeyreğin başında Boston lehine farkın 24 sayıya çıkmasına engel olmayan Lakers, bu çeyrekte attığı 41 sayı ile farkı azaltmayı başarsa da, maçın sonundaki faul atışlarını iyi kullanan Boston maçı kazandı. Garnett ve Pierce’ın kötü bir performans sergilediği üçüncü maçı ise kendi evinde Lakers kazandı. Dördüncü maç, NBA Finalleri tarihinin bir devrede yapılan en büyük geri dönüşüne sahne oldu.

Devreyi Kobe’nin hiç sayı atmamasına karşın 24 sayı önde kapatan Lakers’ın seriyi eşitlemesine garanti gözüyle bakılırken kenardan gelen Posey ve Eddie House’un ateşlediği Boston maçı 97-91 kazanarak seriyi 3-1’e getirdi. “Do or die” maçı olan serinin beşinci maçında Lakers maça hızlı başladı. Boston bu maçta da 19 sayıya kadar çıkan farkı indirmeyi başarsa da maçın sonunda Kobe’nin Pierce’ın topunu arkadan gelip çalması ve topu kapan Odom’un pasını hızlı hücumda tamamlaması ile maçının galibi belli oldu. Lakers 103-98 kazanarak seriyi bir kez daha Boston’a taşıdı.  Serinin altıncı maçına Kobe ilk çeyrekte 11 sayı bularak çok hızlı başladı fakat takım arkadaşları henüz kendisine ayak uyduramamıştı ve Celtics ikinci çeyrekte 7:30 kala 32-29 öne geçmeyi başardı. Ne olduysa bundan sonra oldu ve Posey ve Eddie House’un üçlükleriyle 26-6’lık bir seri yakalayan Boston bir anda farkı açtı. İkinci devrede de aynı performansı sürdüren Celtics maçın bitimine 1:44 kala 43 sayı öndeydi. Bu maçı 39 sayı ile kazanan Celtics hem 17. şampiyonluğunu ilan etti hem de NBA finalleri tarihinin en yüksek ikinci farklı, finallerinin son maçının en farklı galibiyetine imza atmış oldu. Paul Pierce ise takımına yaptığı liderliğin karşılığına MVP ödülü ile aldı. Takımlar geçtiğimiz sene, Boston’ın Doğu Konferansı Yarıfinalleri’nde Orlando’ya elenmesi sonucu karşılaşamadı. Lakers’ın Orlando’yu finallerde yenmesi sonucu şampiyon Lakers olurken, son iki sezonun şampiyonu Lakers ve Celtics arasındaki maçlar hem geçmişin anılarına yeniden yaşatması açısından hem de sahadaki yıldızların çokluğu açısından şu anda NBA’in en çekişmeli rekabeti olarak görülebilir. Boston’ın yaş ortalaması göz önüne alındığında rekabet çok uzun sürmeyecek gibi olsa da biz basketbol romantikleri için Lakers – Celtics maçları bir müddet daha ilginç anılar yaşatacak gibi duruyor.